Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nükleer programı yüzünden İran’ın bir ABD-İsrail saldırısına uğramasının kaçınılmaz olduğuna dair haberler artmaya başladı. Bunlara ne kadar inanmak gerek? İran bir süreden beri birçok yere serpiştirilmiş yeraltı tesislerinde uranyum rafine ediyor. Amacını uranyumu enerji üretiminde ve tıpta kullanmak olarak açıklıyor. Batı’da, İran’ın doğruyu söylemediğine, gerçek amacının nükleer silah üretmek olduğuna dair yaygın bir inanç var. Bu inanç şu noktalara dayanıyor: İran, nükleer bir santralın yıllarca gereksinimini karşılayacak kadar uranyum stoklamasına rağmen üretime devam ediyor. Silah yapmayacak olsa gerek duymayacağı tesisler kurdu. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) denetimine razı değil.

ABD ve İsrail İran’ın nükleer silah sahibi olmasını kesinlikle önleyeceklerini açıklayıp duruyor. İsrail bir an önce saldırmak istiyor çünkü İran’ın nükleer silah yapma yolundaki ilerleyişinin, bir süre sonra, bombalansa bile, durdurulamayacağına inanıyor.

Washington’a göre daha vakit var, diplomasiden ümit kesme zamanı gelmedi. Bu iki başkent tarafından yerleştirilmek istenen kanı, nükleer silaha sahip bir İran’ın Batı ve müttefikleri için hayati bir tehdit oluşturacağı, bunun kabul edilemez olduğudur.

Bu doğru mu? Yoksa İran’a saldırmak, Ortadoğu’dan bir İsrail karşıtı rejimi daha kaldırmak için pişirilen bir mazeret mi?

Haberin Devamı

Daha az saldırganlık

Nükleer silahlara sahip olmanın İran’ı daha saldırgan yapacağı var sayımı yanlıştır. Muhtemelen bunun tersi olacak. İran, İsrail veya başka bir ülkeye karşı nükleer silah kullanması halinde yerle bir edileceğinin idrakinde olacağı için bugünkünden daha az saldırgan, daha çok temkinli olacaktır. Tersi değil.

İran’ın nükleer silahlara sahip olması halinde İsrail’le arasında kurulacak dehşet dengesi her iki ülkeyi de daha temkinli yapacak. Bu da, belki, hem onlar hem de bütün Ortadoğu için iyi olacak. Her ne kadar gizlese de, İsrail’in elinde, Ortadoğu’nun birçok yerini taş devrine geri yollayacak kadar nükleer silah var. İran’a saldırmak arzusu, daha çok, bunun sağladığı üstünlüğünü korumak istemesinden kaynaklanıyor olabilir. Ama neden Ortadoğu’da nükleer silah sahibi olma tekeli İsrail’de olsun? İran nükleer programından vazgeçmeyi kabul ederse İsrail, karşılığında, nükleer silahlarını tahrip eder mi? Hiç sanmam.

Çünkü o silahlar sadece caydırmak için değildir. Üstünlük sağlamak içindir.

Bir soru daha var. Ya İran doğru söylüyorsa ve gerçekten nükleer silah yapmayacaksa? ABD ve İsrail, İran’ın nükleer programını Molla rejimini yıkıp yerine “demokrasi getirmek” için bir mazeret olarak kullanıyor olamazlar mı? Saddam’ı devirmek için uydurulan yalanları hatırlayacak olursak bu olasılığı yok sayamayız.

İran dünyanın dördüncü en büyük petrol, ikinci en büyük gaz rezervlerine sahiptir. 2010’da Suudi Arabistan ve Rusya’nın sonra en büyük ham petrol ihracatçısı oldu. Mollaları devirip İsrail’i rahatlatmak ve bu rezervler üzerinde söz sahibi olmak ABD için büyük bir ödül olur.