Şampiyonluğa oynayan bir takım maçın son 10 dakikasına iki farklı önde girip beş dakikada iki gol yiyip galip gelemiyorsa demek ki bu işte yanlışlıklar var.
Önce şunu söyleyeyim; İstanbul Başakşehirspor rakibine orta sahada müthiş bir pres yapıp yoran bir takım... Galatasaray, biraz tempoyu yükselttiği zaman, rakibine üstünlük sağlıyor... Ama maçın ne kadarında bunu yapabiliyor.
İlk yarı bakıyorum, Selçuk’un takipçiliği, Sabri’nin güzel ortasıyla gelen gol sarı-kırmızılıların devreyi 1-0 önde bitirmesini sağladı. İkinci yarı Yasin’in pası, Umut’un attığı gol de herhalde Galatasaraylı futbolcuları rehavete soktu.
Abdullah Avcı son 10 dakika iki oyuncu değiştirdi, iki gol buldu. Üçüncüsünü de Muslera zorla kurtardı. Hamza hoca iki farklı galibiyetten sonra sanırım Dzemaili’nin son durumunu görmek istedi. Günün çalışkan isimlerinden Yasin’i oyundan aldı. Bu dakikadan sonra da Galatasaray oyundan düştü.
Bruma, 90 dakika sahada kaldı ama Galatasaray’a en ufak bir katkı sağlamadı. Sneijder, markajdan kurtulamadı, sadece bir şut atabildi. Orta sahada Hamit ile Selçuk’a o kadar yük biniyor ki, son 20 dakika onlar da oyundan düştü. Mehmet Batdal’ın attığı gole bakıyorum, Chedjou
Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ ile Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören futbolumuzun kurtulması için çok önemli kararlar alıyorlar. Kararlar ne kadar uygulanır, hangi kulüp problem çıkartır orasını bilemiyoruz. Ama sportif başarı olmadan iflasın eşiğine gelen kulüplere bir çeki düzen vermek şarttı.
Önce şunu söyleyeyim... Gümüşdağ’ın açıklamalarına göre kulüplerin gelirleri yüzde 50 artacak. Buna hiçbir kulübün itiraz edeceğini sanmıyorum. Zaten burada fedakârlık yapan tek kurum var o da Türkiye Futbol Federasyonu. 45 milyon dolarlık geliri kulüpler borç batağından kurtulsun diye elinin tersiyle itiyorlar. İkincisi, dilerim havuzdaki para dağılımından kulüpler arasında hır çıkmaz. Bu paranın kaymağını tabii ki büyük kulüpler yiyecek. Ama unutulmasın Anadolu kulüpleri olmadan Türk futbolu bir adım ileri gidemez.
En önemli konu da havuz ihalesi 160 milyon dolardan, 450 milyon dolara çıkınca hepimiz ‘Artık kulüpler borçlanmaz, Avrupa’da büyük başarı yakalarlar’ demiştik. Tam tersi oldu. Başarı sıfır, kulüplerin çoğu batma noktasında. Mali denetim en üst seviyede yapılmazsa bu çıkan yasalar hiçbir işe yaramaz. Bence en önemlisi mali denetim.
Al
Galatasaray, bu sefer Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenmek için şartlanmıştı. Hamza Hoca’nın sahaya sürdüğü kadrodan bu çok rahat anlaşılıyor. Ufak maçlarda bile Burak-Umut-Sneijder üçlüsü ilk 11’de başlamıyor, Umut sonradan oyuna giriyordu. Maça böyle bir ileri üçlüyle başlayınca ilk 20 dakika Hamzaoğlu’nun düşündükleri sahada gerçekleşiyor gibiydi. Selçuk’la, Burak’la ilk 20 dakika 2 gol pozisyonu yakaladılar.
Bu dakikadan sonra oyun Fenerbahçe lehine döndü. Galatasaray hücuma çıkamadı, Hamit ve Selçuk’lu orta saha, Mehmet Topal- Emre-Kuyt presi karşısında dağıldı, çok hata yaptı. Kuyt maçın yıldızı olurken, Sneijder ne boş alan bulabildi, ne de şut çekecek pozisyona girebildi.
Caner soldan, Gökhan sağdan bindirmelere başlayınca Sabri ve Olcan’dan oluşan iki bek çok açıklar verdi. Cüneyt Çakır iyi bir maç yönetmesine rağmen, Olcan’ı atmaması Galatasaray’ın şansıydı. Ama ikinci yarı daha da istekli arzulu, maçı kazanmak isteyen bir Fenerbahçe vardı. Umut ve Selçuk tamamen etkisizleşti. Sneijder resmen kayboldu. Oyun tek taraflı, Fenerbahçe lehine döndü. Emenike’yle, Kuyt’la, Diego’yla, Egemen’le kaçan sayısız gol pozisyonuna girdi Fenerbahçe, Emre’nin topu direkten döndü.
Şampiyonluk yarışının en keskin virajlarından olan Fenerbahçe-Galatasaray derbisini herkes gibi ben de heyecanla bekliyorum.
Önce şunu söyleyeyim: Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat’ın olumlu demeçleri, iki kulübün fair-play çerçevesi içinde birbirlerine yaklaşmaları önceki senelerde olduğu gibi bu derbide kavgaları değil, futbolu konuşacağımızın habercisi.
Aklanmak şart
Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat kulübün babası gibi. Seçime kadar kulüp batmasın diye resmen savaş veriyor. Para bulmak için sağlığını kaybedecek noktaya geldi. Kulübün Divan Kurulu ise Başkan’a, ‘hisse satamazsın, mal mülk satamazsın, Ali Sami Yen Stadı’nın yanına oteli yapamazsın...’ Yani resmen ‘Bırak kulüp batsın, şampiyonluk yarışından kopsun, basketbol şubelerini kapat ve Mayıs ayı gelmeden sen de Aysal gibi bırak kaç’ diyor!
İnşallah iyi oynayan kazansın...
Üstüne basa basa söylüyorum. Bu maçta hangi takım galip gelirse gelsin şampiyon belirlenmeyecek. Sarı-lacivertliler kazanırsa puan farkı bire inecek. Berabere biterse 4’te kalacak. Sarı-kırmızılılar kazanırsa 7’ye çıkacak. Ligin bitmesine de 11 hafta kalacak. Bu sürede o kadar çok puan kayıpları
Hamza hocayı kutlamak lazım. Bu takım Prandelli zamanı yerlerde sürünüyordu. Florya futbolcu çöplüğüne dönmüştü. Şimdi şu gelinen tabloya bakın. Süper Lig’de Galatasaray lider, Ziraat Türkiye Kupası’nda çeyrek finalde. Futbolcuların çoğu satılsın diyorduk. Hamza Hamzaoğlu bunları resmen parlattı. Her şeyden önemlisi dün geceki maça bakıyoruz. Rakip 39. dakikada bir kişi eksik kalıyor. Buna rağmen takımın hırsı, disiplini hiç düşmüyor. Daha fazla gol atmak için mücadele ediyorlar.
Türkiye Kupası’nı bazı yöneticiler küçük görüyor. Ben kesinlikle katılmıyorum. İnanın dün geceki maç Süper Lig kalitesindeydi. Manisaspor PTT 1. lig’de 16. sırada. 50 dakika bir kişi eksik oynamasına rağmen oyunu hiç çirkinleştirmediler. Karşı kalede 3-4 tane gol pozisyonu yakaladılar. Tempoları 90 dakika düşmedi. O kadar keyifli bir karşılaşma seyrettik ki her iki takımı da kutlamak lazım.
Galatasaray’da öne çıkan futbolcular vardı. Dzemaili orta sahada oynadı. Ama hücumda o kadar etkili oldu ki, iki topu direkten döndü, gol attı, attırdı, penaltı yaptırdı... Sarı-kırmızılıların hücumlarının hepsinde vardı. Belki de Melo’nun sakatlığında Galatasaray’a ilaç olacak.
Sneijder müthiş bir
Liderlik Galatasaraylı futbolcuları daha çok hırslandırmış ve bütünleştirmiş. Kayseri Erciyes karşısında zorlanmadan üç golle üç puanı aldılar. İlk 30 dakika Muslera hariç 10 futbolcuyla Erciyes’e öyle bir pres yaptılar ki, sağ çizgide Sabri, Bruma; sol çizgide Olcan ve Yasin... Umut-Sneijder ve Selçuk da hücuma destek verince gerçekten mükemmel bir Galatasaray seyrettik. Umut’un golüyle öne de geçmelerine rağmen bu ilk bölümde skor çok daha fazla olabilirdi.
Skorun artmamasının iki sebebi var: Birincisi Burak’ın oynamayışı, ikincisi ise son vuruşlarda Bruma’nın, Hamit’in, Sneijder’in başarısızlıkları... Erciyesspor ilk atağını 31. dakikada yaptı. Mavi-siyahlıların en kaliteli futbolcusu Drenthe’nin ortasında Vleminckx harika bir voleyle fileleri havalandırdı. Belçikalı futbolcu golünü atarken Koray’ın çok büyük hatası vardı, resmen uyudu, rakibini kaçırdı.
İkinci yarı yine maç sarı-kırmızılıların kontrolü ve hücumlarıyla geçti. Bu yarıda sahneye Sneijder çıktı. Önce Selçuk’un mükemmel ortasına Chedjou aynı güzellikte kafayla vurdu ve ikinci golü attı.
Bu gol Cim Bom’u rahatlatınca Sneijder şova başladı. Üç kişiyi geçiyor vuruyor, top üst direkten dönüyor. Yine iki
Bütün kulüp başkanları ve yöneticileri bu sezonun kazasız, belasız, sağlıklı bitmesini istiyorlarsa sakin olmalılar. Önce şunu söyleyeyim, hakemler hakikaten çok hata yapıyorlar ama ben art niyetli olduklarını düşünmüyorum. Bütün maçlarda her takımın lehine de aleyhine de hata yapılıyor.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın sert açıklamalara katılmıyorum. Evet Özgür Yankaya, Akhisarlı Custodio’yu, Mehmet Topal’a yaptığı hareketten dolayı ikinci sarı karttan atmalıydı. Yıldırım burada haklı.
Biraz geriye gittiğin zaman Fenerbahçe-Trabzonspor maçında Egemen rakibine tokat atıyor ve hakem kendisini cezalandırmadı. Biraz daha geriye git Gaziantep-Fenerbahçe maçında yine hakem sarı-lacivertliler lehine bir sürü hata yaptı. Bu hatalar yapılırken hakemler art niyetli değil. Burada önemli olan bu. Başkan Yıldırım ne kadar bağırırsa bağırsın kulübünün aleyhine ve lehine bu hatalar bitmeyecek.
Aynı şekilde... Galatasaray da, Beşiktaş da bu hatalara maruz kalacak. Başkan Yıldırım’ın, “Özgür Yankaya bir daha bu statta maç yönetemez. Gelirse ben tribünleri tutamam, geçerim sahanın ortasında otururum...” demeye de hakkı yok. Bütün kulüp başkanları aynı şeyi yaparsa bu lig nasıl bitecek?
Sivas deplasmanı Galatasaray için şampiyonluk yarışında olup olmayacağının göstergesiydi. Zemin pırıl pırıl olmasına rağmen sıfırın altında 5 derecede futbol oynamak Galatasaray’ın alışık olmadığı bir ortamdı. Buna rağmen takım olarak çok istekliydiler... Zaman zaman Sergen Yalçın’ın Sivasspor’u Galatasaray’ı zorlasa da iki takım arasındaki oyuncu kalitesi sarı-kırmızılı ekibe maçı kazandırdı.
Maçın başında Yasin’in attığı gol herkes için sürpriz oldu. Golden sonra bilhassa İbrahim Akın ile Yiğidolar gol aradılar... İbrahim Akın final paslarında biraz dikkatli olmuş olsaydı belki de maç Galatasaray için daha zor olacaktı. Aatif, Chedjou’nun attığı golde takım olarak bütün futbolcuların hatası vardı. Şampiyonluğa oynayan bir takımın böyle gol yememesi lazım...
İkinci yarı baskılı başlamasına rağmen golleri bulan takım Galatasaray oldu. Sabri ve Olcan iki kanatta sıfır hata ile oynadılar. İkisi de çok başarılıydı. Sabri gerçekten Galatasaray’ın olmazsa olmazı konumuna gelmiş... Olcan, Telles’e formasını kaptırmamak için olağanüstü mücadele ediyor ve başarılı oluyor...
Burak’ın attığı golde Yasin’den aldığı pası çok güzel orta yaparak Burak’la buluşturdu. Yasin gerçekten her