Galatasaray’da neler oluyor? Bunu anlamak mümkün değil. Takım, Çaykur Rizespor karşısında çok iyi futbol oynamasa da 2 golle galip geldi. Kaçan birçok gol pozisyonu var. Çaykur Rizespor eksik. Hikmet Karaman’ın çok önemli 4 futbolcusu yok. Maçın başında zaten Galatasaray’a teslim oldu.
İlk 20 dakika son vuruşlarda Bruma, Sneijder ve Umut dikkatli olsa, 15. dakikada skor 4-0 olacak. Maç içinde kaçan sayısız gol pozisyonu var.
Umut kötü gününde. İyi mücadele ediyor ama topu önüne alıp gol vuruşu yapacak yeteneği yok. Aynı sözleri Bruma için de söylüyorum. Bruma da çok çalışıyor, mücadele ediyor fakat bu çocuğu IQ testine sokmak lazım. Rakip 18 içinde o kadar abuk sabuk top eziyor ki anlatmak mümkün değil.
Melo kötü gününde. Laubali ve şımarık top oynuyor. Hele bir topu öyle kaptırdı ki, Obraniak biraz dikkatli vursa maç 2-1 olacak. Bu pozisyondan sonra Muslera’nın yüzde 100’lük kurtarışı var. Belki de Galatasaray 3-2 mağlup duruma düşecek. Emre Çolak, ilk yarı iyi oynadı, ikinci yarı O da oyundan düştü. Melo ve Emre’nin ezdiği toplar Galatasaray kalesinde tehlike oldu. Her şeye rağmen Çaykur Rizespor karşısında zorlanmadan Galatasaray maçı kazandı.
Benim anlayamadığım
Yabancı kuralının meyvelerini toplamaya başladık. Üstüne basa basa söylüyorum. Bu kural çok faydalı olacaktır. Fenerbahçe, Ozan Tufan’ı almak istedi. Sarı-lacivertliler bonservis bedeli 4 milyon euro verdi. Bursaspor ise oyuncuya 10 milyon euro değer biçti. Bu fiyatın altında vermeyeceğini söyledi. Fenerbahçe de vazgeçti.
Ozan’da yaşanan olaylar Erkan Zengin’in transferinde de yaşandı. Erkan, Fenerbahçe’de oynamak istedi. Fenerbahçe Yönetimi 500 bin euro bonservisle oyuncuyu alacaklarını bildirdi. Erkan kabul etti. Eskişehirspor son anda Erkan’a olan borçlarını ödeyerek sarı-lacivertlilerden 2.5 milyon euro istedi. Fenerbahçe de bu transferi askıya aldı. Trabzonspor 2 milyon 250 bin euro bonservis, yılda 1.7 milyon euro garanti para artı maç başı ücretle transferi gerçekleştirdi.
Ozan Tufan’ın futbolculuğuna itirazım yok. Peki Ozan’a herhangi bir yabancı kulüp 10 milyon euro bonservis bedeli verir mi? Veya 29 yaşındaki Erkan’a 2.5 milyon euro bonservis parası ve yılda 2 milyon euroya yakın para hangi Avrupa kulübü öder?
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı kutluyorum. Bu yabancı kuralını en iyi değerlendirecek kulübün Fenerbahçe ve Beşiktaş olduğuna inanıyorum.
Kulüpler Birliği yabancı sayısının 14’e çıkmasını istemiştir. TFF de kendi birimlerini toplayarak bunu kabul etmiştir. Bu karar doğru kullanılırsa futbolumuza tekrar heyecan getirecektir. Ülker Grubu futboldaki sponsorluktan çekileceğini söylüyor. Yabancı sayısının Türk gençlerine zarar vereceğini, spordaki şiddeti ve tribünlerin boş olmasını gerekçe gösteriyor. Kendi açılarından haklı olabilirler ama şöyle düşünmek lazım.
Fenerbahçe Ülker basketbol takımı Türkiye’nin Real Madrid’i. Obradovic de Mourinho’su... Fenerbahçe’nin bu duruma gelmesinin birinci sebebi Ülker’in sponsorluğu, ikincisiyse yabancı sınırlamasının kalkması. Basketbol takımlarımız 5 yabancıyla mücadele edebiliyorlar. Ve başarıyı da futboldan daha çok yakaladılar.
Potada takımlar 5 yabancıyla çıkarken Türk gençliğinin önü kapanmıyor, futbolda 11 yabancıyla çıkınca genç futbolcuların önü kapanıyor. Bu yanlış düşünce tarzı. 2015-16 sezonunda hem futbol takımlarımız hem de milli takımımız Avrupa’da başarıyı yakalayacaktır. İkincisi tribünler boş ve şiddetten bahsediliyor. Basketbolda şiddet yok mu? İki hafta önce Ergin Ataman’ı Karşıyaka maçında neredeyse darp ediyorlardı. Sırp taraftar öldürüldü. Her şeyden
Futbolumuz dibe vurmuştu. Uluslararası başarı yok. Tribünlerde taraftar yok. Çok kulübümüz de iflas noktasına gelmişti. Mutlaka bir şeylerin yapılması gerekiyordu. Digiturk ödemelerini geciktireceğini bildirince TFF bir çırpıda 140 milyon lirayı kulüplere kendisi dağıttı, ilk atağını yaptı.
İki gündür federasyon tarafından açıklanan kararlar iyi değerlendirilirse hem futbolumuz geriye dönecek hem de kulüplerimiz rahatlayacak. Herkes 14 yabancıya takılmış. Elinde kaliteli yerli futbolcuları olan takımlar neden 14 yabancı futbolcu alsın? Şampiyonluk adaylarının yanı sıra Anadolu takımlarının çoğunda kaliteli yerli oyuncular var. Bu futbolcular elden çıkartılıp yerlerine yabancı alınmayacak. Bu kararla astronomik rakamlarla gerçekleştirilen yerli-yabancı transferlerin fiyatları düşecek.
Bunu kulüpler nasıl kullanır, bilemiyorum. Madem federasyon devrim niteliğindeki bu kararları aldı, mutlaka kulüpleri sıkı biçimde mali kontrol altında tutacak. Haziran ayından itibaren hiçbir kulüp artık bas bas bağıramayacak. “Yabancı oynatamıyorum, kısıtlama var, yerli futbolculara çok para veriyorum, federasyon bizi mahvetti...” Böyle tartışmalar bitecek. Top kulüp başkanlarında. Kulübünü
Galatasaray derbide oynadığı futbolla, aldığı galibiyetle ‘şampiyonluk yarışının en büyük adaylarından birisi benim’ mesajını verdi. Hava sulu-kar yağışlı, zemin çok kötü, futbol oynaması zor bir ortam. Buna rağmen Hamza Hamzaoğlu ve çocukları, Beşiktaş’tan daha çok galip gelmeyi istediler.
İlk yarı rüzgâra karşı oynamasına rağmen sahada maçı kazanmak isteyen bir Galatasaray vardı. Hamza hoca kanatlarıyla, orta sahasıyla baskı uygularken, Bilic sanki gol yemeyeyim diye oyunu kendi sahasında kabul etti.
Melo’nun golünden sonra Beşiktaş gerçek hüviyetine döndü ve sarı-kırmızılıların kalesinde gol pozisyonları buldu. Hamzaoğlu’nu kutlamak lazım. Artık Galatasaray’a iyice alıştı. Deplasman veya kendi sahası hiç bir şey fark etmiyor. Tek düşündüğü sahadan üç puanla ayrılmak. Futbolcular bu sisteme hızla uyum sağlıyor. Yumuşak karınlı defansları dün sıfır hatayla oynadı. Chedjou ve Semih, Demba Ba’ya top vurdurmazken, tüm hamlelerinde çok çabuktular ve girdikleri ikili mücadelelerde hepsini kazandılar.
Selçuk ve Melo çok başarılı bir maç çıkardılar. Veli ve Oğuzhan karşısında üstünlük sağladılar. Melo’nun attığı gol Selçuk’un kaçırdıkları ne kadar oyunun içinde olduklarının
Büyük babam Selanik’te Atatürk’ün berberiydi. 1923 yılında Türkiye’ye göçtüler. Rahmetli bize hep anlatırdı; “Her zaman devletinizin yanında olun. Bu memlekete bir çivi çakan cennetliktir.”
Ben de hayatım boyunca bunu düşünerek, ne bir siyasi partiye ne bir cemaate ne de tarikata hiçbir zaman yakın olmadım. Şimdi nereden nereye geldik. İnanın üzülüyorum. Abdurrahim Albayrak, Türkiye’nin en onurlu makamı Cumhurbaşkanlığı’ndan ziyaret kabulü görmüş. Bütün takımı almış ve Cumhurbaşkanlığı sarayına gitmiş.
Bundan daha büyük bir onur var mı? O makama her isteyen gidebiliyor mu? TT Arena’nın açılış günü yaşadıklarımızı biliyorsunuz. Devletle diyaloglar koptu. Bundan en çok zararı kim gördü? Galatasaray. Stadın devri, yolları, metro daha halen problem yaşamaya devam ediyor. En çok eziyet çeken de taraftar. Albayrak, dostluk adına, devletle ilişkiler adına, kulübü adına bir adım attıysa Galatasaraylıların buna saygı duyması lazım. Albayrak’ı eleştirebilirsiniz. Neden başkan yoktu da diyebilirsiniz. Bunu kabul ediyorum. Ama takımı Cumhurbaşkanı’na götürdü diye eleştirenlerin iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum.
Bu eleştirenler, bugüne kadar Galatasaray’a ne verdiler? Memleket adına
Hamza Hamzaoğlu’nun teknik direktörlüğe gelmesiyle son 5 maçtır seyrettiğimiz o coşkulu, bol gol pozisyonuna giren Galatasaray dün gece Gençlerbirliği karşısında yoktu. Demek ki Chedjou, Melo ve Sneijder bu takımın olmazsa olmazı. Bu üç futbolcu sahada olmayınca sarı-kırmızılıların futbol kalitesi de çok düşüyor.
Gençlerbirliği oyunu orta sahada kabul eden, kontrataklarla hücuma çıkan bir takım. Tek gol umutları var o da Stancu. Galatasaray’ın öyle bir defansı var ki rakibin çift forvet oynamaya da ihtiyacı yok. Stancu ilk yarı kafayla vurdu, olmadı. Ölü toptan yüzde yüz golü gene Muslera çıkardı. Üçüncü pozisyonda ise golünü attı. Peki Stancu, fileleri havalandırırken stoper Semih ne yapıyordu? Hayranlıkla Rumen forvetin topa nasıl vurup gol atacağını seyrediyordu. Semih altyapıdan geldi, hiç kimse kendisini incitmek istemiyor. Ama genç futbolcu her geçen hafta futbol olarak geriye gidiyor. Böyle stoperlik olmaz. Milli Takım’da Fatih Terim, hatalarına rağmen Semih’i kazanmak istiyor. Aynı şekilde Hamza Hoca’nın da mutlaka en fazla şikayetçi olduğu oyuncu Semih’tir. Semih Kaya kendini toparlamalı. Bu futboluyla takımına zarar veriyor. Hakan Balta’nın mevkisi sol bek ama dün
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, İsmail Kartal’ı teknik direktörlüğe getirerek kendisine rütbe verdi, onurlandırdı. Kartal bu büyük kulüpteki teknik direktörlüğünü daha iyi değerlendirmeli. Fenerbahçe’nin iyi bir kadrosu var. Birçok da maçın gidişatını değiştirecek en az da 3 futbolcuya sahip.
Şu an puan cetvelinde iyi durumda olmasına rağmen oynanan futboldan ne camia ne taraftar hiç kimse memnun değil. Artık taraftar profili değişiyor, sadece takımın galip gelmesi kimseyi memnun etmiyor. İyi futbol, iyi mücadele görmek istiyorlar. Bu takımın hocası Aziz Yıldırım değil; İsmail Kartal. Sarı-lacivertli takıma zevk veren kaliteli futbolu, başkan değil, Kartal oynatacak.
Sahada oynayanlar, yedekte bekleyenler hepsi mutsuz. Neden? Diego kötü futbolcu mu? Emenike kötü futbolcu mu? Kesinlikle değil. Şu an ikisi de sorun yaşıyorsa bu sorunu İsmail hoca çözecek. Onun için Kartal hiç kimseye kızmasın. Özlenen Fenerbahçe’yi yaratıncaya kadar bu eleştiriler devam edecek.
Ataman’a yapılan ayıp
Her zaman basketbolun futboldan daha kaliteli olduğunu söylerim. Önceki akşam Karşıyaka-Galatasaray maçının başlama düdüğünden bitiş düdüğüne kadar Ergin Ataman’ın ne anası, ne babası ne de