Bir takım girdiği gol pozisyonlarını değerlendiremezse, orta sahada rakibine üstünlük sağlayamazsa, rakibin üç atağından ikisi gol olursa, sen buna sezon başından beri çare bulamazsan bu sıkıntıları yaşayarak taraftarını üzersin...
Şu yenen gollere bakın.... İlk golde top Muslera’dan dönüyor, rakip bomboş... 18 içinde sen o futbolcuyu bomboş bırakırsan o da golünü atar... İkinci gol de Berkan’ın hatası... Berkan’a kızmıyorum, bu çocuk sol bek değilki... Mecburiyetten oynatılıyor. Jakobs üç maç oynuyor, üç maç sakat... Orta sahaya bakıyorsun... İyiki Sara alınmış. Defansta Sanchez, orta sahada Sara, bir de takımı hücuma çıkartan Barış Alper... Evet, Torreira koşuyor, rakip atakları kesmeye çalışıyor ama bu yetmiyor. Tek başına bir yere kadar. O’nun da bir yerde enerjisi bitiyor.
Kaan Ayhan sağ bek oynuyor. Rakibin dört atağından üç tanesi rahatlıkla sağ kanattan gelip gol tehlikesi yaratabiliyor. Okan hocanın bir türlü Jelert’e kanı ısınmadı herhalde... 21 yaşındaki çocuk bugüne kadar en
45 bin taraftar... Maç öncesi şölen... Kaan’ın orta sahaya geçmesi... Sallai’nin sağ bekte oynaması... Taraftarın Muslera’yı bağrına basması bile Galatasaray’ı fazla kıpırdatmamış. Evet, Kaan Ayhan orta sahada pas hatası yapmıyor, Berkan’dan da Kerem Demirbay’dan da daha etkili... Sallai de sağ bekte devamlı gidip geliyor, bir de Yusuf Erdoğan gibi atletik bir futbolcunun arkasında oynamak kolay bir iş değil. Ama yine de bu iki futbolcu görevini yapan futbolcular arasındaydı.
Takım olarak oyuna hakim taraf sarı-kırmızılılardı. Ama ne yaparsan yap, skoru bulamazsan sıkıntı yaşarsın... Atılan penaltı golü de tamamen Osimhen’in becerisi... Rakibinin arkasından depar atıyorsun önüne geçiyorsun, tam top hakimiyeti sana geçiyor, rakibin ayağına tekme atıyor. Bu penaltıyı her futbolcu yaptıramaz. Osimhen gerçekten çok büyük bir güç... Ancak yeteri kadar topla buluşamıyor.
Yunus, Barış Alper ve Mertens saha içinde tam anlaşıyorlar denemez... Bu üç futbolcu da daha çok pas yapayım, santrforumuzu daha çok gol pozisyonuna
Bu takım Süper Lig’de 6 puan farkla lider değil mi? Avrupa Ligi’nde Ajax’ı yenerse ilk 8’e kalmıyor mu? Ajax’a kaybederse iki play-off maçı oynayıp Avrupa Ligi’ne devam edebiliyor mu, ediyor.
Türk takımlarına baktığın zaman en başarılı ekip Galatasaray değil mi? Peki insanların bu futbolculardan alıp veremedikleri ne? Onu bilemiyorum. Ama Dinamo Kiev maçında Muslera’ya yapılan hareketi içime sindiremiyorum. Her kaleci hata yapıyor. Bu sezon da formsuz ama yediği gollere bakın defansın, orta sahanın, iki bekin, hepsinin hatası var. Tüm faturayı Galatasaray kaptanına kesmek, ıslıklamak takımın içine konan bombadır. Başta Torreira olmak üzere bütün futbolcular bundan etkilenir. Florya’da yaşananları bilmeyenler için söylüyorum, Muslera çok büyük kaptan. Bu takımda bugüne kadar olan beraberlikte, saygıda en çok payı olan futbolcu. Bu protestoları kim yaptı bilmiyorum. Tanımadığım insanlar. Evet her taraftarın tenkit etme hakkı var ama berabere kaldığın bir maçtan sonra protesto etmeye hakkı yok.
Önceki gün
Futbolda sürprizler var buna itirazım yok. Ama sen yıldızlar topluluğu bir takımsın. 22. dakikada 2-0 öne geçtiğin maçı nasıl 3 gol yiyerek bitirirsin ben bunu kabul etmiyorum. Rakip kim olursa olsun, Galatasaray’ın üzerine giden takımlar her girişimde gol buluyor. Dinamo Kiev üç kere geldi, üç gol attı.
İlk golde Muslera, ikinci golde Jakobs, üçüncü golde Sanchez çok büyük hatalar yaptılar. Sarı-kırmızılıların en büyük handikapı orta sahadaki isimleri temaslı futbolu sevmiyor. Rakip de elini kolunu sallayarak Cim Bom’un kalesine geliyor. Bu maç için söylemiyorum her maç aynı sorun. Evet Sara sakat, arıyor musun oyuncuyu arıyorum. Peki Sara yoksa takımın orta sahası havlu mu atacak?
Torreira’nın yaratıcılığı sıfır, Berkan’ınki sıfır, Yunus bir iki haftadır sallanıyor, Mertens de büyük bir düşüş yaşıyor. Osimhen’e, koşan santrfora tek top atacak adam yok, peki nasıl maç kazanılacak? Hücumda başarısızsın, defansta hatalar yapıyorsun, orta sallanıyor, önünde bir sürü zor
Galatasaray’ın oynadığı futbol, dün gece beni şaşırttı. Hele öyle bir 45 dakika yaşadık ki, sanki sahada Galatasaray yoktu. Rakip Hatayspor zayıf bir takım, üzerine de fazla gelemiyor. Bu şartlarda bile ilk golü sarı-kırmızılılar yiyor. Komedi gibi...
Top Kaan ve Abdülkerim’in ayakları arasında dolaşıyor, arkasında da Osimhen var. O topa nasıl orada vurdurulur benim aklım almıyor. Hadi bunu da geçtim, girilen öyle gol pozisyonları var ki pes dedirtecek kadar. Barış Alper’in 3 net pozisyonu var. Ama kardeşim geçen hafta maçın yıldızıydın ama dün gece de hiç kusura bakma takımına 3 puanı aldırmayan futbolcu oldun.
Osimhen de kaçırdı ama adam öyle gollük paslar veriyor ki, artık o topları değerlendireceksin. Değerlendirmezsen de ligin en zayıf takımına karşı iki puan kaybedersin.
Tamam, tek taraflı maç oldu, kabul ediyorum. Karşılaşma Galatasaray’ın kontrolündeydi. Rakip 3 kere geldi, neredeyse 3 gol atacaktı. Defans kurgusu bir türlü orta sahayla birleşemiyor. Kanatlardan gelen ya da kornerden gelen her topa rakip kafayı vuruyor. Savunma seyrediyor. Her
Futbolumuzda yaşananlar inanın herkesi, kulüp ayırmadan söylüyorum ki canından bezdirdi. Dünyanın en güzel oyunu futbol. Bizim haricimizde herkes bunun tadını çıkartıyor. Bizde ise insanlar birbirleriyle savaşıyor. Daha doğrusu futbolumuz alev alev yanıyor.
Bu ateşi kim söndürecek? Teknik direktörlere, yöneticilere kim dur diyecek? TFF başkanı bütün kulüplere eşit davranmıyorsa, Kulüpler Birliği’ndeki toplantıya katılıp buna bir çare bulamıyorsa o zaman o görevinde de oturmayacak. Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu olmak üzere hepimizin evinde ve ailesinde fertler bulunuyor. Artık hepimiz bir araya gelip maç seyredemeyecek duruma geldik. Herkes birbirinin gözünü oymaya başladı. İş bu noktaya geldi.
Önceki gün hakem seminerine TFF başkanı katıldı. Hakemlere herkesin içinde diyor ki: ‘Yunus’u, Barış Alper’i neden oyundan atmadın?’.
Peki oyundan atılacak sadece bu iki futbolcu mu vardı? Size 20 futbolcu ismi verebilirim. Neden TFF başkanı cımbızla çekip bu ikisinin ismini telaffuz
Üst üste gelen maçlar, Sara’nın sakatlığı, takım da yorgun ama futbolcuların hırsı öyle ya da böyle kazanmayı sağlıyor. Başakşehir gerçekten iyi bir takım, bunu kabul etmek lazım. İyi kontratağa çıkıyorlar. Defans ve merkez orta saha zor pozisyon veriyor. Maçın ilk 20 dakikasında son adam Opoku’nun Osimhen’i düşürmesi ve Sanchez’in yüzüne yediği dirseği hakem Atilla Karaoğlan’ın cezasız bırakması eklenince maçın zorluk seviyesi yükseldi.
Ama buna rağmen Barış Alper ve Osimhen sahneye çıktı. Barış iki güzel gol attı. Osimhen mükemmel gol pası verdi. Yunus ve Mertens’in gününde olmayışlarına rağmen rakibinden daha çok gol pozisyonuna girdi Galatasaray. Kaleci Muhammed yerinde kurtarışlarıyla farkın artmasını önledi.
Galatasaray’ın en büyük handikapı; Yunus ayağındaki topla iki kişinin arasına giriyor, kaybediyor, o top Galatasaray kalesinde gol pozisyonu oluyor. Aynı şekilde Kerem Demirbay... Rakibine çalım atmaya çalışıyor, o da kaptırıyor. Ve o top dönüp tehlikeli pozisyona
Galatasaray'ın güçlü bir kadrosu var. Bunun için zaten hem Süper Lig'de hem de Avrupa Ligi'nde hiç mağlup olmadan buralara geldi. Kupa maçında başta Okan hoca herkes gördü ki; 15 futbolcuyla üç kulvarda oynayan bir takım için sürprizleri de düşünmek gerekir. Cezalar, sakatlıklar, bunlar futbolun içinde olan şeyler. Böyle sorunlar yaşandığı zaman bir anda bütün motivasyon kaybolur büyük sıkıntı yaşanır.
Galatasaray'ın kadrosu belli. Yedeklere bakıyoruz; Berkan, Kerem, Batshuayi, Sallai, Nelsson kıran kırana maçlarda bu beş yedekle sezonu zirvede kapamak çok zor. Bu üç kulvarda da iddiayı sürdürmek istiyorsan mutlaka en az 4 nokta transfer yapılması gerekir. Sıradan futbolcular veya ileriye dönük yapılan transferler şu an için takıma bir katkı sağlamıyor. Jelert'in gerçekten iyi oynamasını çok isterdim. Danimarka patentli, alt yapısı sağlam ama defansı hiç olmayan bir futbolcu. Hamleleri doğru yapamıyor. Yapamayınca da takımı gol yiyor. Bunun için yapılacak olan transferler kesinlikle