Önceki gün Galatasaray Başkanı Burak Elmas’ın sohbet toplantısına katıldım. Ne yalan söyleyeyim kendisinden çok etkilendim. Dobra dobra, açıklayabildiği kadar her şeyi söyledi. Türk futbolunun, Galatasaray’ın bugünkü fotoğrafını tek tek anlattı...
Dışarıdan görüldüğü gibi öyle sakin, hesap sormayan bir başkan değil kendisi. Kesinlikle bütün olumsuzluklara sebep olanlarla konuşup, tartışıyor. Sorunların çözülmesi için de çaba sarf ediyor. Sarı-kırmızılı kulübün 14 maçta 14 puan kaybetmesini sordum. Başkan da “Biz bu puanların hepsini hakemler yüzünden kaybetmedik. Yeni bir takımız, hoca ile bunu konuşuyoruz. Bu haftadan itibaren farklı bir Galatasaray seyredeceksiniz” diye cevap verdi.
Maddi sıkıntılardan, devre arasında yapılacak transferlere, her konuda doğruları söyleyerek bizi rahatlattı. Ben bu kadarını beklemiyordum. Futbolcu satmadan büyük transfer yapılmasının imkansız olduğunu, Marsilya maçındaki pozitif oyunu ve futbolcuların bütünleşmesini her karşılaşmada görmek istediğini
Galatasaray, Yeni Malatyaspor maçı başlarken kulübün 37. başkanı Mustafa Cengiz’i kaybettiğimizin acı haberi geldi. Gerçekten çok etkilendim. Benim gibi futbolcuların birçoğu da etkilenmiştir. Nur içinde yatsın, herkesin başı sağolsun.
Bu üzüntülü atmosferde maça başlayan Galatasaray, ilk yarı gerçekten o kadar yavaş, ağır, pozisyonsuz bir ilk yarı oynadı ki bunun sebebi nedir bilmiyorum.
Sadece şunu söyleyebilirim; Avrupa’da farklı Galatasaray, Türkiye’de Süper Lig’de farklı Galatasaray... Bu yakışıyor mu? Kesinlikle yakışmıyor.
Marsilya maçındaki futbola, futbolcuların performansına, oyun sistemine hayran olmamak mümkün mü... Ama Yeni Malatyaspor karşısındaki Galatasaray saygı uyandırmıyor. Maçı kazansaydı bile fikrim değişmezdi.
İkinci anlamadığım konu; bu takım genç futbolculardan kurulu. İki maç üst üste oynayamazlar mı? Morutan, yarım devre oynadı Marsilya önünde. Dün gece hiç oynamadı. Cicaldau, Kerem gibi oyuncular sonradan oyuna girdikleri zaman maça ısınamıyorlar, verimleri
Son senelerde Avrupa Kupaları’nda bu kadar başarılı bir Türk takımını ilk defa görüyorum. Gerçekten dün gece Galatasaray bütün takım olarak savaştı, baskı yaptı, üst seviyede mücadele etti. Burada 12. adamın hakkını da yemeyelim. 90 dakika hiç durmadılar. Futbolcuları müthiş motive ettiler. Bu da zaten sahaya yansıdı.
Marsilya gibi iyi bir takıma dört tane gol atmak kolay değil. Ama futbol olarak iki takım da golü düşünerek oynadı. Boş alan her iki takım da buldu. Ama bunları değerlendiren, gole çeviren Galatasaray oldu.
Uzun bir aradan sonra Diagne’yi ilk defa bu kadar istekli, arzulu gördüm. Her topu kazandı. Arkadaşlarına pas verdi. Marsilya defansına müthiş pres yaptı. Galatasaray’ın ucunda böyle bir santrfor oynaması hangi takım olursa olsun korku veriyor. Dün gece bunu gördük. Marsilya bunu yaşadı. Fizik gücü mükemmel. Çıktığı her kafa topunu kazandı. Çok akıllı paslar verdi. Marsilya ataklarında da gelip defansına yardım etti. Galatasaray adına Diagne’nin böyle bir performans ortaya koymasına
52 bin taraftar Galatasaray NEF Stadı’nı gerçekten maça çok iyi hazırlanmış. Tribünler bayram yeri gibiydi. Müthiş tezahürat, baskı, her şey vardı.
Sarı-kırmızılı futbolcular karşılaşmaya da iyi başladı. Kerem ile golü buldu, Feghouli’nin gollük şutunu Berke çıkardı. 20. dakikadan sonra Fenerbahçe orta sahada dengeyi sağladı. Hatta oyunun kontrolünü de eline geçirdi.
Galatasaray ikinci bölgede top tutamadı, final paslarının hiçbiri yerini bulmadı. Daha sonra sahneye Mesut çıktı. Santradan aldığı topu götürdü ve beraberlik golünü attı. Burada Galatasaray’ın stoperlerine, “Siz ne iş yaparsınız?” diye sormak lazım.
Skora denge geldikten sonra derbinin 60. dakikasına kadar oyun ortada geçti. Daha sonra Cicaldau’nun müthiş iki şutundan birine Berke yine geçit vermedi. Aanholt’un gollük pasında Kim Min Jae son anda dokundu ve golü önledi. Son 30 dakikada galibiyeti daha çok isteyen Galatasaray’dı. Fenerbahçe’nin kalesine daha çok gitti. Yerini bulmayan
Lafı dolaştırmaya hiç gerek yok. Derbinin kesin favorisi, maç öncesinde Galatasaray gözüküyor... Çünkü;
1- Sarı-kırmızılıların çok tecrübeli, şimdiye kadar 200’ün üzerinden derbiyi idare eden hocası var.
2- Gol yollarında, maçın skorunu değiştirebilecek, Kerem Aktürkoğlu, Halil Dervişoğlu, Mustafa Muhammed ve Mbaye Diagne gibi isimleri var.
3- Son maçlarda hata yapsa bile kalede Muslera gibi tecrübeli bir file bekçisi var.
4- Marcao ve Nelsson... İki stoper de çok formda.
5- Orta saha çok alternatifli. Berkan, Taylan, Cicaldau, Morutan ve Feghouli...
6- 52 bin 625 taraftar şimdiden stadı bayram yerine çevirmek için müthiş hazırlıklar yapıyorlar. Bu derbide Galatasaray’ın en büyük itici gücü taraftarı olacak.
İnanın şaşırıyorum... Galatasaray geçen sezon averajla şampiyonluğu kaçırmadı mı? Takviye olarak bu sezon 11 futbolcu alındı. Ama sarı-kırmızılılar güçleneceğine daha çok geriye gitti. Bunun sebebini çözemiyorum. Halil, Mustafa ve Diagne... Üç santrfor var takımda. Buna rağmen gol atmakta zorlanıyorlar.
Maç içinde mağlup duruma düşünce, önce iki golcü, daha sonra da üçüncü forvet oyuna giriyor, rakibe baskı yapılıp gol bulunuyor. Kendi kendime soruyorum, Halil, Diagne ve Mustafa’dan ikisi aynı anda sahada olsa bu sorun çözülür mü? Tabii Fatih Terim bizim düşündüğümüzün çok daha fazlasını düşünüyordur. Ama bir türlü gol sorunu çözülemedi.
Diğer bir sorun korner ve duran toplar. 12 lig maçında 150 kere korner kullanılmış. Buradan bir tek gol yok. Bu da büyük bir sıkıntı.
Karagümrük maçında Ömer korner çizgisine çok hızlı bir şekilde geliyor, kafasını kaldırıyor ama 18 içinde orta yapacağı hiçbir
Galatasaray, bir maç mükemmel oynuyor, rakibe baskı ve pres yapıyor, taraftarı mutlu oluyor, ilerisi için ümit veriyor. Karagümrük karşısında dün ise o kadar kötü bir futbol oynadı ki, sahada tanıyamayacağımız kadar etkisiz bir Galatasaray vardı. Bunun sebebini anlamakta güçlük çekiyorum.
Hiç anlayamadığım bir konu ise, bu takımın iki tane santrforu var. Biri Mustafa, diğeri Diagne... İkisi de kulübede oturuyor. Herhalde takım yenik duruma düşmese, Mustafa da, Diagne de, Feghouli de, Morutan da oyuna girmeyecek. Mustafa gol kaçırabilir ama şu an hocanın elindeki en etkili santrfor Mısırlı futbolcu... Oyuna girdi, Karagümrük ceza sahasını karıştırmaya başladı. Gol attı, bir de Pesic’in yüzde yüz gol pozisyonunda yakaladığı fırsatı bozarak takımının gol yemesini önledi.
Tabii bizim Fatih Terim’e söyleyecek lafımız yok... Florya’nın patronu o... İstediğini oynatır, istediğini oynatmaz. Ne var ki kesin olan bir şey var: Mustafa’nın oynamadığı maçlarda sarı-kırmızılılar gol yollarında etkisiz kalıyor. Attığı gole bakın... Sonradan
Nef Stadyumu dün gece uzun bir aradan sonra gerçekten bayram yeri gibiydi. Taraftarın müthiş tezahüratı takımı da etkiledi. Bilhassa ilk yarı, sahanın her yerinde baskı kuran, pres yapan müthiş bir Galatasaray vardı.
Feghouli, tek gol bulmasına rağmen bu sayıyı artırabilirdi. Maç eksikliği, özellikle Cezayirli futbolcunun son vuruşlardaki isabet oranını çok düşürdü. Rahatlıkla üç gol daha atıp maçın kahramanı olabilirdi.
Yabancı takımlarla maç oynamak kolay değil... Bir kere fizik gücün en üst seviyede olmak mecburiyetinde. Beraberlik golü gelmeden önce bilhassa orta sahada Feghouli, Morutan, Van Aanholt’un yorulduklarını, tempolarının düştüğünü hepimiz gördük. Değişiklikler keşke gol yemeden önce yapılsaydı.
70. dakikadan sonra top bir Lokomotiv kalesinde bir Galatasaray kalesinde gitti geldi. Burada iki takım da gol atabilirdi. Son vuruşlarda sarı-kırmızılı futbolcuların biraz daha çabuk olmaları lazım. Rakip, kaleyi gördüğü anda topa vuruyor. Galatasaraylı futbolcular ise pozisyonu netleştirmek için