Osman Şenher

Süper Lig’de hiçbir maç kolay değil. Dün gece de Galatasaray için Alanya deplasmanı gerçekten en zor maçlarından biriydi. Futbolcu kalitesi olarak sarı-kırmızılılar daha iyi olabilir. Ama yüreğini, kalbini sahaya koymazsan kazanamazsın.
Sergen Yalçın ilk 5 dakikada oyunu kendi sahasında kabul etti. Baktı ki Galatasaray üzerine gelmiyor, bu sefer Alanyaspor rakip kaleye gelmeye başladı. Bunun sonucunda gol pozisyonu da buldu. İlk yarıyı tek şut çekmeden bitiren bir sarı-kırmızılı takım vardı sahada. Belhanda, Ndiaye ve Feghouli gibi yıldız isimler sezonun en kötü futbolunu oynadılar.
Alanyaspor ise Djalma, Villafanez, Efecan, Fernandes ve Cisse ile Galatasaray’ı hırpaladı. Muslera üç şutu kurtardı, dördüncü de beklemediği bir top gelince hatalı bir gol yedi. Buna kaleci şanssızlığı demek lazım. Kabul ediyorum, onun gibi bir ismin böyle bir gol yememesi lazım. Ama bu maçta Muslera da orta sahanın iyi gününde olmamasından her rakip atakta gol tehlikesi yaşadı. Bunun sonucunda da zaman zaman oyundan düştü.
Defansta Marcao ve Luyindama’ya suç bulmamak lazım. Orta sahası aksayan bütün takımların stoperleri hata yapar. Düşünebiliyor musunuz, yeni transfer Mitroglou’ya sahada kaldığı

Sıkıntılı süreç nihayet bitti. Herhalde başkandan da özür dileyecek bir sürü kişi olacaktır. Diagne’nin bütün maçlarını bu sezon ama canlı, ama televizyondan seyrettim.
Kesinlikle abartmıyorum... Çok büyük bir futbolcu. Evet sıkıntılar yaşadı, gereksiz kartlar gördü, performansı bir indi, bir çıktı. Bunların da tek sebebi Kasımpaşa’dan daha büyük takımda oynamak istemesiydi. Gerçekten 18 içinden ya da dışından her pozisyonda ayakla ve kafayla topa vurup gol yapabiliyor Senegalli forvet. Kalabalık defanslar arasında kaleye sırtını dönerek, topu saklayarak, arkadaşlarına müthiş gol pasları veriyor. İnanın bana attığı gol kadar da asist yapacaktır.
Rakip hücumlarında, kornerlerde kendi kalesine gelip bir defans oyuncusu gibi arkadaşlarına yardım ediyor. Boyu 1.93 olmasına rağmen takımının en çok koşan, en çok mücadele eden ismi. Handikapları yok mu? Tabii ki var... Aklı bir anda gidip-geliyor. Mesela, penaltı atışlarında başarısız. Fantazi yapacağım diye topu atıyor. Gol sonrası sevinçlerini abartıyor, hatta o kadar aşırıya kaçıyor ki sonunda kart bile görüyor. İkili mücadelelerde rakibinin sert girişlerine müthiş tepki veriyor, sonunda yine kartla cezalandırılıyor. Hakemlerle

Son senelerde böyle bataklık gibi ağır bir sahada oynanmasına rağmen, iki takımın da kaliteli futbol sergilediği bir maç izlemedim. Önce yenilen takımdan bahsedeyim... Hiç kimse Göztepe’yi küçümsemesin. Kemal Özdeş, Galatasaray’ı yenmek için sahada futbolcularına her türlü versiyonu denettirdi.
Galatasaray ise Ankaragücü maçındaki saha bütünlüğünü, ortaya koyduğu o müthiş mücadeleyi futbol adına üstüne koyarak oynadı. Gerçekten bu sahada top kontrolü yapmak çok zor. Buna rağmen Onyekuru’nun dört, Feghouli’nin bir yüzde yüz gol pozisyonunu değerlendiremediler.
Bütün futbolcular üst seviyede mücadele ettiler. Bunların içinde yeni transfer Marcao’yu bir kenara ayırıyorum. Rakibi nasıl takip ediyor. Hamleleri, verdiği paslar, yer tutuşu, her şeyiyle tek kelimeyle harika bir futbolcu. Cim Bom’a çok büyük katkı sağlıyor. Feghouli tekniği mükemmel bir futbolcu olmasına rağmen, rakiple, çamurla ve su birikintileriyle üst seviyede mücadele etti. Buna rağmen yine yaratıcıydı. N’Diaye, Selçuk çok gayret gösterdiler. Onyekuru kuru saha topçusu olmasa dün gecenin yıldızı olabilirdi.
Göztepe maçı, Galatasaray’ın olmazsa olmazı, mutlaka galip gelmesi gereken bir maçtı. Kaybedilecek olan

Galatasaray’daki son duruma bir bakalım. Eylül ayından beri golcüye ihtiyaç var mı? Her fırsatta Fatih Terim, yöneticiler, taraftarlar, ‘golcü alamazsak bu takım şampiyon olamaz’ diye konuşuyorlar mı? Evet...
Hadi Gomis gittikten sonra maddi sorunlar olduğu için bu transferin yapılamadığını düşünelim. Ama şimdi Fatih hoca forvetin para kaynağını yaratmak için Rodrigues’in satılmasına onay verdi mi? Bunu söyledi. Ozan Kabak’ı yüreği sızlayarak Stuttgart’a gönderdi mi? Gönderdi. Masanın üstünde 20 milyon euro para duruyor mu? Evet duruyor. Galatasaray’ın yöneticileri transfer için çeşitli ülkelere gidiyorlar mı? Gidiyorlar... Artık bütün dünya Galatasaray’a bir santrfor lazım bunu biliyor mu? Biliyor...
Bu saatten sonra hiçbir kulüp elindeki kaliteli golcüyü bonservissiz ya da az bir miktar parayla vermez. Nasıl olsa Galatasaray’da para olduğunu herkes biliyor. Taraftar 7 gün sonra transferin biteceğini, yine santrfor alınamayacağını düşünerek kıyametleri koparıyor mu? Koparıyor. Bu transferi gerçekleştiremeyenlere bilhassa sosyal medyada her türlü haraketler yapılıyor mu? Yapılıyor. Ne olursa olsun artık bu golcü sorunu kulübe o kadar büyük zarar verip, başta Fatih Terim ve

Hırs, tempo, istek... Dün gece Galatasaray’da bunların hepsi en üst seviyedeydi. Evet, Ankaragücü’nün problemleri var. Ama bunun hiçbir önemi yok. Önemli olan sarı-kırmızılı takımın futbolu. Feghouli, Belhanda, Mariano... Bunlar gerçekten çok önemli oyuncular. Hele Feghouli tek başına bir takım. Artık bu transfer söylentileri bitmeli. Bu futbolculardan biri daha satılsa Fatih Terim oyun kurgusunu yeniden kuramaz.

Takım oturmuş. Çok iyi ve hızlı bir futbol oynuyor. Böyle bir hava yakalamışsan bu kadroyu bozmayacaksın. Biliyorum, Terim çok sıkıntıda, hatta çıldırma noktasında. Sinan ve Onyekuru çok güzel goller attı. Bu kesinlikle kimseyi kandırmasın. Ne Sinan, ne de Onyekuru, yüzde yüz golcü değiller. Hakikaten Ankaragücü karşısındaki futbollarına saygı duyuyorum. Ama bütün oyunculara saygı gösteriyorum. Çünkü ilk defa böyle bir bütün şeklinde Galatasaray’ı seyrettim. O Linnes neler yapıyor. Çok büyük bir profesyonel. Nagatomo ve Linnes gibi futbolcuları var diye taraftarın övünmesi gerekiyor.

Mariano’nun gayretini herkes gördü. Demekki adam gitmek istemiyor. Bunu daha fazla kaşımanın bir anlamı yok. Üç kulvarda mücadele eden bir takım Galatasaray. Bu yüzden kadroda olan her futbolcu

Galatasaray taraftarı panikte. Satılan futbolculara kimsenin bir şey söylediği yok. Ama Süper Lig’in ilk yarısını golcüsüz oynaması, daha doğrusu Eren’in beklenen performansı gösterememesi sadece taraftarda değil, Fatih hocada da sıkıntı yarattı.
Yalan yok, 31 Ağustos’a kadar iyi bir santrfor transfer edilmiş olsaydı, bugün Şampiyonlar Ligi’ne devam ediliyor olacaktı. Süper Lig’de de eminim farklı yerlerde olabilirdi Galatasaray. Ozan Kabak’ın gidişine herkes saygı gösteriyor. Yalnız bir gerçek var, bu tamamen Fatih Terim’in başarısıdır. Üç ay önce birisi gelip ‘devre arasında Ozan 12 milyon euroya satılacak’ deseydi herhalde ‘aklını kaçırmışsın’ derdim. Hiç kimse bu transferden kendine prim çıkarmasın. Bu tamamen hocanın eseridir.
Bana sorarsanız satılmasını da hiç istemedi hoca. Ama para sıkıntısı bazen kulüpleri çaresiz bırakabiliyor. Rodrigues de kulüp maddi olarak rahatlasın diye Al-Ittihad’a gönderildi. Bunlar yapılırken Serdar Aziz ve Eren Derdiyok problemlerinin de bir an önce çözülmesi lazım. Kulübün zarar görmemesi için bu iki oyuncuya olan paraların ödenmesi ya da uygun bir fiyata satılıp bu defterin kapanması gerekir. Kapanmazsa ne olur? Paralarını alamazlarsa UEFA,

Neden kıyametler kopuyor... Bir anlam veremiyorum. Bu takımı geçen sezon şampiyon yapan, camianın çocuğu kim? Tabii ki Fatih Terim. O zaman herkes saygı gösterecek. Bir homurtudur, devamlı yükseliyor. Bunun içine sosyal medyada yazılanlar da dahil. Yılların tecrübesi, kurt hoca, Serdar Aziz, Eren Derdiyok ve Rodrigues için bir karar vermiş. Demek ki ters giden bir şeyler vardı. Bunları bizler bilmiyoruz, ama tahmin edebiliyoruz. Mutlaka daha iyisini yapmak için böyle bir sonuca varmıştır.
Biliyorsunuz Türkiye’de herkes teknik direktör! Galatasaray, Serdar Aziz gibi milli takım topçusunu satacak, yerine daha kötüsünü alacak. Böyle bir şey olabilir mi... Hoca ayaklarına kurşun sıkacak. Aynı şekilde Eren Derdiyok... Kötü futbolcu mu? Hayır. Ama sarı-kırmızılı kulübe ayak uyduramadı. Rodrigues... Benim yazdığım yazılara bakın. Bir maç iyi, 5 maç kötü. Üstelik aldığı ücret yükseltildikten sonra futboldan koptu. Neden Terim’e bu kararlarından dolayı saygı gösterilmiyor.
Herkes bir sebepten dolayı hocayı eleştiriyor. Evet kendisinin de hataları var. Tabii ki bunlar olacak. Ama sonunda doğruyu bulacak. En büyük hatası da Belhanda ile Feghouli’yi kazanmak için daha çok savaş vermeliydi.

Bizler Türk insanı olarak heyecanlıyız. Hemen panik yapıyoruz. Taraftar 10 gündür hop oturup hop kalkıyor. ‘Eyvah, yine transfer yapamayacağız’ yorumları sosyal medyada yer alıyor. Önce şunu söyleyeyim... Yirmi sefer yazdık, ama anlatamadık. Dört büyükler futbolcu satmadan transfer yapamıyor. Hepsi UEFA’nın kırmızı çizgisi üzerinde dolaşıyorlar. Yanlışlıkla bu çizgiyi geçen yanacak. Şampiyon olsa bile Avrupa kupalarına gitmesi mümkün olmayacak.

Bunun için de kulüpler transfer yapmak için kılı kırk yarıyor. Galatasaray’ın sessiz kalmasının tek sebebi bu. Önce iç sorunları halletmeye çalışıyorlar.

Serdar Aziz, Fatih Terim’e yanlış yapmıştır. Eşi de tweet atarak kulübe ikinci yanlışı yapmıştır. Hoca da bunun hesabını soruyor. Fatih Terim, bütün futbolculara şunu anlatmak istiyor. Artık Galatasaray’da Engin Baytar, Yiğit Gökoğlan zamanında olduğu gibi hiçbir futbolcu euroları, dolarları havaya savuramayacak. Önce takımının başarısı için mücadele edecek. Şu anda sarı-kırmızılı kulüpte bunlar yaşanıyor.

Serdar Aziz gerekirse kulübü için her türlü fedakârlığı yapacak, ama yapmadı. Aynı durum Eren Derdiyok için de geçerli. O da hocasına yanlış yaptı. Çok önemli Avrupa kupası maçı öncesi