Aslan geri döndü

8 Kasım 2012

Dün Galatasaray için unutulmaz bir gece oldu. Önce tedirgin gittiği Cluj’u çok da zorlanmadan yendi. Braga’dan gelen Manchester United galibiyeti ise günü bayrama çevirdi. Galatasaray teknik direktörü ve futbolcusuyla çok kaliteli bir ekip... Ama maç içinde öyle hatalar yapıyorlar ki, insan şaşırıyor... En sorunlu bölge defans... Cris tecrübeli, 58 kez Avrupa Ligi’nde oynamış... Riera desen Yunanistan’dan da geldi, o da tecrübeli... Dany, Fransa’dan geldi... Üçünün de Avrupa tecrübesi var... Kötü futbol oynamıyorlar, iyi mücadele ediyorlar. Ama maç içinde öyle kademe hataları yapıyorlar ki, hakikaten yakışmıyor...
Cluj’un attığı gole bakın... Bir anda ne kademe geldi, ne defans, darmadağın oldu. Yine Cluj’un girdiği üç pozisyon var... Üçünde de Cris, Riera ve Dany’nin hatası var... Defansta sorun yaşanıyor. Rakip Cluj... İleride daha güçlü rakiplerle karşılaştığın zaman sorun yaşarsın... Burak’ın attığı goller de kurtarmaz...
Burak, Türkiye’nin en çabuk santrforu... Herhalde kendine de iyi bakıyor, özel hayatına dikkat ediyor. 90 dakika müthiş bir performans... O kadar diri ki, Burak’ı tutacak stoperlerin Allah yardımcısı olsun... Kolay değil, rakip istediği kadar güçsüz

Yazının Devamı

Tehlikeli prova

3 Kasım 2012

Galatasaray, Büyükşehir Belediye’yi yenerek üç puan alsa da Fatih Terim’in ve futbolcuların akılları Cluj maçındaydı. Karşılaşmanın ilk yarısında Galatasaray, Büyükşehir gibi oynadı. Kontrollüydü, rakibe gol pozisyonu vermedi. Burak ve Umut’la da kontratağa çıkarak iki gol attı. Cluj karşısında da mutlaka bu taktikle oynayacak. Fatih Terim’in düşüncesi doğru... Ama sarı-kırmızılılarda bazı futbolcular SOS veriyor. Hatta biraz daha ileriye gideyim, Büyükşehir’in iki stoperi Metin ve Zayatte’nin dün gece yaptıkları hatalara bakın... Bu iki ağır stoper karşısında da Burak ve Umut zorlanıyorsa peki Cluj karşısında ne yapacaklar?
Webo hücumda tek başına kaldı. Turgay sağda, Holmen ise hiç yardım etmedi. Buna rağmen Webo, Dany’yi oyundan attırabilirdi. Düşmeseydi gol atabilirdi. Cris’e de sarı kart göstertti. Cluj’da Webo’dan daha çabuk, daha teknik iki santrfor var. Fatih Terim bizim düşündüklerimizi daha kapsamlı analiz ediyordur. Dany ve Cris’e baktığımız zaman Cris çok ağır... Dany ise kontrolsüz, her an kırmızı kart görebilir. İki kanada bakıyoruz; Amrabat sahada kaldığı sürece ayağına iki-üç kere top değdi. Hamit’ten patlama bekliyoruz. Son yarım saat biraz kıpırdadı ama ilk

Yazının Devamı

Devlet para vermeyecek

2 Kasım 2012

Galatasaray’ın, Türk Telekom Arena Stadı ekonomik olarak kulübü rahatlattı. Yılda 40-50 milyon dolar gelir çok büyük maddi güç. Önümüzdeki seneler doğru işler yapılırsa bu gelen para çar çur edilmezse Avrupa’nın sayılı kulüpleri arasında Galatasaray’ın da ismi geçecek. Şu ana kadar taraftar vazifesini yaptı. 40 binin üzerinde kombine bilet aldı. Tribünleri her maç rakip küçük büyük fark etmiyor dolduruyorlar. Buraya kadar her şey normal.
Şimdi stada gelenlerin çektiği eziyetleri anlatacağım. Önce park yeri olmayanlar mecburi metroyla geliyor. Metro 2 bin kişi alıyor. Saatler boyu o kalabalık birbirini çiğniyor. Yaşlılar ve çocuklar istasyonda ve metronun içinde çok büyük sıkıntılar çekiyor. Bir de yağmur yağdıysa ve dışarıdaysanız yerdeki 20 santim su bütün keyfinizi kaçırıyor. Soğuk havalarda stadın üst çevresindeki açıklıktan giren rüzgâr taraftarların feleğini şaşırtıyor. İnanın ben bile eskimo paltosu giyip maça gidiyorum.
Fenerbahçe bu işi çözmüş. İnşallah Galatasaray da çözer. Stadın dışı beton yığını. Müthiş yönetim, müthiş teknik direktör, yıldız futbolcular ! Hoş durmuyor. Devlet stat için bir kuruş para vermeyecek. ‘Alternatif yolları yapacağız’ diyorlar.

Yazının Devamı

Bencillik yapmasalardı!

28 Ekim 2012

Galatasaray, haftalar sonra Kayserispor karşısında galip geldi. Hem de 3 gol atarak. Bu skor artabilirdi. Burak ve Amrabat bencillik yapmasa... Bir takım bu kadar çok gol pozisyonuna girip de üçünü atabiliyorsa demek ki orada sorun var. Maçın başı; Hamit enfes orta yaptı, Umut mükemmel kafa vuruşu ile golünü attı. Bu dakikadan sonra Kayseri beraberliği yakalayabilir miyim diye biraz yüklendi Galatasaray’ın üzerine, o sırada Galatasaray’ın defansı allak bullak oldu. Riera’dan hatalar, Cris’ten hatalar. Bereket, Kayserispor’da son vuruşları yapacak futbolcu Bobo! O da tank gibi olmuş, çok ağırlaşmış.
Kayserispor herhalde, ‘bu Galatasaray’a ben gol atamayacağım’ diye düşündü ki, maçı berabere bitirmek için, galip gelmek için doğru dürüst bir gayret göstermedi. Böyle oynamaya devam ederse bu kaderci futbol kendilerine sezon sonuna kadar küme düşme tehlikesi yaşatır.
Galatasaray sıkıntılı günler yaşarken, böyle bir rakibi karşısında bulacağını hesaplamış mıydı bilmiyorum, ama kazanmak için çok mücadele ettiler. Bilhassa Selçuk, eski günlerine döndü. Cris ve Burak’a iki gol attırdı. Yekta, ne yalan söyleyim; Melo’yu aratmadı. Çok da başarılıydı. Galatasaray’daki sorun forvetteki

Yazının Devamı

Aslan çamura saplandı

24 Ekim 2012

Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki şanssızlığı devam ediyor. Dün gece mutlaka galip gelmesi gereken bir maçtı. Futbolcular da sahaya bunun bilincinde çıktı. Ama sahanın olağanüstü durumu, yağan yağmurun zemini balçığa çevirmesi, Fatih Terim’in ve futbolcuların bütün planlarını alt-üst etti.
Bu zeminde ancak golü topu kaleye şişirerek bulabilirsin... Bu da Galatasaraylı futbolcuların alışık olmadığı bir oyun stili... Yine de şartlara uydular... Bu sefer rakip Cluj’un iki stoperi havadan Burak ve Umut’a top vermedi. Burak, Amrabat’ın bir tek ortasıyla buluşabildi, onu da gol yaptı. Bu maçta futbolcular ancak “iyi mücadele etmedi” diye eleştirebiliriz ama buna da hakkımız yok. Çünkü bütün hepsi hem çamurla hem rakiple olağanüstü savaştılar. Rakip bir kere Galatasaray’ın üzerine geldi onda da golü buldu. Bunun haricinde ne şutu ne de gollük pozisyonu vardı.
Galatasaray her şeyi bir yana bırakın penaltı kazandı. Melo bu penaltıyı gole çevirebilse yine sahadan galip ayrılabilirdi. Ama olmadı... İşler ters gitmeye başladıysa eğer, ne yaparsan yap düzelmesi kolay olmuyor. Fatih Terim de çift santrfor oynuyor, orta sahada takımı daha çok topa sahip olsun istiyor ama her maç bir

Yazının Devamı

Müthiş mücadele

20 Ekim 2012

Galatasaray’ı da, Gençlerbirliği’ni de alkışlamak lazım... Son senelerde Süper Lig’de böyle müthiş bir mücadele seyretmedim... Fuat Çapa’yı özellikle alkışlamak istiyorum. Galatasaray’dan hiç korkmamış... Eminim bütün hafta galibiyet için futbolcularının da beynini yıkamış... Öyle bir ilk 45 dakika izledik ki, Galatasaray’a gol pozisyonu vermeyen, bütün hatlarıyla adeta gol atmak için sahaya herşeyini koyan ve sonunda Azofeifa’yla da hak ettikleri golü buldular. İlk yarı Galatasaray‘ın tek şutu var, o da çaprazdan Amrabat’la... Gençlerbirliğili futbolcular son vuruşlarda biraz daha dikkatli olsalar bu yarıda daha çok gol atabilirlerdi.
Galatasaray’a gelince... Fatih Terim, her milli maçlar sonrası oynadıkları takımdan çekinmese de zor bir maç olacağını devamlı söyler... Dün gece de böyle bir maç oldu. Bir çok futbolcusunu milli takıma veren, yerlilerin bir kısmı milli maçtan demoralize olmuş şekilde dönmesi, Eboue’nin Fildişi maçından sonra ölüm tehlikesi atlatması, yani sorunlarla dolu futbolcular topluluğu vardı dün gece Galatasaray adına...
Berabere kalmaları bile büyük başarı... İkinci yarı hırslı, istekli başlasalar da, üst üste iki gol de bulsalar, iki dakika

Yazının Devamı

Tarihe geçtiler!

17 Ekim 2012

Herhalde, Dünya Kupası eleme maçlarında 4 karşılaşmada, 3 mağlubiyeti ilk defa yaşıyoruz. Gönül isterdi ki Abdullah Avcı, böyle yenilgilerle değil de, başarılarla tarihe geçsin. Rezil olduk bütün dünyaya. Avrupa’da oynayan bir sürü futbolcularımız var. Hem de büyük takımlarda. Onlar da takımına katkı sağlayamadı.
Demekki bizim hakikaten futbolumuz göçmüş. Federasyonumuz iyi niyetle prim veriyor, futbolcuları heyecanlandırmak için. O da yetmiyor. Başımıza böylü bir felaketin geleceği aşağı yukarı belliydi. Abdullah Avcı, buna önlem alabilir miydi diye sorarsanız, alamazdı derim. Çünkü öyle bir gücü olduğunu, futbolcular üzerinde yaptırımı olduğunu düşünmüyorum.
Bir tanesini söyleyeyim; Volkan bugün Türkiye’nin en iyi kalecisi. Ama sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Romanya maçında yapılmayacak bir hareket yaptı. Kalemizde gol gördük. Dün gece de öyle bir gol yedi ki takımımızın yine çöküşünü hazırladı. Abdullah Avcı dün geceki kadroda bir sürü değişiklik yapmış. Acaba Volkan’ın yerine de başka bir kaleci oynatabilir miydi? Oynatamazdı. Böyle bir değişiklik yapması için daha cesaretli olması lazımdı. Ben Avcı’da bu cesareti göremedim.
Halbuki milli takımımız hazırlık maçında ne

Yazının Devamı

Biz kimi yeneceğiz?

13 Ekim 2012

İnsan üzülüyor. Dün bütün Türkiye, milli duygular içinde Romanya’yı yenip grubumuzda avantaj sağlarız diye düşündü. Başbakanımız dahil, 50 bin taraftar stadı doldurdu. Tezahürat da iyiydi. Desibel rekoru kırılmasa bile, en azından millilerimizi biraz hırslandıracak kadar herkes sesini yükseltti. Ama her şey nafile.
Biz milli duygularımızı kaybetmiştik demeyeceğim, ama dün gece milli formayı giyen futbolcuların hepsi kötü günündeydi. İçlerinden sadece Hasan Ali Kaldırım ve Gökhan Gönül’ü ayırmak lazım. Romanya, kesinlikle futbolcu kalitesi olarak bizim çok altımızda. Ama bize ders verecek kadar bu oyunu iyi oynuyorlar. Toplu defans, toplu hücum. Hamleler çok çabuk, kontratak toplarında iki hızlı forvet, biri Marica, ikincisi Grozav.
Bilhassa Grozav, uluslararası düzeyde bir oyuncu değil. Yaşı 22. Maçta 50 dakika sahada kaldı. Oyunda kaldığı sürede bizim defansımızı darmadağın etti. Bu yetmiyormuş gibi, oyunun büyük bir bölümünde orta sahada mücadele etti ve çok başarılı oldu. Defansları ağır olmasına rağmen, yine de bizim futbolcularımızdan daha çabuk topa hamle yaptılar. Orta sahada bizim Emremizi, Ardamızı oynatmadılar. Doğru dürüst bir pasımız yoktu. Son dakikalarda

Yazının Devamı