Osman Şenher

Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde Türkiye’yi temsil edecek. Bu maçların da başlamasına 15 gün var. Dilerim kalan zaman içinde Fatih Terim, takımdaki aksaklıkları giderir.
Önce defanstan başlamak lazım. Yan toplarda hangi takım olursa olsun, Galatasaray’a çok rahat gol atabilir. Bursaspor, iki golünü de yan toptan kazandı. Semih-Dany ikilisi birbirlerine daha alışamadılar. Kademelerde müthiş hata yapıyorlar. Kesicilik görevlerinde başarılılar. Ama yan toplarda eller yukarı!
Sağda ve solda oynayan Eboue ve Hakan Balta, ofansif yönleri çok yüksek olan futbolcular. İki kanatta rakip takımın süratli oyuncuları varsa, Galatasaray’ın canını rahatlıkla yakabilir. Terim’in buraya çare bulması lazım. Bursaspor, perşembe günü 120 dakika Twente ile boğuştu. Takım yorgundu. Buna rağmen Galatasaray ile en azından berabere kalabilirlerdi. Başa baş futbol oynadılar. Oyunun büyük bölümünde, özellikle orta sahada sarı-kırmızılılardan daha başarılıydılar. İlk golde Hakan Aslantaş, ikinci golde Musa Çağıran, üçüncü golde İbrahim Öztürk, kendi kalelerine golleri atmasalar, Galatasaray maçı nasıl kazanabilirdi ?
Umut çok gayretli, bunu kabul etmek gerekir. Elmander vasatın üzerine çıkamıyor.

Rüya takım, müthiş transferler, Türkiye Ligi’nin rakipsiz şampiyonu, bu tür laflar Galatasaraylı futbolcuları herhalde havaya sokmuş. Bu takım dün gece Beşiktaş karşısında beraberliği Bülent Yıldırım’ın yanlış verdiği penaltı kararıyla yakaladı. Fenerbahçe’den iki, Kasımpaşa’dan bir, Beşiktaş’tan üç gol yiyen bir defans Şampiyonlar Ligi’nde ne yapar? Bunu bizim gibi mutlaka Fatih Terim de düşünüyordur.
Yenen üç golde de defansın büyük hatası var. Diyeceksiniz ki, Beşiktaş’ın yediği üç gol neden ? Onlar da defans hatasından. Beşiktaş’ın bahanesi Sivok ve Escude’nin yeni tanışması. Ancak Galatasaray’ın defans ve orta sahası aynı. Melo hazır değildi diyebilir herkes. Ben böyle bir yoruma da katılmam. Madem Fatih hoca ilk on birde Melo’yu sahaya sürdü. Kasımpaşa karşısındaki orta sahayı bozdu. Demek ki, Melo hazırdı.
Galatasaray kadro olarak Beşiktaş’tan çok daha iyi. İki takım arasında futbol kalitesi olarak uçurum var. Ama Beşiktaşlı oyuncuların ortaya koyduğu o müthiş mücadeleye saygı duymak lazım. İkinci yarıda neredeyse Galatasaray’ın orta sahasına top göstermediler. Selçuk, Veli’nin tatlı sert markajından kurtulamadı. Melo ilk devrede Galatasaray’ı yakan futbolcu oldu.

Dün gece Bursa’da bayram vardı. Önce taraftardan başlayayım. 25 bin coşkulu seyirci öyle bir şov yaptı ki, takımlarına destan yazdırdı. Ertuğrul Sağlam’ı kutlamak lazım. Twente’yi çok iyi analiz etmiş... Hollanda Ligi’nin liderinden hiç korkmamış. Takımını öyle bir mantalite ile sahaya sürmüşki 90 dakika orta sahada pres yapıp hep hücumu düşündüler. Ve bunda da çok başarılı oldular.
Dün gecenin başarısız futbolcusu Pinto biraz gününde olsaydı Twente’nin işi ilk yarı bitmişti. Pinto gibi son vuruşlarda çok başarılı olan bir futbolcunun dün gece basireti bağlandı. Yüzde yüz diyebileceğimiz üç net gol pozisyonunu gole çeviremedi. Yine maçın yıldızı iki gol atıp bir asist yapan Batalla’nın bir şutu direkten dönmese tur yüzde yüz Bursaspor’un diyebilirdik. Ama ne olursa olsun bu futbolu Hollanda’da da tekrarlarsa Twente’nin kurtuluşu yok.
Maçın yıldızlarına bakıyorum, Batalla’dan sonra Basser sahada basmadık yer bırakmadı. O sağ çizgide belki 30 kere gitti geldi, müthiş bir futbolcu. Önünde oynayan Sestak hem golünü attı hem de yoruluncaya kadar Twente’nin sol tarafını kalbura çavirdiler.
Orta sahada N’Diaye, Musa öyle bir boğuştular ki, belkide kalite olarak kendilerinden

Her iki takım için de ligin ilk maçıydı. Bu enerji, bu performans için hem Galatasaray’ı hem de Kasımpaşa’yı kutlamak lazım. Galatasaray çok istekli. Oyunu hızlandırmak istiyorlar. Çok pas yapıp Umut ve Elmander’i defansın arkasına sarkıtıp çabuk gol bulmak için... Bayağı savaş veriyorlar. Bunda ne kadar başarılı olacakları rakip takımın defansına bağlı.

Kasımpaşa’da İlhan ve Yalçın çok iyi stoperler. İlhan Fenerbahçe’de başarılı olmadı. Ama gerçek gücünü Kasımpaşa’da gösterecek gibi görünüyor. Dün gece iki gol yemelerine rağmen başarılıydılar. İlhan, Kasımpaşa’nın golünü kaydetmesine rağmen Galatasaray’ın attığı ikinci golde top kafasına çarpıp filelere gidince büyük bir şanssızlık yaşadı. İşleri de kolay değildi. Umut ve Elmander rakip takımın defansına çok büyük baskı yaptılar. Elmander stoperle boğuşurken Umut boş alanlara kaçıyor. Önce şunu söyleyeyim, Umut Galatasaray için çok büyük transfer... Gönülden mücadele ediyor, tekmeye kafa uzatıyor. Attığı iki gol de takipçiliğinin eseriydi.

Bana göre Galatasaray’ın dün gece en iyisi Emre Çolak’tı. Orta sahada oynadı. Bu çocuk alt yapıdan değil Brezilya’dan gelmiş olsaydı herhalde çok büyük para ve övgüler alırdı.

Süper Lig bu hafta sonu başlayacak. Şu an hiçbir takım tam olarak hazır değil. Bu yüzden de futbolcular çok hata yapıyor. İlk yarı Fenerbahçe o kadar çok hata yaptı ki, Umut ve Elmander son vuruşlarda biraz daha dikkatli olsalar maç belki ilk devrede bitecekti.

Ama bu futbol. Bir anda her şey değişebiliyor. İyi oynayan bir Galatasaray, ilk golü buluyor, Fenerbahçe’nin kalecisinin kolu çıkmış. Rakibi sorunlarla uğraşıyor. Belki maç hemen başlasa sarı-kırmızılılar için avantaj olacak. Ama bir yandan taraftar sahaya meşaleler, patlayıcı maddeler atıyor. Bir yandan da Engin oyun geciksin diye elinden ne gelirse her şeyi yapıyor. Engin’e ayrı bir paragraf açmak lazım. Tamam koşup iyi mücadele ediyor. Ama sorunları var. Ne yalan söyleyeyim Fatih Terim’in ilk yarının bitiminde Engin’i oyundan alacağını düşünüyordum. Her neyse Umut ile Elmander iyi bir ikili olmuşlar, rakibe çok iyi baskı yapıp, hataya zorluyorlar. Solda Emre Çolak, Orhan Şam karşısında çok başarılıydı. Orta sahada Selçuk, takımın beyni. Atılan iki golde Selçuk’un pasları var. Dany ile Semih çabuk hamle yapmalarına rağmen kademede hata yapıyorlar. Fenerbahçe’nin attığı ikinci goldeki hataları affedilecek gibi

İzmir’de cumartesi gecesi 60 bine yakın taraftar önünde Lazio’yu yendiler. Dün gece de 40 bin taraftarla birlikte Fiorentina’yı mağlup etmeyi başardılar. Hazırlık maçı da olsa İtalyan takımlarını yenmek çaba ister, emek ister.

Galatasaray taraftarı yapılan transferlerden, alınan sonuçlardan çok mutlu. Dün sanki hazırlık maçı değil, Şampiyonlar Ligi karşılaşması oynuyor gibi coşkuluydular. Takımın sezon başı tabii ki eksikleri var, ama yavaş yavaş taşlar yerine oturuyor. Alınan galibiyetler takımın özgüvenini sağlıyor.

Defansta Dany’de bir hayli ilerleme var. Belli ki takıma katkı sağlayacak. Semih tek kelimeyle harika. Ujfalusi ile Dany arasında müthiş bir rekabet izleyeceğiz. Orta sahada Yekta olsun, Engin olsun kendilerini parçalıyorlar. Bir de Melo’nun geleceğini düşünün...

Forvette Elmander, Necati, Umut ve Burak müthiş bir forma savaşı verecekler. Keşke Baros gönderilip, transfer dönemi bitmeden onun yerine Kuyt tipinde bir golcü alınsa. Amrabat solda oynayacak. Emre Çolak da bu rekabetin içinde olacaktır.

Galatasaray’ı dün gece ilk kez izledim. Yenilerden Hamit, Burak takıma güç katmışlar, ama şu an takım olarak Galatasaray hazır değil. İyi ki Şampiyonlar Ligi maçları Eylül ayında başlıyor...
Orta sahadan başlayalım; Selçuk takımın prensi, ona sözüm yok. Kondisyonu eksik, ama toparlanır. Peki Selçuk’un yanında kim oynayacak? Dün ilk yarıda Yekta, ikinci devre Engin oynadı. İkisi de orada başarılı olamaz. Merkezde geçen sezon Melo vardı, Galatasaray şampiyon oldu. Yönetim, Melo’yu almazsa transfere harcanan paralar yanar. Fatih Terim boşuna bağırmıyor “Melo, Melo” diye. Yerden göğe kadar da haklı.
Gelelim forvete; Elmander çok büyük bir futbolcu. Yere sağlam basıyor, ne yaptığını biliyor, rakip defansa hata yaptırıyor. Umut aynı işleri yapamaz. Burak da farklı oynuyor. Boş alan bulduğu zaman etkili, fakat rakip kapandığı zaman Burak’tan da yararlanmak kolay iş değil.
Necati çok istekli. Forvete takviye yapıldı, ama Necati’nin forma savaşından mağlup çıkacağını sanmıyorum. Umut’u da, Burak’ı da çok zorlayacak. Adam futbolcu, ayağından mükemmel paslar çıkıyor. Sezon başı olmasına rağmen çok da diri. Dünkü görüntüyle geçen sezon olduğu gibi Necati, Terim’in prensi olmaya devam

Galatasaray transferin en hızlı takımı. Başkan Ünal Aysal geç de olsa Hamit, Amrabat ve Burak transferleriyle taraftarının, camiasının mutluluktan başını döndürdü. Melo da gelirse taşlar yerine oturacak.
Başkan yapması gerekeni yaptı. Galatasaray büyük kulüp. Hangi futbolcuya talip oluyorsa, onu almalı. Yakışan da bu. Amrabat’ı önce borsaya bildirip, sonra geri çekti. Hamit’e talip olup, Fenerbahçe’ye kaptırmak yakışık almazdı. Başkan yara alırdı. Zaten bu yüzden her iki futbolcuya da çok büyük paralar verdi. Amrabat bu parayı eder mi? Bana göre etmez. Ama madem Galatasaray Başkanı, “Alacağız” dedi, almalıydı da...
Burada tartışılacak konu Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma’dır. Hurma, “Galatasaray kıvırmamalı. Fenerbahçe gibi alacağı futbolcu için kulübüyle masaya oturur, elini uzatır, alır” demişti. Şimdi Galatasaray bunu yaptı. 8.5 milyon euro vereceği söyleniyor. Büyük para, ama Galatasaray Başkanı ne kadar büyük bir kulübün lideri olduğunu gösterdi. Fakat burada Kayserispor Başkanı’na, “Süleyman Hurma kimdir? Bu adamı futbol ailesinden uzaklaştırın” demeliydi. Aynı Hurma, Aslantepe için de “Biz maketlerle uğraşmayız” diyerek, Galatasaray’a hakaret etmişti.