Osman Şenher

Galatasaray’ın deplasmanda Bruma’nın gayretiyle aldığı üç puan tabii ki taraftarı çok mutlu ediyor. Ama ortaya konan futbola baktığın zaman bunun ilerisini görmek kolay değil. Düşünebiliyor musunuz güya yıldızlarla dolu bir takım. Bu takımda ne hırs, ne istek, ne organizasyon, ne tempo... Hiçbir şey yok.

İş yapan üç tane futbolcu var. Biri Bruma, ikincisi Carole, üçüncüsü Muslera... Çıkar bu üç futbolcuyu, sarı-kırmızılıların Adanaspor’dan hiç farkı kalmaz. Eren... Bu çocuk bir iki hafta sonra herkesin hedefi olacak. Ne sağ, ne sol çizgiden, ne de derinlemesine pas... Bir tek top alamıyor. Ve takımın en etkisiz futbolcusu konumunda... Eğer Eren’i topla buluşturamıyorsanız, o zaman boşuna forma vermeyin. Bu çocuğu kaybedeceksiniz.

Podolski, Dersim maçının kahramanı... Güya Adanaspor karşısında Sneijder’in görevini üstlendi. Bu kadar isteksiz, etkisiz olunmaz. Kenardaki teknik direktör buna 80 dakika tahammül ediyor. Yasin de Dersim maçının iyilerinden... İlk 11’den kesik yediği zaman suratından düşen bin parça. Dün gece ilk 11’de oynadı. Ne yaptı? Takıma katkısı ne? Sıfır. Maçın başında Podolski’den aldığı pasla kaleciyle karşı karşıya kaldı. Eren’e pas verse gol olacak. Yasin bunu

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, kulübün geleceğini sırtına aldı. Başarılı olacağından hiç şüphem yok. Mali kongrede genel kurul üyeleri de başkana büyük destek verdiler.
Bundan sonra yaşanacaklar tamamen Özbek’in elinde. Bu gücü iyi kullanmalı. Eskiden olduğu gibi köşe başlarını tutan, Galatasaray’a zarar veren her kim olursa olsun yanına yanaştırmamalı. Artık Özbek sadece liselilerin ya da liseli olmayanların başkanı değil. Herkes ona ne kadar güvendiklerini gösterdi.
Kulüpte yine çatlak sesler çıkar, çıkmaması mümkün değil. Çünkü yeni düzende bugüne kadar ‘benim dediğim olur’ diyen, etrafa hava atan kişiler saf dışı kaldı. Bunun olması gerekiyordu. Geç bile kalındı. Kulübü 500 milyon dolar borca sokanlar yargılanmadı, hesap sorulmadı. Şu dakikadan sonra başkandan hesap soracak kimse kalmadı çevrede. Allah, Selahattin abiden (Beyazıt) razı olsun. Ya Riva olmasaydı... Bugün belkide herkes kayyumla uğraşacaktı.
Selahattin abi gibiler fedakâr, büyük Galatasaraylı. Bugüne kadar kulüpten hiçbir şey almadılar, sadece verdiler. Artık bu tür insanların itibar görmesi lazım. Yalancı kahramanların değil!
Hâlâ ‘TT Arena’nın yanına neden 15 bin kişilik spor salonu yapılacak’ diyenler

45 bin taraftar, TT Arena cehennem gibi... Dolu tribünler önünde futbolun keyfi... Futbolcular bundan etkileniyor mu diye sorarsanız, Antalya maçında etkilenmişti. Ama Trabzon karşısında taraftarı bile takmadılar.

Herhalde fazla övgü, coşku futbolcuların biraz ayaklarını yerden kesmiş. Trabzonspor çok mu iyi oynuyor? Kesinlikle hayır. Ama Ersun Yanal akıllı bir hoca... Galatasaray’ı nasıl yeneceğini, nasıl durduracağını, planını iyi yapmış. Maç boyu iki kere kaleye geldiler, birini gole çevirdiler.

Sarı-kırmızılılar öyle bir gol yiyor ki Bruma, Semih, Cavanda hepsi uyuyor. Kalabalık Trabzon orta sahası bilhassa ilk yarı rakibi doğru dürüst gol pozisyonuna sokmadı. Selçuk, Sneijder ve Tolga Ciğerci kötü günlerindeydi. Çok etkisizdiler.

İkinci yarı Tolga biraz kıpırdar gibi oldu, hücuma katıldı, Galatasaray pozisyon buldu. Tolga’nın, Eren’in ve Sneijder’in vuruşlarını kaleci Onur kurtardı.

Eren’in röveşatası ise çok güzel bir gol olmalıydı. Ev sahibi ekipte Eren gibi harika bir santrfor var. Çocuğa kanatlardan tek top gelmiyor. İnanın Beşiktaşlı Caner, Galatasaray’da oynasa o maç boyu yaptığı 10 ortanın en az 5’ini Eren gol yapar.

Cavanda’nın evlere şenlik. Orta filan yapamıyor. Bruma

Galatasaray Başkanı kendini feda edercesine kulübün kurtuluş reçetesini yarın kongre üyelerine sunacak. 500 milyon dolar borç, yılda ödenen 40 milyon dolar faiz 1-2 sene içinde bitecek.

O zaman Galatasaray tam bir dünya kulübü olacak. Tabii bu proje kongrede kabul görürse... Şimdiden telaş başladı. TOKİ ile anlaşma dolar üzerinden hayata geçirilmeliymiş. Florya’daki 22 dönümlük arazi bu projenin içine konmamalıymış... Devlet, 508 milyon TL’yi garanti ediyor. Yapılan projelerde satışlardan kulübün alacağı para 500 milyon dolara çıkacak. Bunun yanında TT Arena’ya 15 dakika mesafede tesis yapması için kulübe bin dönümün üstünde arazi verilecek. Bu da ne demek... Galatasaray’ın geleceği kurtulacak.

Bunu anlamıyorlar. Anlıyorlar da ‘ya Başkan Özbek bunu başarırsa’ diye korkuyorlar. Bir de ‘Bundan sonraki hangi başkan kulübü ne kadar borçlandırırsa bunu cebinden verecek’ maddesi kongreden geçerse Allah sağlık versin Özbek bundan sonraki 15 yıl başkan kalır. Hiç kimse başkanlığa aday olamaz. İşin gerçeği bu.

Eğer bunlar olursa kulübü bugüne kadar oyuncak gibi kullanan, her fırsatta basına sanki Galatasaray’ın kurtarıcısıymış gibi demeçler veren insanlar bir daha kulübün yakınından

Galatasaray’ın bu sezon Beşiktaş derbisinden sonraki en zor maçı dün geceki Gençlerbirliği karşılaşmasıydı. Önce İbrahim Üzülmez’i kutlamak lazım... Mütevazı bir ekiple, rakibin büyük yıldızları da olsa neredeyse başabaş futbol oynattı takımını... Bu kolay bir şey değil... Muslera kalesinde devleşmese Ankara ekibi maçı berabere de bitirebilirdi.
Galatasaray’a gelince; ilk yarı mükemmel oynadı. Bütün futbolcular birbirlerinin kademesine geçiyor, Eren Derdiyok bile defansına gelip top çıkartıyordu. Sabri, Carole belki de hayatlarının maçını oynadılar... Orta sahada Josue, Tolga ve Selçuk oyunu istedikleri zaman hızlandırdılar, istedikleri zaman yavaşlattılar. Yasin defansına yardım etti, hücuma çıktı, inatla gol yollarında rakipleri ile savaştı... Sahada futbolun bu güzelliklerini gösterirken Bruma ile de harika bir gol buldular. İkinci gole de yine Bruma ile çok yaklaştılar. Genç yıldız kaleciyi geçip boş kaleye golü atmak varken topu file bekçisinin kucağına attı. Bruma iyi bir futbolcu... Çok çabuk, çok süratli ama daha pişmesi lazım...
İkinci yarı ise farklı bir Galatasaray seyrettik. Orta saha adeta durdu... Kanatlardan ne Bruma ne Yasin tek hücum yapamadı. Rakip

İnsan üzülüyor. Nereden nereye geldik. EURO 2016’ya katılmamızın keyfini bile süremedik. Anlayamadığım tek şey, Fatih Terim gibi usta bir teknik direktörün böyle bir krizi neden yönetemediği...
Bugün bir gerçek var. Basındaki bölünmüşlüğü bir kenara ayırın, Türk insanının yüzde 95’i Arda’yı ‘kahraman’ gibi görüyor, çok seviyor ve milli takımda oynamasını istiyor. Fatih Terim ile Arda ters düşebilir, fikirleri ayrışabilir. Terim, Arda’yı milli takıma da almayabilir. Ama ne olursa olsun bu yaşanan olay buralara gelmemeliydi.
Şimdi halkın bir bölümü, ‘Terim gitsin, Arda milli takımda oynasın’ diyor. Peki Fatih Terim’e günah değil mi? Vatanını, milletini seven, devlet büyüklerine saygı duyan aslan gibi bir adam... Arda da böyle... O da ilk önce ‘vatan’ diyen birisi. Geldiğimiz noktaya bakın. Bu kriz o kadar büyüdü ki her gün Güneydoğu’da bir sürü şehit veriyoruz. Devlet büyüklerimiz gece gündüz hiç durmadan içerdeki ve dışardaki teröristlerle uğraşıyor. Bunlar yaşanırken milli takımdaki tartışma her şeyin önüne geçiyor.
Fatih hoca olayları buraya getirmeden bitirmeliydi. Öyle bir noktadayız ki “Ardacılar-Terimciler” diye, Türkiye ikiye bölündü. Federasyon, milli takımdaki

Gözlemlerim doğrultusunda Başkan Dursun Özbek tarihe geçecek diyorum. Arkasından başkanın vizyonu diye yazıyorum. Birçok Galatasaraylı beni arıyor, ‘Neden Özbek’i kahraman ilan ediyorsun’ diyor. İnanın o kadar üzülüyorum ki... ‘Galatasaray batsın, kötü olsun, başkan başarılı olmasın’ diye dua ediyorlar. Bu zihniyetteki insanların içinde kulübü başarıya götürmek yine söylüyorum kahramanlıktır.

Başkan Özbek, ‘Galatasaray’ın tüzüğünü değiştereceğiz. Riva ve Florya’dan gelecek paralarla borçlarımızı sıfırlayacağız. Tüzüğe öyle bir madde koyacağız ki sıfır borçlu Galatasaray’a kim başkan olursa olsun kulübü borçlandırırsa bu parayı kendisi ve yönetimi cebinden ödeyecek’ diyor. Bunlardan daha güzel bir şey var mı? Bu Galatasaray’ın kurtuluşu olur.

Yasa çıkmadı

Hatta biraz daha ileriye gideyim... Kulüpler Birliği Yasası çıksın diye yıllardır yazıyoruz... Bir türlü çıkmadı. Galatasaray Başkanı çıkıyor ortaya, ‘Ben dahil bundan sonra kim başkan olursa, kulübü ne kadar borçlandırırsa bunu cebinden ödeyecek’ diyor. Bugüne kadar böyle bir düşünceyi hiçbir yönetici ve kulüp başkanı paylaşmamış. Sırf Galatasaray’ın değil bütün kulüplerin böyle yapması lazım. Böyle bir karar alınmazsa sadece

Dün TT Arena’da heyecan, stres, goller ve taraftar şovu vardı. Uzun seneler sonra 40 bin kişinin üstündeki taraftar topluluğunun bir maçı nasıl çevirdiğini, nasıl takımını ateşlediğine şahit olduk.

Müthiş bir uğultu, Galatasaray kötü oynarken bile arkası kesilmeyen bir destek. Sonunda belki de kaybedeceği bir maçı 3 golle sarı-kırmızılılar kazandı.

İlk 17 dakika müthiş bir Galatasaray seyrettik. Muslera hariç bütün takım sahada öyle bir pres yaptılar ki, Bruma, Eren Derdiyok ve Wesley Sneijder’e o kadar net gol pası verdi ki, bunları kaçırmak, gol atmaktan daha zordu.

Galatasaray’ın iyi oynadığı bir anda Diego’nun Sabri’yi geçerek ortasına Deniz Kadah, yükselerek kafa vurdu. Antalyaspor’un bu golünde Sabri ve Carole’ün çok büyük hataları vardı. Bu golden sonra sarı-kırmızılılar sıkıntı yaşadı. Bilhassa orta sahada Wesley Sneijder, Selçuk İnan ve Tolga Ciğerci, defansta Sabri üst üste büyük top kayıpları yaptılar. İkinci yarı sakatlanan Sneijder’in yerine Podolski’nin, iyi gününde olmayan Sabri’nin yerine Cavanda’nın girişi takımın futbolunu tamamen değiştirdi.

Maç tek kaleye döndü. Bu arada Samuel Eto’o’nun attığı golü, hakem Özgür Yankaya faul gerekçesiyle geçersiz saydı. Bu