Futbol savaşı

28 Ocak 2013

Önce Galatasaray’ı kutlamak lazım. Maçın 3’te 1’lik kısmını 10 kişi oynadı. Gol pozisyonuna fazla giremediler, ama sahaya koydukları mücadele mükemmeldi. Beşiktaş da, Galatasaray’ın altında kalmadı. Oyunun büyük bir bölümünde orta sahada futbol savaşı seyrettik. Bu savaştan da galip çıkan takım sarı-kırmızılılar oldu.
50 bin taraftar, tribünler sarı kırmızı, tezahürat müthiş, Sneijder’in gelişi, hem futbolcu arkadaşlarını heyecanlandırmış. Çaktırmasalar da takıma rekabet de getirmiş. Hamit hayatında koşmadığı kadar bu maçta koştu. İyi de mücadele etti, ama son vuruşlarda beceri hiç yoktu. Elmander, Umut fazla gol pozisyonuna girmemelerine rağmen Sivok ve İbrahim Toraman’ı bayağı hırpaladılar.
Beşiktaş’ta, Almeida’nın olmayışı Galatasaray için avantajdı. Semih ile Dany’ye fazla iş düşmemesine rağmen ilk yarı Dany Hilbert’i kaçırdı, Hilbert, Muslera ile karşı karşıya son vuruşunda dikkat etse, belki de puan dağılımı farklı olacaktı. Burada konuşulacak konu Melo olmalı. Oğuzhan’a tükürdü mü, hoh mu dedi bilmiyorum. Tribünle yeşil saha arasındaki mesafe uzak, iyi göremedim. Şayet tükürdüyse yazıklar olsun bu adama. Son 30 dakika arkadaşları Melo için de koştular. Bu maçı

Yazının Devamı

Büyük başarı

23 Ocak 2013


Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın, Sneijder gibi bir dünya yıldızını takıma kazandırması ve sözünü tutması küçümsenecek bir şey değil. Bana göre çok büyük başarı. Bütün Avrupa’daki gazeteler, ajanslar Sneijder’in, Türkiye’ye gittiğinden bahsediyorlar.
Türk Tanıtma Vakfı, 50 milyon dolar harcasa ülkemizin reklamını bu kadar yaptıramazdı. Birçok insanın söylediği gibi Sneijder’e çok büyük para verilmedi. Alper Potuk için Eskişehirspor 10 milyon euro istiyor. Bursaspor, Serdar Aziz için aynı parayı telafuz ediyor. Sneijder’in bonservisi bu futbolculardan daha az.
Bu transferin gerçekleşmesinde Pirelli büyük rol oynadı. Sneijder’le 4 senelik yılda 3 milyon euro vererek sponsorluk anlaşması imzalamış. Aynı parayı Inter kulübüne de veriyor. Lutfi Arıboğan’ın, İtalya’daki görüşmelerine sponsor firmanın temsilcileri de katıldı. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ne girdiği müddetçe milyon euroyu vereceklerini garanti ettiler. Galatasaray’la da, Devler Ligi’nde olduğu sürece yılda 1,5 milyon euroluk sponsporluk anlaşması imzaladılar.
Sneijder’ın, Galatasaray’dan alacağı para da Melo’nun, Hamit’in ücretleri kadar. Sneijder sakatmış, bu paraya transfer etmek doğru değilmiş, 4 aydır

Yazının Devamı

Sneijder bile kurtaramaz

19 Ocak 2013

Galatasaray’da neler oluyor bilemiyoruz! Dün gece gördüğüm kadarı ile takımın motivasyonu sıfır... Futbolcular bıkkın... Bundan önce seyrettiğimiz maçların hepsinde kulübede yerinde duramayan Fatih Terim sessiz... Sanki heyacanını kaybetmiş... Rakip Kasımpaşa... Bu maç deplasmanda olsa da taraftar neredeyse yarı yarıya... İşin doğrusu deplasman sayılmaz.
Sahada ne istediğini bilen bir Kasımpaşa var, Galatasaray ise tanınmayacak kadar kötü... Forvette önce Elmander-Burak, daha sonra Burak-Umut.... Kanatlardan gelen tek orta yok... Emre, Amrabat’ın yerine oynuyor, ama varlığı yokluğu belli değil... Hamit ise yerini Aydın’a bırakıyor. Selçuk, Melo sadece orta sahada boğuşuyorlar. Ernst, Sarmov ve İbricic’in müsaade ettiği kadar... Peki geçen seneki Selçuk-Melo nerede? O hücuma çıkan, goller atan ikili nerede? Bunu biz de bilmiyoruz, Fatih hoca da...
İşin özü Galatasaray çok kötü... Dün geceki futbolla Süper Lig’deki hiçbir takımı yenemezler. Bir de Amrabat ile Eboue’nin aşağı-yukarı Şubat’ın ortalarına kadar Afrika Kupası’nda olduğunu düşünürsek Fatih Terim’in işi zor... Takım 2-1 mağlup... Rakip kaleye gidecek, orada gol pozisyonuna girecek ne gücü var, ne de futbolcusu...

Yazının Devamı

Galatasaray zarar görüyor

18 Ocak 2013

Galatasaray’da yaşananlara akıl sır ermiyor. Bu takım Süper Lig’in lideri, Şampiyonlar Ligi’nde de Schalke’yi yenerse çeyrek finale kalacak. Yani her şey iyi görünüyor. En azından Fatih Terim kanadında sorun yok. Sneijder’in transfer haberleri gündeme oturunca her şey tersine döndü.
Önce Başkan Ünal Aysal, futbolun çok uzağında bir kimlik. Finans işinde uzman. Ama işin içine futbol girince her şey birbirine karıştı. Fatih Terim’e bütün Galatasaraylılar, camianın çocuğu gözüyle bakıyor. Ve bu yüzden onu kalbinin bir köşesine koyuyorlar. Başkan Aysal, uzun seneler yurt dışında kalmış. Türkiye’de futboldaki ilişkilerin nasıl olduğunu bilemiyor. Bu yüzden Fatih Terim’e personel veya eleman diyebiliyor.
Kendi açısından haklı olabilir. Anladığım kadarıyla kulüpten para alan her kişiye personel veya elaman gözüyle bakıyor. Uzun seneler Avrupa’da yaşayan, futbolun içine fazla girmemiş birisi olarak bu düşüncesine de tepki göstermemek lazım. Ama Fatih Terim, Türk insanı için özel birisidir. Hem Galatasaray’da, hem milli takımda tarih yazan birine, Türk insanı, eleman veya personel gözüyle bakmaz.
Gelelim Sneijder’e, adam gelmeden Galatasaray’ı karmakarışık etti. Demek ki, gelse

Yazının Devamı

Küçük olsun bizim olsun

12 Ocak 2013

Galatasaray değişiyor. Eski düzen, yöneticilerin kral olduğu sistem bitiyor. Başkan Ünal Aysal’ı camiada seven de var, karşı çıkan da. Ama girişimlerini bitirebilir, söylediklerini yapabilirse, efsane başkanlar kategorisine girer.
Önce her şubeye profesyonel bir CEO geliyor. Şimdiye kadar yapılan icraatla basketbol, voleybol, sutopu ve en önemlisi futbol hızla yükselişe devam ediyor. Bundan tabii ki, rahatsız olanlar çok olacak. Eskiden bir futbolcu transfer edilirken yöneticilerin televizyonlarda ve gazetelerde boy boy fotoğraflarını ve nakaratlarını görürdük. Başkan Aysal, bu sistemi tarihe gömüyor.
“Kulübün başı benim”, “Herkes fikrini söyler, en son kararı ben veririm”, “Florya’nın anahtarı Fatih Terim’de. Oraya hiç kimse karışamaz” diyerek net görüş belirtiyor. Tabii aracılar, rahat durmuyor. Durmazlar da. Hedefleri Başkan Ünal Aysal’la, Fatih Terim’i nasıl birbirine düşürürüz. Başarılı olabilirler mi?
Başkan veya Fatih hoca, aradaki dedikoduculara inanırlarsa ikisinin de huzuru bozulur. Galatasaray’da bugünkü güzellikler bozulur, her iki taraf bu işten ziyanlı çıkar. İşin doğrusu kulaklarını tıkayacaklar. Aralarına nifak sokmamaları lazım.
Gelelim Sneijder’e...

Yazının Devamı

Özkahya yalancı mı?

29 Aralık 2012

Yine ortalık birbirine girdi. Disiplin kurulunun Meireles’e verdiği 12 maçlık cezayı, Tahkim Kurulu 4 maça düşürdü. Önce federasyondan başlayayım. Disiplin ve tahkim kurulu bağımsızlar. Bu yaşanan olaylarla ilgili Futbol Federasyonu’nu kimse suçlamasın.
Disiplin kurulu görüntüleri izlemeden Halis Özkahya’nın raporuna göre 12 maç ceza verirken, galiba acele etti. Keşke Tahkim Kurulu’nun izlediği gibi yayıncı kuruluştan görüntüleri alıp, iyice inceleyip öyle karar verseydi.
Şimdi geldiğimiz nokta çok dramatik. Halis Özkahya, iyi yönettiği bir maç sonrası hem yalancılıkla hem de Fenerbahçe düşmanı olarak suçlanıyor. Disiplin Kurulu, Özkahya’yı ateşin içine attı. Peki, Tahkim Kurulu’nun verdiği karar doğru mu?
Herkes kafasına göre yorum yapabilir. Meireles’in yaptığı el işaretinin suçu daha ağır olmalıydı. Ceza 12 maçtan 4’e düşünce, başta Galatasaray olmak üzere, birçok kulüp ‘Ne oldu ?’ diye panikledi. Geldiğimiz noktaya baktığımız zaman, olan önce hakemlerin arkasında dimdik duran MHK Başkanı Zekeriya Alp’e daha sonra da Halis Özkahya’ya oldu. Özkahya bundan böyle nasıl terfi alacak, hangi moralle maçlara çıkacak? Başkan Alp ise bu şartlarda hakemlerin arkasında ne kadar

Yazının Devamı

Tatile çıkmışlar

24 Aralık 2012

Galatasaray, Braga, Sivasspor ve Fenerbahçe maçlarındaki galibiyet serisini, dün gece Trabzon karşısında sürdüremedi. Önce Trabzonspor’dan başlayayım. Sezonun en iyi futbolunu oynadılar, Galatasaray’ı yenmek için bütün güçlerini sahaya yansıttılar. Defansta Giray-Celustka, iki kenarda Serkan-Emerson, orta sahada Zokora-Sapara-Adrian mükemmel diyebileceğimiz mücadele ortaya koydular.
Galatasaray ise Trabzon’un bu baskılı futbolu karşısında varlık gösteremedi. Orta sahada Selçuk-Melo etkisizdi. Hücum anlamında takımına hiçbir katkı sağlayamadılar. Hamit-Elmander ikilisi de Fenerbahçe maçında kalmışlar. Fatih Terim kulübeden ne kadar kendini paraladıysa da, Amrabat’ı ve Hamit’i hareketlendiremedi. Burak ve Umut, Giray ve Celutska’nın markajından kurtulamadı. Neredeyse hiç gol pozisyonuna giremediler. Dün gece Trabzon’da alınan 1 puanı Galatasaray’ın başarı hanesine yazmak lazım. Takımın en iyileri Muslera, Dani ve Semih’se böyle düşünmemiz gayet normal.
Ligin ikinci yarısı, kıran kırana geçecek. Galatasaray’ın kadrosu, ekstra kalitede oyunculardan kurulu değil. Fatih Terim, bu futbolcularla takımı zorlaya zorlaya ligin ilk yarısını liderlik koltuğuna, Şampiyonlar Ligi’nde de

Yazının Devamı

Kıran kırana

17 Aralık 2012

Galatasaray ile Fenerbahçe maçları Türkiye’ye futbolu geri getiriyor. Türk Telekom Arena dün bayram yeri gibiydi. 50 bin taraftar müthiş bir uğultu, tribündeki koreografiler, sahaya çıkıp dua eden futbolcular, Fatih Terim ve Aykut Kocaman’ı bir arada görüntülemek için basın ordusunun çabası... Herşey muhteşemdi. Galatasaray maça golle başladı. İlk 10 dakika Hamit, Selçuk, Melo, defanstan hücuma çıkan Semih, bütün takımın görüntüsü, Bu maç Galatasaray adına farklı bitecekti. Hasan Ali Kaldırım’ın golüne kadar. Fenerbahçe de çok iyi top yaptı. İlk yarı başa baş, iyi bir mücadele seyrettik. Selçuk’un golü ise Galatasaray’a bonus oldu. Fenerbahçeli futbolcular baraj kurulurken oradaki itişme kakışma kaleci Volkan da dahil motivasyonu bir anda bitirdi. Selçuk ise geçen seneki o muhteşem gol vuruşunu tekrarladı. Bu topta kaleci Volkan’ın da hatası vardı.
2. yarı Galatasaray ağırlıklı maç seyrettik. Gol pozisyonuna giren, skoru artırmak isteyen takım Galatasaray’dı. Fenerbahçe hücumda çoğalamadı. Moussa Sow yalnız kaldı. Kuyt ve Baroni markajdan kurtulamadılar. Galatasaray ise Melo ile Selçuk ile pozisyonlara girdi. Hamit eski günlerine döndü. Sahada en çok koşan futbolculardan

Yazının Devamı