“Tutarlı bir terbiye için Robinson Crusoe romanı, tüm çocukların kitaplığında bulunması gereken bir kitaptır. Çünkü bu kitap tüm ilimlerin açıklayıcısı ve okuma zevki bozulmayan herkesin okuyacağı bir kitaptır.”
Bana değil, 10 yaşındaki Atakan’ın, çocuklar için yazmadığı kitaplarını okuduğu için övgüler düzdüğümüz Jean-Jacques Rousseau’ya ait bu cümle.
Rousseau, hayali olarak evlat edindiği Emile üzerinden, anne ve babalara çocuk yetiştirme sürecine dair öğütler verir o kitapta.
O kitabın en güzel cümlelerinden biri de “Çocukların kendileri için gerekli olmayan kuvvetlere sahip olmaları onları güçlü kılmak yerine, zayıflatır” cümlesidir.
Atakan’ı çok övdük, çok okuması hoşumuza gitti ama çocuğunuz Atakan ile arkadaş olsun ister misiniz? Yaşıtlarının Atakan’ın yanında kendini yetersiz hissetmesi önce çocuğunuza zarar verir, sonra yaşıtlarıyla arkadaşlık yapamayacak olan Atakan’a. Koyu bir yalnızlık duygusuna
ABD merkezli Rand Corporation adlı düşünce kuruluşunun raporuyla “Türkiye’de darbe” tartışmaları yeniden alevlendi.
Gölge CIA diye bilinen bu kuruluşun Türkiye’ye dair ilk raporu değil bu.
2003 yılında da, Ilımlı İslam diye bir rapor yazmıştı bu kuruluş.
O raporda, ABD yönetimine, ayetler ve hadisler üzerinde şüpheler yaratmak için oynamalar yapmak ve bazı “Müslüman liderleri” uygun şekilde kullanmayı tavsiye etmişlerdi.
Kullanılması gerektiği söylenen 5 isim şöyle:Eski Bosna Müftüsü Mustafa Ceriç, UCLA’nın İslam Hukuku Profesörü Abou El Fadl, Türkiye’den Fetullah Gülen, Suriyeli yazar Muhammed Shahrur ve Amerika İslam Yüksek Konseyi Başkanı Şeyh Hişam Kabbani.
Arama motorları birbirinden bağımsız olarak sıralanan bu isimlerden bazılarının arasında ilişki olduğunu söylüyor.
Mesela Profesör Fadl’ın Youtube’da FETÖ’yü öven bir röporajı var.
Bir diğerinin kızına Türkiye’de FETÖ iş bulmuş, bir diğeri tıpkı FETÖ lideri gibi uzun yıllardır ABD’de kaç
- Kıbrıs Türklerine kendi vatandaşına davrandığından daha iyi davranır aslında Türkiye. Asgari ücret Kuzey Kıbrıs’ta Türkiye’den 808 lira daha fazladır mesela.
- Buna rağmen hem devlet hem de vatandaşlar olarak hatalar yaptık. Mesela tüm Kıbrıs Türklerinin rahmetli Rauf Denktaş gibi düşündüğünü zannettik. Oysa Kıbrıs Türkü mücadelesini başlatan Dr. Fazıl Küçük’ten Kıbrıs Cumhuriyeti’ne atanan ilk Türk Büyükelçi Mehmet Emin Dırvana’ya ve kökeni 1973’lere dayanan farklı partilere kadar bir sürü farklı düşünen insan vardı.
- 1974 sonrası Rumlardan kalan 26 sanayi tesisini 1975’te Türkiye’deki ilgili KİT’lere bağladık, sonra da zarar ediyor diye kapattık.
- 1980’li yıllarda, Türkiye’den gelenlere bir günde vatandaşlık, ardından devlet dairelerinde iş verildi. Aynı dönemde muhalif olarak görülen Kıbrıslılara devlet iş vermedi.
Acayip yakışıklı, karşı konulmaz bir cazibesi olan bir adam değil Cem Yılmaz. Peki, ne buldu Serenay Sarıkaya onda?
Zeka, espri yeteneği, falan diye ilk akla gelen cevapları geçelim bir kalem...
Zeki ya da sizi çok güldüren her kişiyle ilişki yaşamaz insan, yaşamasına da gerek yok zaten.
Bazen insanların geçmişleri, bugün yaşananlara dair önemli ipucları verir, ben de Sarıkaya’nın geçmişine
baktım biraz.
“Hiç ara vermeden üçüncü ve dördüncü çocuğu yapacağız. Kocamın genleri çoğalsın istiyorum” demiş Aslıhan Doğan Turan. Kendini yok sayan bir adanmışlık ifadesi bu cümle.Kadınlık gururu üzerinden yaklaşanlar oldu, ben işin bilimsel yanındayım.Öncelikle babadan gelen genlerin, bebeklerde daha baskın olduğu iddiasını doğrulamıyor bilim insanları. Zeka konusunda erkek çocukların daha çok anneden gen aldıklarını söyleyen bilim insanları da var, eşit gen dağılımı var diyen de... Her şart altında anne etkisi önemli zira kendisini yok sayan Aslıhan Doğan Turan, Işık Lisesi mezunu, İngiltere’de üniversiteye gidecek kadar da İngilizce’ye hakim.Ama asıl ‘Eyvah eyvah’ dedirtecek kısım başka...Riskli ve adrenalini bol bir yaşam sürme isteğini besleyen gen babadan geçiyormuş çocuğa.Yüzdeki gamze, cinsiyet ve hatta ağız sağlığı gibi özellikler de daha çok babadan geçiyor bebeğe.Buna karşın kellik anneden geçen bir gene bağlı olarak gelişiyor.Gelelim sonuca, Arda Turan, her takımın taraftarlarınca
Yüzde 15.03; 2020’de geçerli olacak asgari ücret zammı. Yüzde 6.49; 2020’nin ilk 6 ayı için SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zam oranı. Yüzde 6.45; 2020’nin ilk 6 ayında memur ve memur emeklilerinin zam oranı. Yüzde 3 artı yüzde 3 ve enflasyon farkı; 2020’de daha önce imzalanan toplu sözleşmeye göre kamu için çalışan işçilerin alacakları zam. Yüzde 2 artı enflasyon ilk 6 ay, yüzde 1.5 artı enflasyon ikinci 6 ay; bu da 2020 yılında THY personelinin alacağı zam oranı.
Yüzde 35; yarından itibaren İstanbul’da toplum ulaşımda geçerli olacak zam oranı. Ulaşım hane giderlerinin yaklaşık 16.78’i gibi ciddi bir orana sahip ve bu zam oranı elbette tartışılacaktır. Tartışılmayacak olan şey, bu zammın yazılı bir açıklamayla duyurulmuş olmasındaki iletişimsizlik, bu kadar yüksek bir zam oranının gerekçelerindeki belirsizlik, zamma alternatif olabilecek tasarruf seçeneğinde nereye gelindiğindeki bilinmezliktir.
BENİM GÜLÜM SENİN GÜLÜNÜ DÖVER...Dünyanın en güzel Karagül’ü Şanlıurfa,
Van’da iki günde iki çığ faciası yaşandı.
Kimse kusura bakmasın ama boşu boşuna öldü orada insanlar, özellikle de ikinci çığın düştüğü sırada orada çalışan kurtarma görevlileri.
Dünyanın bir sürü yerinde, çığla mücadele için çeşitli yöntemler kullanılıyor, en başta gelen yöntemlerden biri de kontrollü çığ oluşumu.
Yani bir yerde çığ riski varsa, orada hayat durduruluyor, bir ses bombası ya da gazlı tüfek yardımıyla çığ düşürülüp, kimse ölmeden kaldırılıyor.
Madem Aslı Bekiroğlu meselesinde iş bu kadar çığırından çıktı, madem asıl ahlaksız ya da ahlaksızların, insanların özel hayatlarına dalanlar olduğunu unuttuk, kısa bazı hatırlatmalarda bulunayım.
Madem Aslı Bekiroğlu meselesinde iş bu kadar çığırından çıktı, madem asıl ahlaksız ya da ahlaksızların, insanların özel hayatlarına dalanlar olduğunu unuttuk, kısa bazı hatırlatmalarda bulunayım. Oyuncunun herkes gibi özel bir hayatı, herkes gibi sırları, herkes gibi başkalarının görmesini istemeyeceği özel zamanları var.
Ünsüz birinin özelini korumak ne kadar hakkıysa, Bekiroğlu için de aynı haklar geçerli...
Fotoğraflar onun ya da değil bilmiyorum, ilgilenmiyorum.İlgilendiğim ya hesabı ele geçirilerek ya da müthiş bir montaj yeteneği sergilenerek genç bir kadının zor durumda bırakıldığı.O kareleri ifşa diyenlere de bir çift sözüm var.Cebi 3-5 kuruş para görünce, önüne gelene yürüyen bir zamparanın mesajlarını açıklamak ifşa olur da burada yaşanan ifşa değil.Genç bir kadının özel hayatına tecavüz