Çok tempolu

16 Şubat 2009

İki büyük takıma yakışan, tempolu bir maç oldu. Özellikle Beşiktaş maç boyunca, deyim yerindeyse santra ile birlikte istekli, arzulu bir oyun ortaya koydu. Pres yapan, rakibe pas olanağı tanımayan bir görüntüdeydi.
Trabzonspor baskı altından bir kez kurtuldu, o da savunmanın solunda oynayan Cale ile. Cale’nin nefis ara pasında Türkiye’de defans arkasına çok iyi koşu yapan isimlerden biri olan Gökhan Ünal, Rüştü’nün üzerinden Trabzonspor’u beklenmedik şekilde öne geçirdi. Beklenmedik şekilde diyoruz; çünkü gole kadar Beşiktaş rakibine yarı sahayı geçirmemişti. Beşiktaş’ın oyun stratejisi doğruydu. Cisse ve Ernst ikilisi ile Gökhan Ünal ve Umut’un savunma arkasına koşularını başlamadan engellemek istiyordu. Golün dışında bunu iyi becerdiler. Peki neyi yanlış yaptılar, hücum yaparken, öne doğru oynarken her saniye aceleci davrandılar. Bu sıkıntıları uzun zamandır var. Zaman zaman kontrollü oynamaları lazım, hücum yaparken bile. Bu yüzden çabuk oynamak isterken pas hataları oldu.
Oyun içinde çok pozisyon olmadı ama hücumların devamında kazanılan sayısız korner ve duran top vardı. Bu kornerlerin birinde Bobo ile bereberlik geldi. Çok tempolu oynayan Beşiktaş takımı ile sadece savunma

Yazının Devamı

Garip

15 Şubat 2009

Sanki Fenerbahçe’ye geçen hafta transfer hakkı tanındı ve takım baştan aşağıya değişti. Forma aynı, şort aynı ama oyuncular bir farklıydı, sanki yerlerine başkaları gelmişti.
Bunları skordan dolayı demiyorum. O ne arzu, o ne mücadele idi. Altı günde bir takımda bu kadar şey değişir mi? Değişen aslında oyuncular değildi. Oyuncuların beyniydi. Tabii ki Hacettepe havlu atmış bir takım görüntüsünde. Erken goller de yiyince disiplinden koptu, maç farka gitti. Ama oyun 7-0 iken bile 81. dakikada Deniz ve Emre ikilisinin oyun başından beri sürdürdüğü pres devam ediyordu. Belediye karşısında 10 kişilik rakibe karşı hiç mücadele etmeyen takım Hacettepe’ye karşı 11’e 11 7-0 kazanıyor. Sanki sahada rakibi yiyicekler.
İlk 11’de Semih’in olması Alex’in performansını artırıyor, takımın önde baskı yapmasını sağlıyor. Ama geçen hafta ile bu hafta arasında bu kadar fark olmaz. O zaman da Aragones’i eleştirirken oyuncuları da sorgulamak gerekiyor. Onların da kendilerine gelmesi lazımdı. Dün bu göründü. Emre son dönemlerde iyi oynuyordu, dün eski durumuna geldiğini gördük. Deniz de çok iyi oynadı. Deniz’in performansı Emre’nin oyun kurmasını sağladı. Alex ikinci forvet olarak Semih’e yakın

Yazının Devamı

Giresun çıkışta

13 Şubat 2009

Bank Asya 1. Lig’de Kasımpaşa’yı deplasmanda yenen Giresun, Gaziantep Belediye’yi de mağlup ederek çıkışını sürdürür. Süper Lig’de ise Galatasaray ve Fenerbahçe favori olan takımlar

Almanya’da zirve yarışı iyice kızıştı. Werder Bremen sahasında M’Gladbach’ı mağlup ederken zorlanmaz. Hamburg ise Bielefeld’i yenerek iç sahadaki namağlup unvanını sürdürür. İspanya’da ise galibiyete yakın tek takım Valencia. Malaga karşısında üç puana zorlanmadan ulaşacaklardır.
İtalya Serie A’da zorlu Inter-Milan maçının sonucunu dört gözle bekleyecek olan Juventus, Sampdoria’yı mağlup eder. Süper Lig’de ise zirve yarışından uzaklaşmak istemeyen Galatasaray, Antalya deplasmanından galibiyetle döner. Sivasspor’un ise artık seriyi noktalayacağını düşünüyorum. Kırmızı-beyazlılar Bursa deplasmanından en fazla bir puan çıkarabilirler.

Fenerbahçe telafi eder
Bursaspor’un bu maçta kaybedeceğini düşünmüyorum. Fenerbahçe ise sahasında Hacettepe’yi yenerek taraftarına İstanbul Belediye mağlubiyetini unutturur. Bank Asya 1. Lig’de alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren Giresunspor taraftar desteğini arkasına alarak Gaziantep Belediye engelini kayıpsız geçer.

Yazının Devamı

Bu sistem tutmadı

12 Şubat 2009

Fildişi’ne verilen pozisyonları İspanya’ya verirseniz onlar cezayı hemen keserler. Bu maçı iyi analiz etmek gerekir

İspanya maçı öncesi Milli Takımımız için çok iyi bir sınav oldu Fildişi Sahili mücadelesi. Belki iyi futbol oynanmadı ama geleceğe yönelik önemli dersler çıkarılacak bir doksan dakikaydı.
Dün gece şunu gördük ki bu sistemimiz İspanya gibi iyi pas yapan takımlara karşı ciddi arızalar verecek. Nedeni de Fildişi de ayağa pas yapan, rakibi yoran, arkadan iyi bindirmelerde bulunan bir takım. Bu takıma karşı bu kadar zorlanıyorsak, İspanya önünde bu sistemle oynamamız büyük risk olacaktır.
Bakıyorsunuz Mehmet Aurelio’nun önünde oynayan beşliden Gökhan Ünal dışında kimse iş yapamadı. Ne Tuncay’ı, ne Arda’sı, ne Hamit’i, ne Semih’i, sonradan girenler de dahil hiçbiri takıma katkı sağlayamadı, orta alana destek olamadı, hücum bölgesinde etkisiz kaldı. Rakibin pas trafiği milli takımı hem yordu, hem de bozdu. Kısacası 4-3-1-2 tutmadı. Orta alanda Mehmet tek başına kalınca, diğer oyuncular top yapamayınca sıkıntı yaşadık.
Bu tabloya baktığımız zaman aslında kendimizi görmemiz, eksiklerimizi tartmamız açısından yukarıda da belirttiğim gibi şahane bir uyarı aldık. Topu iyi

Yazının Devamı

Eşitlik bozulmaz

10 Şubat 2009

Dünya Kupası’na gitme mücadelesi veren takımlar hafta içi karşı karşıya geliyor. Asya Elemeleri’nde liderlik mücadelesi veren Japonya ve Avustralya’nın maçından fazla gol çıkmaz. Hazırlık karşılaşmalarında ise beraberlik sürpriz sayılmamalı. Özellikle Romanya-Hırvatistan ve Fransa-Arjantin maçlarında eşitlik bozulmayacaktır.
Almanya ise dostluk maçı da olsa sahadan galip ayrılacaktır. Panzerler, Norveç’i zorlanmadan mağlup eder. Gol yollarında sorun yaşamayan Portekiz ile Finlandiya’nın maçında ise 2,5 gol üstü ilk seçenek olarak düşünülmeli. Brezilya-İtalya müsabakasından da bol gol beklenebilir. Defans ağırlıklı oynayan iki takım Güney Kıbrıs-Sırbistan maçında ise 2,5 gol altı denenebilir.

Yazının Devamı

Fiyasko

9 Şubat 2009

Fenerbahçe’nin ikinci yarı ile birlikte İstanbul’da oynadığı üç maçta toplam dört pozisyonu yok. Rakip takımların ise 20’ye yakın pozisyonu var. En büyük fiyasko dün 10 kişi oynayan Belediye karşısında net bir mağlubiyet alınması.
Kaleci Volkan oynadı, skor 2-0 oldu. İnanılmaz oynadığı son iki maçta takımını yenilgiden kurtarmıştı. Fenerbahçe’yi ne fizik, ne taktik olarak yıllardır son üç maçtaki kadar kötü görmemiştim. Bireysel anlamda vasat oynayan tek oyuncu yoktu. Böyle bir takım olabilir mi? Hücum organizasyonu yok, takım savunması hiç yok. Futbolun temel prensiplerinden eser okunmuyor. Aslında Kadıköy’deki son iki maçta da bunlar yoktu. Volkan’a sığınıp günü kurtardılar. Dün ise Volkan’ın yapacağı bir şey yoktu.
Tabii ki Belediye’ye haksızlık yapmayalım. Bir hafta önce altı da yemiş olsa, iki yıldır bu ligde pozitif oynamaya çalışan bir takım. Alacağı her sonuç sürpriz değil. Çok da bu işlere kafa yoran, çalışkan, işi bilen bir hocaları var. Abdullah Avcı, Fenerbahçe’nin zayıf noktalarını, savunma arkasına atılan ara topların tehlike yarattığını görmüş, iki gol buldu. Takım savunmasını da iyi yaptı. Disiplinli, sakin, rakipten çok uzun süre eksik oynamasına rağmen akıllı

Yazının Devamı

Önemli kayıp

8 Şubat 2009

Kayseri’nin tek şansı ceza sahası dışından gol atmaktı. Nitekim son dakikada da Sanctis’in yardımıyla bunu başardılar

Galatasaray geçen hafta Denizli’de kazanıp morallenmişti. Maç öncesi Hakan Balta’nın sakatlanması oyuncuların yerlerini oynattığı gibi şablonu da değiştirdi. Skibbe mecburen 3-4-1-2’ye döndü. Göbekte Servet, sağ stoper Emre Aşık, sol stoper Mehmet Topal. Önlerindeki dörtlü; sağda Sabri, onun yanında Mehmet Güven, onun yanında Ayhan, solda Arda. Bu dörtlünün önünde Lincoln, ileride de Nonda ve Baros. Top rakibe geçince Nonda orta sahaya yardımcı oluyordu. Baros ve Nonda sürekli hareket halindeydi.
Buna karşılık Kayserispor iki çabuk forvetle çıktı sahaya. Ama maç boyunca ve uzun süre bir fazla oynamalarına rağmen ne Cangele’yi, ne de Aghahowa’yı savunma arkasında topla buluşturdular. Hem atılan son paslar iyi değildi, hem de Galatasaray savunması derinlik yaparak dikkatliydi. Zaten Kayseri’nin sezon başından beri en büyük problemi önde “santrfor” diyebileceğimiz, “sezon ortalaması 15 gol olur” diyebileceğimiz bir ismin olmaması.
10 kişi oynamak tabii ki kolay değil. Galatasaray bu yüzden oyunun devamında arkaya yaslanmak zorunda kaldı. İyi de kontra yapamadı. Önde

Yazının Devamı

Fener toparlanır

6 Şubat 2009

Sarı-lacivertliler, İstanbul Büyükşehir Belediye’yi mağlup ederek zirve yarışından kopmaz. Almanya Ligi’nde Bayern Münih, İspanya’da ise Villarreal rakiplerini yenerek moral bulur

Süper Lig’de heyecan tüm hızıyla sürüyor. Sivasspor ile zirve mücadelesi veren Trabzonspor, Ankaragücü’ne takılmaz. Bordo-mavililer üç puana ulaşır. Fenerbahçe ise İstanbul Belediye’yi mağlup eder. Kupada yarı finale yükselen moralli Sivas, Kocaeli karşısında favorim.
Bank Asya 1. Lig’de zirve yarışından daha fazla uzaklaşmak istemeyen Altay, Güngören Belediye’yi yener. Kasımpaşa, Rize ve Gaziantep Belediye de diğer favoriler. Diyarbakır da Adanaspor karşısında zorlanmasına rağmen üç puana ulaşır.
İspanya Ligi’nde fırtına gibi esen Barcelona, Sporting Gijon’u farklı mağlup eder. Çıkış arayan Villarreal, Numancia’yı geçer. Almanya Ligi’nde de liderlik koltuğuna oturmak isteyen Bayern Münih, Dortmund karşısında sürpriz bir kayıp yaşamaz.
İngiltere Premier Ligi’nde Chelsea haftanın favorisi. Fa Cup’ta Liverpool’u elemeyi başaran Everton da Bolton’u yener. Serie A’da Inter, Lecce deplasmanından üç puanla dönerek kötü gidişe dur der. Udinese, saha avantajını iyi kullanarak Bologna karşısında üç puanı alır.

Yazının Devamı