Akif Emre ve Aliya İzzetbegoviç

1 Mayıs 2025

Akif Emre İslam coğrafyasının sorunlarını kendisine dert edinen ve gelişmeleri yakından takip eden dertli, samimi bir müslümandı. Yakından takip ettiği coğrafyaların başında Balkanlar ve özellikle Bosna geliyordu. Sık sık Bosna’ya gitmiş ve Bosna üzerine çok sayıda yazı yazmış ve röportajlar yapmıştı. Büyüyen Ay yayınları Akif Emre’nin tüm eserlerini yayımlarken Bosna ile ilgili yazı ve röportajlarını ‘Aliya’ başlıklı kitapta bir araya getirdi (Aliya, Büyüyen Ay Yayınları, 2020).

Emre, Bosna’nın Osmanlı mirasının kültürel kodlarını, dinamiklerini, ve bu mirasın nasıl canlı bir şekilde günümüze taşınabildiğini anlamaya çalışıyor. 1878 yılında Berlin Anlaşması ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna devredilen ve 30 yıl sonra 1908 yılında Osmanlı’nın tamamen ayrıldığı bu topraklar Osmanlı mirası ile ilişkilerini korumada mucizevi bir dirayet gösterdi. Özellikle, 1990’lı yıllarda Avrupa’nın göbeğinde tüm insani değerleri ayaklar altına alan bir katliama maruz bırakılmasına rağmen Aliya İzzetbegoviç gibi bir

Yazının Devamı

Bilim İnsanlarının İmajı, İtibar Dağılımı ve Matta Etkisi

28 Nisan 2025

Bilimsel camiada bilim insanlarının itibarının nasıl oluştuğunu ve altında yatan dinamikleri anlamaya yönelik çalışmalar ‘bilimin bilimi (science of science)’ alanının ilgi gösterdiği konuların başında gelmektedir. Toplumsal eşitsizliklerin anlaşılmasında önemli bir enstrüman sağlayan Matta etkisi bu konuda da açıklayıcı temel mekanizma olarak durmaktadır. Matta etkisi genel olarak avantajın birikerek yeni avantajlara yol açtığı, dolayısıyla eşitsizliklerin arttığı durumları açıklamak için kullanılmaktadır.

Bilim insanlarının itibarlarında Matta etkisinin iki farklı kanaldan işlediği görülmektedir: iletişim ve ödül (Dashun Wang ve Albert-Laszlo Barabasi, The Science of Science, Cambridge University Press, 2020, sh.148). İletişim mevcut bilim insanlarının çalışmaları hakkında algıya yönelik bir sinyal oluşturmakta, bu sinyal itibarlı bilim insanları lehine işlemektedir. İtibarlı bilim insanlarının çalışmaları sadece bilim dünyasının hemen dikkatini çekmemekte, ayrıca medyanın da kolay bir şekilde ilgi odağı olabilmektedir. Diğer taraftan, aynı içeriğe sahip

Yazının Devamı

Çin Temel ve Ortaöğretimde Yapay Zekâyı Odağına Alıyor

24 Nisan 2025

Yapay zekâ eğitimden sağlığa, finans sektöründen sanata, hizmet sektöründen savunma sanayine kadar tüm alanları hızla dönüştürmeye devam ediyor. Her yaştan insan yapay zekâ uygulamaları ile günlük yaşamlarında doğrudan temas kurarken kurumlar ve devletler de sistem ve süreçlerini gözden geçirmeye zorlanıyor. Örneğin, büyük dil modellerini kullanan üretken yapay zekâ teknolojisi ChatGPT, piyasaya sürülmesinden kısa süre sonra her yaştan insanın yaşamının vazgeçilmezleri arasında yer almaya başladı. İnsanlar bu ve benzeri uygulamalarla günlük işleri ile ilgili sorunların çözümünü veya hizmetlerin niteliğini artırmanın yollarını arıyor. Kısacası tüm alanlarda hızla yapay zekâ ekosistemi oluşmaya başladı ve kapsamını hızla genişletiyor.

McKinsey’in raporu üretken yapay zekâ ile küresel ekonomide yıllık 4,4 trilyon dolarlık bir değerin ortaya çıkacağını öngörüyor. Hal böyleyken ülkeler arasındaki ekonomik rekabetin odağını da artık yapay zekâ aldı.

Yazının Devamı

Bilim İnsanlarının Yayın Performansının Dinamikleri

21 Nisan 2025

Günümüzde her alanda olduğu bilimsel yayınlar alanında da oldukça devasa veri biriktiği için bilimsel çalışmaların arka planındaki örüntüleri yakalayabilmek ve bu örüntülere göre projeksiyonlar yapabilmek oldukça kolaylaşmıştır. Dolayısıyla, bilimsel camianın dinamikleri, bilimsel üretkenlik, bilim insanlarının verimliliği, makalelere yapılan atıflar, bilimsel itibar, makalelerin bilimsel camiada yayılımını etkileyen faktörler gibi bu alanla ilgili çok sayıda göstergenin dinamiklerini anlamaya yönelik sayısal çalışma yapılmaktadır. Genellikle ‘Bilimin Bilimi (Science of Science)’ kategorisinde değerlendirilen bu tip araştırmalar oldukça yaygınlaşmıştır. Bu çalışmaların bulguları özellikle genç bilim insanları için yol gösterici olduğu gibi bilimsel kurumların işe alımlarından fonların dağıtımına ve politika geliştirmeye kadar çok geniş bir alanda kullanılmaktadır.

Dashun Wang ve Albert-Laszlo Barabasi’nin ‘The Science of Science’ kitabı bu kapsamda yapılan çoğu çalışmayı biraraya

Yazının Devamı

Henry Kissinger ve Liderlik

17 Nisan 2025

Henry Kissinger ‘Liderlik: Dünya Stratejisiyle İlgili Altı Ders’ kitabında Konrad Adenauer, Charles De Gaulle, Richard Nixon, Enver Sedat, Lee Kuan Yew ve Margaret Thatcher örneklerinden yola çıkarak liderliğin farklı boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele alıyor (Runik Kitap, 2022). Altı dersi bu liderler üzerinden örneklendiriyor ve Adenauer’de alçakgönüllük stratejisini, De Gaulle’de irade stratejisini, Nixon’da denge stratejisini, Sedat’da aşkınlık stratejisini, Yew’de mükemmellik stratejisini ve Thatcher’de ise ikna stratejisini derinlemesine tartışıyor. Kissinger bu liderleri neden seçtiğine ise kitabın başında değiniyor: ‘…İstikameti savaşla kaybolmuş bir dünyayı miras alan bu liderler ulusal amaçları yeniden belirlediler, yeni pencereler açtılar ve geçiş sürecindeki bir dünyanın yeni bir yapı kazanmasına katkıda bulundular’ (sh.18). Kissinger’in değerlendirdiği liderlerin yaşadıkları dönemler dünyada savaşların, kırılmaların, dolayısıyla büyük dönüşümlerin yaşandığı

Yazının Devamı

Performans Tek Başına Başarı İçin Yeterli midir?

14 Nisan 2025

Behçet Yalın Özkara ‘Kalk, Çalış, Başarısız Ol: Hayatta Sana Anlatılmayan Gerçekler’ kitabında başarının arka planında etkili olan faktörleri kapsamlı bir şekilde ele alırken başarının doğrudan performansa bağlı olduğu genel kabulünün ne kadar yanlış veya yetersiz olduğunu, dahası başarıda sosyoekonomik seviye, sosyal ağlar gibi bizlere anlatılmayan çok sayıda başka faktör olduğunu örnekler üzerinden anlatıyor (Kronik Kitap, 2024). Özkara kitabında başarıya etkisi açıkça vurgulanmayan diğer faktörlere (imkânlar, sosyal ağlar, şans vs.) odaklanarak başarı hikâyesinin dinamiklerinin tam resmini ortaya koymaya çalışıyor. Çünkü Özkara’nın vurguladığı gibi, ‘Tüm yaşadıklarım bana hep aynı şeyi söylüyordu: Birilerinin başarısı hiç de bizlere anlatıldığı gibi gerçekleşmiyordu ve ne yazık ki bize anlatıldığı gibi çok çalışarak ve inanarak da pek bir şey başarılamıyor gibiydi. Sanki birileri, bir şeyleri biz fakirlerden gizlemek için elinden geleni yapıyordu:).’ (sh.24)

Özkara

Yazının Devamı

Yapay Zekâ İşgücü Piyasasında İnsanı Tamamlayacak Şekilde Kullanılabilir mi?-II

10 Nisan 2025

Üretken yapay zekânın üretkenlik ve verimlilik üzerindeki etkilerine yönelik bir önceki yazıda bir kısmına değindiğimiz çalışmalar özel sektörde gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bu eksikliği gidermek için kamu sektöründeki etkilere yönelik yeni çalışmalar da yapılmaktadır. Örneğin, İrlanda Merkez Bankası çalışanlarının belge anlama ve veri analizi görevlerini yerine getirmede üretken yapay zeka teknolojilerinin etkisini belirlemeye yönelik yeni bir çalışma yapılmıştır (Fitzpatrick vd., Assessing generative ai value in a public sector context: evidence from a field experiment. arXiv:2502.09479v1, 2025). Belge anlama görevinde bu teknolojilerin kaliteyi %17 oranında, görevi tamamlama süresini ise %34 oranında iyileştirdiği, ancak veri analizi görevinde olumlu bir katkısının olmadığı görülmektedir. Belge anlama görevindeki bu iyileştirmeden daha önceki çalışmalardaki bulgularla uyumlu olarak en fazla düşük performanslı çalışanların yararlandıkları görülmektedir. Dolayısıyla özel

Yazının Devamı

Yapay Zekâ İşgücü Piyasasında İnsanı Tamamlayacak Şekilde Kullanılabilir mi?-I

7 Nisan 2025

Yapay zekâ yaygınlaştıkça etkilediği alanların tamamında süreçler ve insan kaynağının beceri setlerinde köklü dönüşümler yaşanmaktadır. Özellikle, bu teknolojinin yaygınlaşması ile istihdamda daralmaların yaşanabileceği öngörüsüyle işgücü piyasalarında tedirginlik giderek artmaktadır. Yapay zekânın sadece otomasyona maruz iş rollerini devralmadığı, ayrıca soyut akıl yürütme, tahmin ve muhakeme gibi rutin olmayan bilişsel görevlere de talip olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, yaşanan tedirginlik mevcut çalışanların iş pozisyonlarını koruyup koruyamayacağından yeni mezunların istihdam arayışlarında beklenen becerileri karşılayıp karşılayamayacağına kadar geniş bir alanda hissedilmektedir. Elbette, bu eğilimler ülkelerin ekonomi ve işgücü piyasaları dinamiklerine göre değişmektedir. Ancak, bu belirsizlik ve tedirginlik doğrudan yapay zekâ ile ilişkili olmayan çoğu işletmenin iş alımlarında yapay zekâ becerilerine sahip bireyleri istihdamda tercih etmeye zorlamaktadır.

Bu teknolojiler mevcut akışkanlığında ilerlediğinde

Yazının Devamı