Osman Şenher

Galatasaray’ı da, Demir Grup Sivasspor’u da kutlamak lazım. Bu sezonun en hızlı, en kaliteli, en çok gol pozisyonuna girilen maçını seyrettirdiler bize. Sarı-kırmızılılarda bugüne kadarki sorun orta sahada oynayan futbolcuların isteksiz ve formsuz olmasıydı. Dün geceye bakıyorum Ndiaye, Feghouli’ye gol attırdı. Belhanda bir penaltı kazandırdı, Onyekuru’ya bir de gol pası verdi. Fernando da harika bir asist yaptı, gol oldu. Bunun yanında bir topu da direkten döndü.

Hep aynı şeyi söylüyorum. Süper Lig’de bu kalitede orta saha oyuncuları başka takımda yok. Birazcık kıpırdadıkları zaman, Cim Bom’un farkı ortaya çıkıyor. Feghouli bir çok maçta yedek kaldı. Yerine Sinan oynadı. Cezayirli futbolcunun sorunları, problemleri olabilir. Allah aşkına bana bir tane problemsiz yıldız futbolcu göstersenize! Feghouli topu ayağına aldığı zaman, top bile seviniyor, tribünler ayağa kalkıyor. Adam topu ezmiyor, onunla dans ediyor. Aynı şekilde Belhanda... Kendisini ben de çok eleştirdim. Uzun zamandan beri sakattı, ilk defa oynadı. Takımın en isteklisiydi, beyniydi. Müthiş yetenekli bir futbolcu. Pas atarken önünü, arkasını, yanını, her tarafı görebiliyor. Çok az futbolcuda bu yetenek var. Dilerim bu

Galatasaray’ın önü açık. Alınan sonuçlar, yaşanan sorunlar, performansını artıramayan futbolcular... Bunları kabul ediyorum, ligin ilk yarısında büyük sıkıntı yarattılar. Şampiyonlar Ligi’ne de bu yüzden veda edildi. Ben üstüne basa basa söylüyorum ‘Şu anda Türkiye’nin en iyi kadrosu Galatasaray’da’ diye. Buradaki esas sıkıntı Fernando, Ndiaye, Belhanda ve (Porto ve Başakşehir maçı hariç) Feghouli bir türlü performanslarını yükseltemediler.
Bu futbolcuları kazanmak için bilhassa taraftara çok büyük iş düşüyor. Bu kalitede futbolcular ülkemizde başka takımda yok. Ama ne yapmak lazım? Onların düşünce tarzı farklı. Kendilerini Galatasaray’ın bir parçası olarak görmeleri gerek. Bunu da kim yapacak? Tabii ki Fatih Terim ve taraftar yapacak... Evet, golcü sıkıntısı var bunu kabul ediyorum. Eren Derdiyok bir türlü istenilen seviyeye gelemedi. Maicon, yaşadığı özel sorunlardan bir türlü kurtulamadı. Bu devre arasında bir stoper, iki golcü transfer edilirse özellikle Avrupa Ligi’nde büyük başarı kazanılır.
Süper Lig’de de liderle olan 8 puanlık fark çok önemli değil. Galatasaray gerçek gücünü toplayıp sahaya koyabilirse ben her şeyin farklı bir noktaya geleceğini düşünüyorum. Ama üstüne

Galatasaray’ın eleştirilecek o kadar çok şeyi var ki. Takımın içine bakıyorsun, heyecanını, hırsını kaybeden, artık emeklilik zamanı gelmiş... Ne olursa olsun sarı-kırmızılı kulüp bir markadır. Fatih Terim’in bir çizgisi vardır. Şu anki kadroda bu çizgiye yaklaşamayan o kadar çok futbolcu var ki, inanın eleştirmeye bile değmez.

İsim olarak bakıyorsun muazzam, çok büyük yıldızlar. Aldıkları paraya bakıyorsun, o da mükemmel, torbalar dolusu eurolar futbolculara ödeniyor. Oynanan futbola bakıyorsun... Demek ki hiç çıldırıp sinirlerini bozmamak lazım. Bu kadrodan daha fazlası çıkmıyor.

Fatih Terim ne söylüyor? Devre arasını bekleyin. Gidecek olan futbolcular ve gelecekler var diyor. Ne yapalım herkes bekleyecek. Başka yapacak birşey var mı?

Başakşehir buralara tesadüfen gelmedi. Yukarda Allah var, sistem takımı. Bütün futbolcular ne yaptığını biliyor. Nasıl oynayacaklarını ezberlemişler. Defansı, orta sahası iyi. Düşünebiliyor musunuz? Emre Belözoğlu’nun görevini Türkiye’de yapacak başka oyuncu yok.

Adam gelmiş 38 yaşına daha hâlâ 90 dakika futbol oynuyor. 18 yaşındaki delikanlılar gibi koşuyor. Topu istediği yere atabiliyor. Ve Abdullah Avcı bu oyuncuya gözü gibi bakıp istediği randımanı

Geçen sezon Galatasaray nasıl şampiyon oldu? O dönem haksızlıklara uğramıyor muydu? Başta ben, “Fatih Terim’e helal olsun. Kendisini değiştirmiş. Ne kadar haksızlığa uğrarsa uğrasın, sinirlerine hakim oluyor” diyerek, övgülerde bulunmadık mı?

Şu yaşananlara bakın... Bu kadar tepki, bu kadar kavga... Bunlardan zarar gören kim? Tabii ki Galatasaray. Teknik direktör 10 maç ceza aldı. Oyunculardan Donk 6, Ndiaye 5, Rodrigues de 3 maçla cezalandırıldı. Bu futbolcuların üzüldüklerine ben inanmıyorum. Hatta umurlarında bile değil. Düşünebiliyor musunuz, kaybedilen puanların takımı ne hale getirdiğini? Her şeyden önce özgüvenleri bitti. Öyle ya da böyle Fatih Terim’in kulübede yer alması lazım. Bu takımın olmazsa olmazı...

Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz... Evet o da konuştu, açıklamalarda bulundu. Sonuç Başkan Cengiz de maddi, manevi cezalar aldı. Her şeyden önemlisi de bugün kendi camiası, başkanlarını yerden yere vuruyor. Görüyor musunuz! Konyaspor ve Rizespor maçları yaşananların üstüne tuz biber oldu. Ben de Galatasaray’ın hakkının yendiğini düşünüyorum. Konyaspor maçında verilen penaltı... Rizespor maçında ise Linnes’e verilmeyen penaltı. Öyle bir noktaya geldik ki ciddi ciddi ben

Hepimiz seviniyoruz... En azından Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nden elense de UEFA Avrupa Ligi’nde devam edecek... Keşke galip gelebilseydi... Ama ben bu kadar kolay, kendi hatalarından gol yiyen takım görmedim. İlk golde Felipe kafayı vuruyor, yanında Eren var... Vurdurmaması lazım o topa... İkinci golün penaltı ile alakası yok... Üçüncü golde ise Oliveira topa vuruyor, yanında kimse yok, önü bomboş... Allah aşkına böyle defans olur mu? Muslera ne yapsın?

Orta sahaya bakıyorum... Donk uzun zamandan beri oynamıyor. Bu maça hazırlanması lazım... Arkadaş dükkanı kapamış... Ndiaye, ne ümitlerle, dünya para verilerek kiralandı. Tamam mücadele ediyor. Bir tane final pası veremez mi, kaleye bir tane şut çekemez mi? Takıma olumlu anlamda katkısı yok!

Fernando da eski Fernando değil... Tamam sakatlıktan yeni çıktı. Ama Galatasaray’ın orta sahası hakikaten sıkıntılı... Bunun sancısını Fatih Terim, Süper Lig’de de çekiyor...

Dün gece iki futbolcu yıldızlaştı... Bir tanesi Feghouli, diğeri Rodrigues... Kazanılan iki penaltı ve Eren’in attığı gol Rodrigues’in başarısı... Koştu, sağ çizgide, sol çizgide oynadı. Porto’nun iki bekini darmadağın etti... Eren biraz daha dikkatli oynasa ya da biraz

Galatasaray, büyük sıkıntı yaşıyor. Kısacası ilk onbirde oynayan sekiz oyuncusu ve teknik direktörü kulübede yok. Mevcut kadroyla da daha iyisi olmuyor.

Rizespor karşısında kötü bir futbol mu oynadılar, hayır... Rodrigues’in cezasının bitmesi Onyekuru’yu da Eren’i de rahatlatmış... Çok gol pozisyonuna girdiler. Evet, iki gol buldular ama kaçan gollerde, son paslarda beceriksizdiler... Bihassa Rodrigues’in yaptığı laubalilikler de affedilir gibi değil.

Orta sahaya bakıyorsun Selçuk hayatının en iyi futbolunu oynadı. Agresif, kora kor mücadele ediyor... Rakibine faul yapıyor, basıyor, kart görüyor... Bu yeni Selçuk gerçekten takımına çok büyük katkı veriyor.

Feghouli, hücumda çok etkiliydi dün gece... İyi paslar verdi. Oyunu iyi yönetti...

Defansa bakıyorsun; Ahmet Çalık uzun zaman sonra sahalara dönüyor ve hem de başarılı bir şekilde... Bu çocuk bir zamanlar milli formayı giyiyordu. Demek ki demoralize olmuş... Ve bundan sonra da tahmin etmiyorum bu formayı başka arkadaşına kaptırmaz...

Yenilen gollere bakıyorsun; Rizespor’un ilk attığı golde tamamen Linnes’in hatası var... Hamle yapamadı, resmen uyudu...

İkinci golde de Ömer Bayram... Sen rakibine nasıl vurduruyorsun? Böyle golleri

Türk Telekom Stadyumu’nda geçtiğimiz cumartesi gecesi 40 bin 541 taraftarın ücret ödeyerek, Galatasaray’ın antrenmanını seyretmesi beni çok etkiledi. Fedakarlık tabii ki olacaktır, ama bu kadarına pes... Artık kesin bir şey var. Kulüplerin sahibi taraftardır, bu tescillendi. Bu kadar özveride bulunuluyorsa onların da başarıyı beklemek hakkı. Başarısızlık olduğu zaman hemen tepki gösteriyorlar.
Dursun Özbek’in gidişini gözünüzün önüne getirin. Özbek’i taraftar gönderdi. Mustafa Cengiz, başkanlık koltuğuna otursun diye bir günde 26 milyon tweet atıldı. Bundan sonra kulüp başkanları için ayrı bir sayfa açılıyor. Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’dan taraftar hesap soruyor. Bir yerde aksayan bir şey olduğu zaman kongrelerde konuşulmuyor ama taraftar bunun hesabını soruyor.
Fenerbahçe’de uzun zaman başkanlık yapmış Aziz Yıldırım nasıl gönderildi? Hiç kimse tahmin edebildi mi Ali Koç’un ezici bir üstünlükle seçimi kazanabileceğini. Demek ki artık kulüplerimizin yönetim tarzında çok şeyler değişecek. “Ben başkan oldum, yönetici oldum... İstediğim gibi harcarım, kredileri çekerim” dönemi bitti. Zaten devam edemezdi. Bütün kulüplerimiz batma noktasında.
Kulüpleri bu hale getirenler ne

Kolay değil; yedi futbolcun eksik... Bunların hepsi ilk 11 futbolcusu... Buna rağmen Galatasaray’da sahaya çıkan oyuncular güçleri kadar mücadele etti.

Beşiktaş karşısında rakipleri kadar mücadele ettiler, pozisyona girdiler. Bir topları da direkten döndü. Ömer Bayram’ın yüzde yüz kaçırdığı gol var. Eee bu kadar... Daha fazlasını da beklememek lazım...

Cim-Bom’un hücum bölgesinde sıkıntı var. Bunu Fatih Terim de söylüyor. Eren gibi bir santrfor var. Adamın görevi gol atmak ama bırakın gol atmayı, ilk goldeki penaltı pozisyonuna bakın. Muslera avaz avaz kalede bağırıyor, “Ellerinize, kollarınıza dikkat edin” diyor. Eren top gelirken öyle bir dönüyor ki, top dirseğine çarpıyor ve penaltı oluyor.

Tabii ki sabote etmek yok ama neden top gelirken dönüyorsun? Top sırtına çarpsa ne olur? Kaburgaların mı kırılacak? Eren’in artık Galatasaray ile kontağı kopmuş. O şu an forma buluyorsa, mecburiyetten... O da biliyor, herkes biliyor.

Orta sahada gene mecburiyetten oynayan Selçuk var. Onun da gücü kalmamış. Artık sarı-kırmızılıların lideri değil! Bu işi yapamıyor. Düşünebiliyor musunuz, koca Galatasaray takımı o kadar çok top kaybıyla oynuyor ki... Bir büyük takım bu kadar kayıpla oynayamaz.

Beşikt