Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat, kongreye kadar kulübü götürmek için hem çırpınıyor hem de kıvranıyor. Şu an için kulübün gideri yılda 280 milyon lira artı 110 milyon lira da faiz ödemesi var. Yani toplam 390 milyon lira. Çok büyük bir rakam. Bakıyorum, Galatasaray’ın böyle bir mali portresi varken her gün bir başkan adayı çıkıyor veya çıkacağını yandaşlarına söylüyor.
Herhalde işin ciddiyetinin farkında değiller. Turgay Kıran, Adnan Öztürk hatta Faruk Süren’in, Ali Dürüst’ün de ismi geçiyor. Galatasaray’ın 850 milyon lira borcu, yılda 390 milyon lira da gideri olduğunun farkında değiller. Başkan adaylığı için nelerine güveniyorlar?
Kulüp batma noktasında. Böyle giderse mutlaka bir yerde stop edecek. Artık şov zamanı bitti. Bu adaylara bakıyorum, bunların içinde yine en güçlüsü olursa Ünal Aysal. Aysal, Galatasaray’ın parasını yemedi. Aysal’ın tek suçu CEO’larına, danışmanlarına ve yanındaki arkadaşlarına hakim olamadı. Düşünün, 1 yılda kulübe 440 milyon lira girdi sağlamış. Aynı şekilde bu giren para da har vurup harman savrulmuş. Ve bu noktaya gelinmiş.
‘Ben futboldan anlamam. İşi profesyonellere bırakacağım’ diyordu. Evet, profesyonelleri Galatasaray’ı batma
Dün gece Arena Stadı’nın buz gibi havasına Özgecan kızımız damgayı vurdu. Galatasaraylı futbolcuların Özgecan pankartı ile sahaya çıkması tribünlerdeki Özgecan tezarühatı skorboarddaki Sezen Aksu’nun Özgecan’a armağan ettiği şarkı maça gelen az sayıdaki seyirciye ve bizlere duygusal anlar yaşattı.
Maça gelince... Galatasaray’ı anlamak mümkün değil... Balıkesirspor, ligin sonuncusu... Kadroları da mutevazı... Galatasaray’a direnecek ya da Süper Lig’de tutunabilecek kalitede değil... Buna rağmen sanki kendi sahasında oynuyormuşçasına maça başladı... Tarık’ın ters bir kafa şutu, Muslera’nın bakışları arasında Galatasaray’ın kale direğinden döndü... 15. dakikaya kadar bu böyle devam etti... Herhalde sarı-kırmızılı futbolcular aralarında “ne oluyoruz” falan dediler, bir 20 dakika kıpırdadılar... Sahanın her yerinde Balıkesirspor’a baskı uyguladılar... Yasin bir Sneijder’e bir de Burak’a pas verdi. Bir de Chedjou’nun Burak’ın topunu tamamlaması Galatasaray’ı 30. dakikada 3 farklı öne geçirdi.
İkinci yarı ya Galatasaray bu skor bize yeter dedi, ya da futbolcular kendilerini Messi, Ronaldo, Neymar zannedip şahsi futbola döndü.. Biz de sahada bütünlüğünü kaybetmiş bir Galatasaray
TFF Başkanı Yıldırım Demirören, futbolumuzun içine şiddeti sokmak isteyen kulüp başkanları ve yöneticiler için, “Ben üstüme düşeni yapıyorum. Bundan sonrasını savcılar yapacak” diyor. Yerden göğe kadar haklı...
Sporda şiddeti önleme yasası çıktı. Bunu kim uygulayacak? Savcılar, hakimler, polisler... Peki neden uygulanmıyor? Orasını hiç birimiz bilemiyoruz. TFF, Hacıosmanoğlu’na ceza veriyor: 6 ay futboldan men, 210 bin lira para cezası. Adam yine durmuyor. Fenerbahçe yöneticisi Mahmut Uslu’nun konuşmalarında tahrik, aşağılama, tehdit, küçümseme her şey var. O da 45 gün hak mahrumiyeti cezası aldı.
Federasyonun bu adamlara başka yapacağı ne var, hiç bir şey! Kulaklarından tutup çekecek veya iki tokat atacak hali yok. Kendi talimatında ne yazıyorsa uyguluyor. Bu insanların konuştuklarını bizler yazsak veya televizyonlarda konuşsak kanun mutlaka yakamıza yapışır ve yapışmalı da. Bu futbolu kirletenleri ancak kanun durdurur. Savcı suçlayacak, polis alacak hakimin karşısına çıkaracak. Ancak böyle kurtuluruz ve kurtulmamız lazım.
Kulüpler hiçbir yöneticinin oyuncağı değil. Her isteyen ağzına geleni konuşamaz. O büyük camiaları hiçbir yönetici karalayamaz, suçlayamaz, tehdit
Konyaspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman ve başkanlarının ‘Galatasaray’ı eleyeceğiz, İstanbul’a kazanmaya gidiyoruz’ gibi demeçlerini duyunca herhalde dedim kıran kırana iyi bir Konyaspor seyredeceğimizi düşündüm. Maça Burak ve Sneijder’in iki mükemmel golüyle başladık. Yeşil-beyazlıların buna karşılık vermek için 10 dakikalık iyi ve dirençli futbolu, Marica’nın duran toptan fileleri bulması ama daha sonrasında gene Sneijder’in harika, Burak’ın ise Olcan’a attırdığı gol Konyaspor’u oyundan düşürdü, ilk yarısında çok keyif aldığımız maç ikinci yarı skora razı bir Konyaspor olunca sarı-kırmızılılar da gol adedini artırmayınca keyifsiz bir hal aldı.
Ama ilk yarı gerçekten çok güzel son vuruşlar seyrettik. Her zaman söylüyoruz. Buraksız Galatasaray olmaz. Onsuz şampiyonluk yarışı sürmez. Yıldız golcünün oynaması Sneijder’i de rahatlattı, yıldızlaştırdı, boş alanlar buldu. Öyle iki gol attı ki inanın jeneriklerde rahatlıkla gösterilebilir. Melo ve Selçuk bu sezonki en iyi maçlarını oynadılar, çok iştahlıydılar. Hele Melo sahada basmadık yer bırakmadı. Defansta Chedjou-Koray hatasız oynadılar.
Tabi Galatasaray’ın böyle oynamasında Konyaspor’un da büyük etkisi oldu. Orta sahaya
Galatasaray, dün geceki galibiyetiyle şampiyonluk yarışındaki rakiplerini kovalamaya devam ediyor... Üç puanı kötü oynadığım bir gün kazandınsa tabiki çok iyi... Ama Galatasaray, Bursaspor ve Eskişehirspor karşısında oynadığı futbolu bundan sonraki haftalara taşırsa şampiyonluk yarışının içinde olması zorlaşır...
Eskişehirspor vasat bir takım... Elindeki bütün kaliteli futbolcuları satmışlar... Ertuğrul Sağlam’ı gönderip Skibbe’yi getirmişler... Çok sorunu olan bir takım... Ve ligde nasıl kalacaklar onu da bilemiyorum... Böyle bir rakip karşısında bile Galatasaray gerçekten çok zor galip geldi. Hatta Emre Güral’ın 83. dakikada vurduğu top direkt kaleye gitse Galatasaray bu maçtan hiç puan alamayacaktı. Bu galibiyet futbolcuları havaya sokmasın... Defans dökülüyor, hele Chedjou evlere şenlik... Yol geçen hanı gibi... Orta sahada Selçuk golü atmasına rağmen oyunun tamamında hiç yok... İlk yarı Yekta oynadı, başarısız oldu... Alex Telles hücuma hiç çıkamadı ve arkasına çok rahat rakip futbolcuları kaçırdı. Melo iyi mücadele etmesine rağmen çok pas hataları yaptı. Hele maçın başında öyle bir hata yaptı ki, Mori’nin şutunu Muslera kalesinde devleşmese Galatasaray maça mağlup
Fatih Terim, Türk futbolunu yeniden dizayn etme reçetesini masaya koydu. Anlattıklarının hepsine katılıyorum.
Peki bunları nasıl uygulayacak? Bana göre bu anlattıkları ikinci planda. Türk futbolunun kurtulması için önce kulüp yöneticilerimizin dizayn edilmesi lazım. Demeçler yüzünden taraftarlar gerildi, kulüpler birbirine düşüyor, belden aşağı sarf edilen laflar herkesi üzüyor. Ligin sonu yaklaştıkça taraftarlar da bu gerginliğe daha çok müdahil olacak. Önce buna bir dur demek gerek.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun, yöneticilerle ilgili yeni talimatlar çıkarması lazım. Bir senede iki kere ceza alan yönetici veya kulüp başkanı üç sene yöneticilik hakkını kaybedecek. Önce bu yasa çıkmalı. Bu yasayı çıkarmak kolay bir iş mi? Hayır çok zor.
Birilerinin kendini feda etmesi lazım. Madem Terim bu adımı attı, Türk futbolunu dizayn edeceğim diyor... Önce bu yöneticiler ile ilgili disiplin yasasını mutlaka değiştirmeli. Bu yasayı çıkartabilirse evet TFF Başkanı, Fatih Terim eleştirilecek ama inanın futbolumuz kurtulacak.
Şimdi sizlere soruyorum. Kulübünü doğru dürüst idare eden yöneticilerin suçu ne? Bağırıp çağıran, hakaret eden yönetici taraftarınca kahraman ilan edilirken,
Hamza Hamzaoğlu’nun kadrosunda çok futbolcu olmasına rağmen kaliteli futbolcuların sayısı çok az. Önce Burak sakatlandı, geçen hafta Ç.Rize maçında Selçuk İnan 87. dakikada zorla cezalı duruma düştü. Bu 2 önemli isim sahada olmayınca Galatasaray da Bursaspor karşısında mağlubiyetten Volkan Şen sayesinde kurtuldu.
Önce Bursaspor’u konuşmak lazım. Bilhassa ilk yarı Fernandao’nun 2, Ozan Tufan’ın 1, Bakambu’nun da 2 şutunu Muslera kalesinde devleşerek kurtardı.
Bu artık klasik oldu. Muslera kurtaracak, Sneijder gol atacak. Bu sistem nereye kadar gider? Hamza Hoca’nın elinde 2 tane iyi yerli futbolcu var; biri sakat, diğeri cezalı. Bunlar da olmayınca takım çorbaya dönüyor. Kimin nerede oynadığı belli değil. Emre Çolak, iyi mücadele ediyor ama yetersiz. Melo’ya hırs küpü diyoruz ama takıma zarar veriyor. Dün Fırat Aydınus, Melo’yu oyundan atması gerekiyordu. Bursaspor’a bakıyorum, aynı mevkiide Bekir, Ozan Tufan ve Belluschi oynuyor, hem de mükemmel oynuyor. Galatasaray defansının arkasına her attıkları top gol pozisyonu oluyor. Galatasaray’da maalesef, böyle top atacak oyuncu bir tek Sneijder ve Selçuk var. Sneijder iyi marke edildi, resmen nefes aldırmadılar. O da etkili
Yıllar önce Fenerbahçe, Kayserispor’dan Mehmet Topuz’u transfer ediyordu. Başkan Aziz Yıldırım, Kayserispor ve Topuz ile her konuda anlaşmıştı. Bonservis olarak da 5 milyon euro ödeyecekti. Topuz’un menajeri bu anlaşma olduktan sonra Beşiktaşlı bir yöneticiye gelerek, ‘Kolunu kesseniz kanı siyah-beyaz akar’ diyerek Topuz’un Beşiktaş’ta oynamak istediğini anlatır. Bundan sonra yaşananları biliyorsunuz. Bu transfere herkes müdahil oldu. Sonuçta Topuz’un bonservisi 9 milyon euroya çıktı. Alacağı para da ikiye katladı. Sonuçta Topuz Fenerbahçeli oldu.
Şimdi aynı menajer, Tolgay Arslan için sahneye çıktı. Tolgay, Beşiktaş ile anlaşmıştı. Yanılmıyorsam Hamburg’a 330 bin euro, oyuncuya da yılda 900 bin euro verecekti. Menajer, Trabzonspor Başkanı’nı arayarak ‘Tolgay, Beşiktaş’a gidiyor. Hemen atlayın Hamburg’a gelin. Oyuncunun babasıyla konuşup Trabzon için ikna ettim’ diyerek kendilerini çağırır. Bunun üzerine Ahmet Nur Çebi tekrar devreye girer. Çünkü Tolgay, Beşiktaş’ta oynamak istediğini bildirir. Böylece Hamburg’a ödenen para artırılır. Tolgay’a ödenecek para ikiye katlanır. Ve Tolgay Beşiktaş’a imza atar.
Büyük kulüplerimiz transferlerde centilmenlik anlaşması imzalamazlarsa