Avrupa takımlarıyla oynadığımız maçlarda heyecanımız, stresimiz tavan yapıyor. Alınan her puan bizi sevindiriyor, hele bu deplasmanda olursa. Marsilya iyi bir takım ama bu takımın en iyisi de Cengiz Ünder. Bunu da atlamayalım.
Bu Marsilya ile taraftarının önünde oynamak, başa baş mücadele etmek kolay bir iş değil. Muslera eski günlerine dönme sinyali verdi. Nelsson ve Marcao neredeyse hatasız oynadı. Sacha Boey oyundan çıkana kadar takımının en iyisiydi. Van Aanholt ise zaman zaman Cengiz’i arkasına kaçırmasına rağmen başarılı bir maç çıkardı, Türk futbolcunun yüzde yüzlük gol vuruşunu Hollandalı oyuncu çizgiden çıkardı.
Orta sahada Taylan, Cicaldau, Berkan üçlüsü takımının en büyük yükünü sırtladı. Fransız ekibine bu bölgede devamlı baskı ve pres yaptılar. Bunun için de hücumda fazla etkili olamadılar. Tek aksayan Galatasaray’ın hücumcularıydı. İlk yarı sonunda Kerem kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda golü atmalıydı. Halil hiç gol pozisyonuna giremedi. Morutan da orta sahaya ve
Ne yalan söyleyeyim, Alanya ve Kayseri kayıplarından sonra dün gece Göztepe karşısında fırtına gibi bir Galatasaray bekliyordum. Hele ilk yarı öyle futbol oynadılar ki, gerçekten üzüldüm.
Kime üzüldün derseniz de; üstüne basa basa söyleyeyim taraftara üzüldüm. Pazar akşamı çoluğunu çocuğunu evde bırakıp maça gelmişler. Koca bir 45 dakika futbol adına hiçbir şey görmediler. Sadece Luyindama’nın saçmaladığını, takımına gol yedirdiğini, böyle bir futbolcuya hocanın nasıl forma verdiğine şaşırıp kaldılar.
Luyindama gibi saçmalayan bir futbolcu daha vardı, o da Feghouli. Ne oldu bu çocuğa bilmiyorum. Takımına en ufak bir katkısı yok. Sanki kafasından futbolu silmiş. Ben hocanın yerinde olsam bu futbolcuları kazanacağım diye uğraş vermem.
Kulübede bekleyenler var, o formayı giymek için içleri yanıyor. Neticede ikinci yarıya başlarken Alpaslan ve Diagne’nin oyuna girişi bile az bir süreliğine de olsa takımı rahatlattı.
Hele buna, Luyindama gibi saçmalayan Göztepe kalecisi İrfan Can da yardımcı
Bugüne kadar Fatih Terim’i eleştirirken hep kırk kere düşünmüşümdür. Kabul ediyorum Terim, Galatasaray’ın efsanesidir, temel taşlarından biridir. Birçok kupa da kazandı. Zaten bunları inkar eden taş olur! Ama şu anda geldiğimiz noktaya bakın...
Florya’da neler oluyor tam bilemiyorum. Fakat gördüğüm kadarıyla oranın oksijeni bitmiş. Futbolcular huzursuz. Merak ediyorum Mustafa Muhammed, Diagne, Taylan, Emre Kılınç, Marcao, Luyindama, Feghouli ve Muslera... Neden bu kadar geriye gittiler ve bir türlü toparlanamıyorlar? Geçen sezonu namağlup tamamlayan U21 takımından neden hiçbir futbolcu kullanılmıyor?
İşin en ilginç yanı Kayserisporlu futbolcular Kerem’i tartaklıyor. Bir Galatasaraylı oyuncu bile takım arkadaşının yardımına gitmiyor. Bunlar gerçekten çok üzücü olaylar. Terim’in olduğu yerde bunlar yaşanmamalı. Taraftar da haliyle isyan ediyor. Taraftarın kulüpten bir kazancı yok. Manevi olarak seviyorlar ve ceplerinden kulüp için para harcıyorlar. Onun için de Galatasaraylılığı herkesten daha iyi bilip, eleştirme
Taraftar cinnet geçirmekte haksız mı? Evet, Başkan Burak Elmas gerçekten çok iyi futbolcular aldı. Herkes havaya girdi. Beklenti büyüdü. Hele Lazio maçındaki üst seviye futbol, tek eğlencesi Galatasaray olan 30 milyon taraftarı başka bir aleme götürdü.
Şimdi bakıyorsun, pazar günü Alanya’ya yeniliyorsun. Yenilebilirsin, sözüm yok ama ortaya konan futbol gerçekten can acıtıyor. Kayseri deplasmanına gidiyorsun, darmadağınıksın. Maçı kazanmanın mümkünatı yok. Hele yenilen gollerde biz defansa kızıyoruz... Kardeşim rakip geliyor, seken toplar var, savunmanın önündeki orta saha ne iş yapar?
İki bek neden oralara gelmiyor? Cim Bom hep aynı tarz goller yiyor. Tek üzüldüğüm, Fatih Terim buna bir çare bulamıyor. O kötü, bu kötü, alınan oyuncular kötü, defanstakiler iyi futbolcu değil... Bana kalırsa sorun sadece futbolcularda değil.
Neden Melo, Fernando varken sarı-kırmızılılar böyle goller yemiyordu? Demek ki o zaman transferlerde bir sorun var. Beşiktaş, Souza’yı bulmuş getirmiş. Bu sorunu da
Lazio maçında Galatasaray yenilseydi bile oynadığı futbola herkes saygı gösterecekti ve gösterdi de... Ama dün, Alanyaspor karşısındaki futbola hiç kimse saygı göstermez, çatır çatır da eleştirir.
Kabul ediyorum, Galatasaray süper yıldız oyuncu transferi yapmadı ama yapılan transferlerin hepsi, bütün gençler, yıldız adayı... Topu iyi kullanamayabilirsin, Alanya defansının yaptığı hatalarda gelen fırsatları da değerlendiremeyebilirsin. Ne var ki; bunların hiçbiri senin daha iyi mücadele etmemene, daha çok koşmamana mani olmamalı.
Halil Dervişoğlu hepimizin hayran olduğu bir futbolcu... Çocuğa ilk yarı bir tane top gelmedi. Lazio maçının kahramanları Taylan, Berkan, Cicaldau etkili olamadılar. Hele sağ bekte Yedlin... Kendisi İngiltere’de oynadı, harika sağ bek diye transfer edildi, sonunda tribünlerin protestosuyla sahadan çıktı.
Valla bilemiyorum, perşembe akşamı oynanan futbolla dünkü futbol, yüzde yüz farklı. Futbolcuların birbirlerine alışması için zaman lazımsa da, bunun problem olmaması gerek. Alanyasporlu Candeias gol vuruşu
Fatih Terim yeni jenerasyon bir takım kuruyor, çoğu da genç futbolcular ve birbirleriyle ilk defa oynuyorlar. Tabii ki tempoda olsun, pas hatalarında olsun sıkıntılar olacak. Ama ortada bir gerçek var. Galatasaray futbolunun üstüne koyarak gidiyor.
Mutlaka bugün Lazio’nun kötü oynadığına dair yorumlar okuyacağız. Ben buna katılmıyorum. Başta Berkan, Taylan, Cicaldau olmak üzere sarı kırmızılı oyuncular orta sahayı mükemmel parsellediler. Lazio, ikinci bölgede üstünlük sağlayamayınca fazla hücuma çıkamadı. Atak yaptığı zaman da Nelsson ve Marcao yerinde müdahalelerle rakibin bu hücumlarını önlediler.
Morutan’ın bir topu direkten döndü, bir topu da yüzde yüz pozisyonda auta attı, aynı şekilde Cicaldau çok net pozisyondan yararlanamadı. Futbol şansı biraz sarı-kırmızılıların yanında olsaydı, maçın skoru da 3-1 olurdu. Ama ne oldu? Galatasaraylıların yapamadığını Lazio’nun kalecisi Strakosha yaptı. Topu dışarı tokatlamak yerine tutmaya çalışınca kendi kalesine golü attı. Bu da ev sahibi ekibin şansıydı.
Ne olursa olsun,
Galatasaray yeni, genç bir jenerasyonla bir takım oluşturmaya çalışıyor. Bu da birdenbire olacak iş değil. İlk yarım saate bakıyorsun, gerçekten sarı-kırmızılı genç futbolcuların hepsi, sahada basmadık yer bırakmadı. Trabzon defansına hatalar yaptırdı, iki de gol attı.
Kerem, Halil, Morutan, arkalarında Emre Kılınç müthiş baskı yaptılar. Cicaldau, Berkan orta sahada çok iyi bir maç çıkardılar. Tabii bunların hepsini ilk devre için söylüyorum. Takım 2-0 öndeyken, Cornelius’un attığı golde Van Aanholt üç adım daha ileriye atsa takımı o golü yemezdi. İkinci golde Nwakaeme bomboş pozisyonda topa vuruyor. Önünde dört Galatasaraylı
futbolcu var. Bunların hiçbiri çevre kontrolü yapmıyor. Nijeryalı futbolcu da kaliteli bir isim, rahatlıkla golü atıyor.
Cim Bom’da eksik çok var. Ama hep söylüyorum yine söyleyeceğim, bu takımın biraz zamana ihtiyacı var. Müthiş bir jenerasyon geliyor. Emre sıkıntılı zamanlar geçirdi ama hocası şans verdiği müddetçe de çok yakında Galatasaray’ın
Galatasaray’ın yeni transferleri için eleştiriler var. Ben buna katılmıyorum. Fatih Terim, genç futbolcularla temiz bir sayfa açtı. Hangi futbolcuyu istediyse Başkan Burak Elmas onları aldı.
Bunca senedir yapılan yaşlı, kiralık transferler dönemi artık kapandı. Şu anda hocanın elinde genç bir kadro var. Bunların kimisi hazır, kimisi de işlenecek isimler. Birden bire futbol çıtasının tavan yapıp, harika bir oyun izleyebileceğimizi düşünmüyorum.
Ama çok değil en fazla üç hafta sonra taraftarın özlemini duyduğu, koşan, tempo yapan, rakibi baskı altına alan Galatasaray’ı sahalarda göreceğimizi düşünüyorum. Fatih Terim 1996-2000 yılları arasında bunu başardı, şimdi neden tekrarlamasın...
Artık dünya futbolu değişti. Hiçbir takım ‘al gülüm ver gülüm’ futbolu oynamıyor. Buna Avrupa’nın dev kulüpleri de dahil. Herkes bir değişim arıyor. Hızlı ve çabuk futbol oynayan kazanıyor, her ekip kadrosunu ona göre kuruyor. Bunun için de Galatasaray’ın iyi yolda olduğunu düşünüyorum.
Cicaldau ve