Özlenen arzu

9 Mart 2009

Fenerbahçe belki çok iyi oynamadı ama en azından deplasman-lardaki o vurdum-duymaz havasında değildi

Sivasspor’a karşı üst üste iyi oynayarak morallenen Fenerbahçe’nin bir de Kadir Has Stadı’nın yeni açılması konsantrasyonunu ve iştahını iyice artırmıştı. Zaten ligin üst sıralarındaki takımlara karşı hep canlı oynuyorlardı, dün de yine böyle bir görüntüdeydiler. Çok iyi motive olup, oyun boyunca uzun süre 10 kişi oynamalarına rağmen hep diri kaldılar. Trabzonspor’un yenilmesi, Sivasspor’un beraberliği iştahlarını daha da kabartmıştı tabii.
Kayseri takımı bu görkemli açılıştan sonra normal tarzının dışına çıkıp daha ofansif oynamaya çalıştı. Çok hücum yapmak istedi ama pozisyon üretemedi. Roberto Carlos’un frikiğinde bütün takım uyurken Lugano ve Semih uyamadı, Semih düzgün bir vuruşla öne geçirdi Fenerbahçe’yi. Ardından Alex’in hiç de alışık olmadığımız uzaktan sağ ayağıyla attığı gol skoru 2-0’a getirdi.
Oyunun devamında Aragones’in önce Uğur’u çıkarıp Vederson’u alması, Volkan’ın kırmızı kartından sonra Deivid’i kenara çekmesi doğru tercihlerdi. Tahmin ediyorum Emre’yi zorunluluktan çıkardı, sakatlık veya kart tehlikesinden. Güiza’yı alması ise tartışılırdı. Ama fizik

Yazının Devamı

Kötü bir maç

7 Mart 2009

Açıkcası dün akşamki kadar temposuz bir maç hiç görmemiştim. Maçta ne güzel bir, hareket ne güzel bir organizasyon vardı

Ligin ikinci yarısında maçlar genelde tempolu ve zevkli geçiyordu. Takımlar iyi ya da kötü oynuyorlardı ama tempo hep yüksekti. Açıkcası dün akşamki kadar temposuz bir maç hiç görmemiştim. Maçta ne güzel bir hareket, ne güzel bir organizasyon vardı.
Goller deseniz zaten bir garipti. Fazla korner atışı da olmadı. Galatasaray maçın başında bulduğu iki sürpriz golden sonra ataktan sonra Konya deplasmanındaki gibi skoru korumayı tercih etti. Bülent Korkmaz 2-0 olunca önce Aydın’ı sonra Kewell’ı çıkarıp Mehmet Güven ve Volkan’ı alarak oyunu tamamen yarı sahasında kabullendi. Perşembe günü Hamburg ile oynanacak önemli maç nedeniyle Arda dinlendirildi, Baros ve Kewell erken çıktı.
Galatasaray gibi takımlar iki farklı öne geçtiklerinde çok rahat kontratak yapmaları gerekiyor. Ancak bunu ne Konya’da, ne de Bursa önünde göremedik. Galatasaray seyircisi Bülent hocadan sonra hep yüreği ağzında maç izliyor. Çok pas yapan Galatasaray’dan eser yok, hızlı hücuma çıkan Galatasaray’dan eser yok. Hele Arda da olmayınca ileride top tutacak kimse kalmadı. Kewell, Nonda ve

Yazının Devamı

Ligde de Beşiktaş!

6 Mart 2009

Fortis Türkiye Kupası’nda Ankaraspor’u yenerek moral bulan Beşiktaş, Lig’de de Hacettepe’yi mağlup eder. Galatasaray, Sivas ve Trabzon da sahalarında üç puanı alırlar

Süper Lig’de zirve yarışı iyice kızıştı. Özellikle ilk üç sırayı oluşturan takımlar kritik haftalarda puan kaybetmek istemiyor. Trabzonspor, Konyaspor karşısında taraftar desteğini de alarak galibiyete ulaşacaktır. Kupadaki ilk maçta Fenerbahçe’ye mağlup olan Sivasspor, ligde Ankara’yı yenerek moral bulur.

Seri sürer
Gaziantep, alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren Antalyaspor’u zar da olsa geçer. Teknik Direktör Bülent Korkmaz ile iyi bir çıkış yakalayan Galatasaray sahasında Bursaspor’u yenerek galibiyet serisini sürdürür. Kupada Ankaraspor’u yenerek moral bulan ve ligde zirve yarışı veren Beşiktaş, Hacettepe deplasmanından üç puanla döner.

Sakarya kazanır
Bank Asya 1. Lig’de de heyecan tüm hızıyla sürüyor. Dipten kurtulmak isteyen ve puan kaybına tahammülü olmayan Sakaryaspor, Güngören Belediye’yi mağlup eder. Karabük ise saha avantajını iyi kullanır ve Malatya’yı yener. Diyarbakır da Kartal karşısında haftanın favorilerinden.

Yazının Devamı

Beşiktaş’ı çok beğendim

4 Mart 2009

Beni skordan çok Beşiktaş’ın futbolu ilgilendiriyor. Çok ama çok iyi oynadılar

Yükselişe geçen Beşiktaş, inişteki Ankaraspor’la oynadı. Bir tarafta sakatsız ve problemsiz Beşiktaş, diğer tarafta kısıtlı kadrosunda üç tane önemli futbolcusunu oynatamayan Ankaraspor vardı.
Maçı aslında favori takım kazandı. Siyah-beyazlılar geriye düşmelerine rağmen turu getirecek skoru ilk maçta büyük ölçüde yakaladı. Beni skordan çok Beşiktaş’ın oynadığı futbol ilgilendiriyor. Çok ama çok iyi oynadılar. Oyun 0-0 iken Ankaraspor ilk kornerini ilk yarının ortalarında kullanırken, Beşiktaş altı korner atmıştı. Yani maç golsüz giderken de iyi oynadı, 1-0 geriye düşünce de, beraberliği bulunca da iyiydi.
Ritmini yakalamış buldum Beşiktaş’ı. İstekli ve rahattı. 4-3-3’ü de iyi uygulamaya çalıştılar. Bunda en önemli etken maça çok iyi başlayan (kaliteli oyuncular iyi başladıkları zaman iyi devam ederler) Delgado sadece attığı golle değil, maçın başında oyuna ağırlığını koyarak Beşiktaş’ın rakip kaleye rahat gitmesini sağladı. En uçta görev yapan Tello, Bobo ve Nobre sürekli yer değiştirerek oynadılar. Ankaraspor, savunması olmayan Beşiktaş’ın kanatlardaki forvetleri karşısında beklerini hücuma

Yazının Devamı

Chelsea takılır

3 Mart 2009

Premier Lig’de zirveye biraz daha yaklaşan Chelsea, şiddetle puana ihtiyacı olan Portsmouth karşısında beraberliğe razı olabilir. West Bromwich-Arsenal maçından da eşitlik çıkabilir

İngiltere Premier Ligi’nde heyecan tüm hızıyla sürüyor. Manchester United ile arasındaki puan farkını azaltmak için sürpriz bir kayıp istemeyen Chelsea, Portsmouth deplasmanına gidiyor. Düşme hattına iyice yaklaşan Portsmouth’un tek hedefi ise sahadan en az bir beraberlikle ayrılmak. Zorlu müsabakadan eşitlik çıkabilir.
Arsenal sahasında Fulham karşısında da bir puana razı olarak, ligdeki beraberlik serisini beşe çıkardı. Şampiyonluk yarışından iyice uzaklaşan Arsenal, son sıraya demir atan ve şiddetle puana ihtiyacı olan West Bromwich deplasmanına gidiyor. Konuk ekip eşitlik serisini altı maça çıkarabilir.
Kupada denge
Fortis Türkiye Kupası’nda ise heyecan kaldığı yerden devam ediyor. Ligde kazandığı maçlarla zirve yarışına ortak olan Beşiktaş, kupayı da müzesine götürmek istiyor. Ankaraspor ise aldığı başarısız sonuçlarla düşüşe geçti ve son maçta sakatlanan Özer Hurmacı’yı kaybetti. Başkent ekibi yıldız oyuncunun yokluğunu hissedecektir. Yorgun Kartal, zorlu maçta beraberliğe razı olarak final

Yazının Devamı

Attı, yattı

2 Mart 2009

Galatasaray ikinci golü atmaya niyetli olmayınca maç uzun süre kendi sahasında oynandı. Buna rağmen rakibe pozisyon vermemeleri de önemliydi


Deyim yerindeyse Galatasaray attı ve de yattı. Maçın başında Arda ile öne geçtikten sonra amaç tamamen skoru korumaktı.
Maç ağır sahada, kötü bir zeminde oynandı. Böyle bir ortamda top oynamak iki takım için de çok zordu. Dripling yaparken, kafaya çıkarken, mücadele ederken çok yorulursunuz. Galatasaray doğal olarak bulduğu çabuk golden sonra perşembe günü Bordeaux karşısında harcadığı büyük eforun da etkisiyle frene bastı. Zaten o mücadelenin ardından lige dönüş kolay değildi. Nitekim kolay da olmadı. Tecrübesini konuşturarak önemli bir virajı kazasız geçmeyi başardı.
Burada öndeki oyuncular pas yaparak oyunu tutmak isterken, zaman zaman bunu yapabildiler ama yapamadıkları şey; geniş alan bırakan Konya takımının arkasına kontrataklarla gidemediler. İkinci yarıda bir kez gittiler, o da rakibin attığı bir korner sonrası.
Savunma oyuncuları özellikle Hakan Balta ileri hiç çıkmadı. Sabri ise zaman zaman hücuma destek verdi. Emre ve Meira da duran top dışında yerlerini bırakmadılar. Ama ikisi de çok iyi oynayarak rakibe pozisyon

Yazının Devamı

Fenerbahçe kanser eder

1 Mart 2009

“Fenerbahçe adamı kanser eder” lafı benim çocukluğumdan beri vardır. Hatta bu Fenerbahçe’nin atasözüdür. Kazanırken de kanser eder, kaybederken de. Kaybederken “Ya böyle takım olur mu? Bu kadar ruhsuz mu oynanır?” derler. Kazanırken de “Beş gün önce neredeydiniz?” derler. Çok değil 13 günde üç maç oynadılar. Bir maçta yedi gol, arada sıfır pozisyon. Ve sonra ligin liderine dört gol. O atasözü hakikaten doğru.
Kendi sahasında ciğerden, deplasmanda adaleden oynuyorlar. Uğur o kadar koştu ki ayağına kramp girdi. Daha önceki maçlarda da girmeliydi. Diğer oyuncular için de geçerli bu. Taraftar bu maçın son şans olduğunu biliyordu. O yüzden coşkuyla stada geldiler. Ve öylesine başladı ki maç bir tarafta beraberliğin bile kendisine yetmeyeceği Fenerbahçe, diğer tarafta kendine güveni gelen Sivasspor. Bildiğimiz Sivas değil, hücumu düşünen bir Sivas.
İlk 30 dakika müthiş tempolu geçti. Beş gol geldi. İlginçtir goller Fenerbahçe savunmasının sağından, Sivasspor defansının solundan oldu. Gökhan Gönül’ün iki asisti, onun üzerine Alex’in hatta son golde Emre’nin ortası da aynı bölgeden. Uğur çabuk, yetenekli bir oyuncu. En büyük eksiği 4-2-3-1’de sol önde oynamasına rağmen verimli

Yazının Devamı

İlginç ama çok güzel

27 Şubat 2009

Bir takım düşünün aynı maçta rakibini elemek için her şeyini veriyor, ama elenmek için de bir hayli uğraşıyor

Hayatımda izlediğim en ilginç maçlardan bir tanesiydi. Bir takım düşünün aynı maçta rakibini elemek için her şeyini veriyor, ama elenmek için de bir hayli uğraşıyor.
Bu nasıl cümle diyeceksiniz? Topa sahip olmada yüzde 60’a yüzde 40’lık bir ortalama ile oynuyorsunuz. 13 korner kullanıyorsunuz, rakibiniz bir tane. Daha ısınmadan stoperlerden biri topu ıskalıyor, 0-0’ın rövanşında geriye düşüyorsunuz (Bu gol aslında hayırlı oldu). Üzerine bir de Mehmet Topal sakatlanıyor, (Mehmet’ten özür dilerim. Acil şifalar ama onun çıkması da hayırlı oldu)yerine Kewell giriyor. Al sana ligin ilk yarısında yüksek form yakalayan, rakiplerini açık farkla dize getiren Galatasaray’ın 4-2-3-1 kadrosu. Yani Kewell, Arda, Lincoln ve Baros bir arada. Taraftarı da arkasına alan Galatasaray ilk yarının son bölümüne iki gol birden sığdırıyor.
İkinci yarıda da temposu devam etti Galatasaray’ın. Bir iki tane akıl almaz goller kaçırdı. Sonunda bir gol daha buldu. Daha sonra araya atılan bir top, derken Sanctis’in hediyesi skor 3-3. O kadar kazanmak için uğraşırken, kaybetmek için yapılan feci

Yazının Devamı