Feldkamp’ın kulakları çınlasın. Futbolu matematiğe çevirmişti. Futbol matematik filan değildir. Sistemler belli. Bir doğru oynamak var, bir de abuk subuk oynamak var. Futbolun rakiple oynandığını hiç düşünmemişti Feldkamp. Düşünmemişti ki, Kasımpaşa maçına, OFTAŞ ve Leverkusen karşılaşmalarında hep aynı sistemle oynadı. Derbiler de dahil.
Şimdi üç haftadır farklı hocalarla çalışıyor Galatasaray. Feldkamp’ın bıraktığı sisteme iki haftadır sadık kaldılar ama daha dirençli bir orta saha oynattılar. Dün de rakip Belediye’nin büyük takımlara karşı etkili oyunlarını bildiklerinden ligde ilk kez kalabalık bir orta saha ile oynadılar. Dörtlü savunmanın önünde dört koşan orta saha; Mehmet Topal, Ayhan, Barış ve Arda vardı. (Hatta oyuncu değişikliğinde bile yine dirençli Mehmet Güven girdi.) Onların önünde Alex pozisyonunda Lincoln, en uçta da Ümit Karan.
Böyle olunca maç boyunca Belediye’ye hiç pozisyon vermediler. Servet ve Emre çok rahat ettiler. Her şeyden önemlisi
Fenerbahçe ciddi bir antrenman yaptı. Geçen hafta kaybedilen puanların Fenerbahçe’ye ders olacağı belliydi. Olmuş da. Çok ciddiydiler.
Niye antrenman maçı dedim. Çünkü karşılaşmayı antrenmana çeviren Denizlispor idi. Güvenç Kurtar hocayı beğeniriz. Kısıtlı kadrosuna rağmen ligde kalmayı çoktan garantiledi. Ama dün Fenerbahçe’nin karşısına öyle bir çıktılar ki, anlaşılır gibi değildi. Fenerbahçe genelde 2-0 öne geçtiği zaman rakiplerinin savunma direnci kırılıyordu. Denizlispor savunması skor daha 0-0 iken orta sahaya kadar çıktı, garip bir ofsayt taktiği uyguladı. Yaptıkları her hücumun dönüşünde Fenerbahçe topu doğru kullandığında kaleci ile karşı karşıya kalıyordu. Pasları çoğu zaman kötü kullanmalarına rağmen sayısız fırsat yakaladılar.
Fenerbahçe takımı aslında o kadar canlı ve istekliydi ki, skoru nasıl olsa yakalardı. Rakibin bu oyun mantığı sadece işlerini kolaylaştırdı. Zico kart sınırındaki oyuncuları skor garantiye alındıktan sonra çıkararak doğru yaptı. Takımın her
Süper Lig’de son haftalara girilirken, şampiyonluk yolunda başka bir kayıp yaşamak istemeyen Fenerbahçe, Denizli engelini zorlanmadan geçecektir. Bursaspor da ligde kalma şansı iyice azalan Kasımpaşa’yı mağlup ederek düşme potasından uzaklaşır. Gaziantep de Vestel Manisa’yı mağlup ederek puanını 38’e yükseltir ve yeni sezonun planlarını yapmaya başlayabilir.
Bank Asya 1. Lig’de Altay, ligden düşmesi kesinleşen İstanbulspor deplasmanından puanla döner. Samsun-Giresun karşılaşmasında ise ev sahibi takımı haftanın bankolarından biri olarak görüyorum. Antalya’ya mağlup olarak liderlikten düşen Sakaryaspor, Diyarbakır deplasmanında bir darbe daha yer. Ev sahibinin yenilmez seçeneği bu karşılaşma için ideal bir tercih olur.
İngiltere’de son haftalarda başarısız sonuçlar alan West Ham, ligden düşmesi kesinleşen Derby’i mağlup ederek moral bulur. Championship’te ise Colchester saha avantajını iyi kullanarak galibiyete ulaşır.
Nürnberg-Wolfsburg’a dikkat!
* Almanya Ligi’nde yağmur nedeniyle bu haftaya ertelenen Nürnberg-Wolfsburg
Fortis Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında Galatasaray, Gençlerbirliği karşısında favorim. Almanya Ligi’nde son haftalarda sürpriz sonuçlar almayı başaran Hansa Rostock, Werder Bremen deplasmanında bunlara bir yenisini daha ekler. Bu maç için ilk tercihim beraberlik.
Hertha Berlin sahasında düşüşe geçen Hamburg’dan bir puanı koparır. Schalke ise sahasında Energie Cottbus’u yenerek hafta sonu alınan farklı Werder Bremen mağlubiyetini unutturur. İkinci yarıda çok iyi bir çıkış yakalayan Wolfsburg taraftar desteğini de arkasına alarak Bochum’u mağlup eder. Başarılı bir sezon geçiren Bayer Leverkusen de deplasmanda Arminia Bielefeld’i yenecektir. İtalya’da zirve yarışını sürdüren Roma, daha çok ligi düşünen Catania karşısında kazanarak İtalya Kupası’nda yarı final rövanş maçı için avantaj elde eder. Juventus da sahasında Parma’yı rahat geçer.
Fenerbahçe, Chelsea kadrosu ile çıktı sahaya. Hiçbir değişiklik yapılmamıştı. Aslında maç boyunca takım doğru oynadı. Çünkü hem fiziksel, hem de psikolojik açıdan zor bir maçtan gelmişlerdi. Dolayısıyla ekonomik oynayarak oyunu bitirmeye çalıştılar.
Maçın hemen başında skoru yakalamak istediler. Birkaç ciddi pozisyonun ardından da golü buldular. Ayağa paslarla oyunu tutmak isterken bireysel hatadan golü yediler. Yana doğru kontrollü oyundan tekrar kontrolü ama öne doğru oynamaya başladılar. Vederson ilk golde yaptığı hatayı telafi etti ve takımını yeniden öne geçirdi. Yine golden sonra yana doğru ayağa oynayarak maçı bitirmeye çalıştılar. Ancak Alex, Aurelio ve Semih’in çok yorgun olması daha fazla ürekten olmalarını engelledi.
Ben çözemedim
Fenerbahçe takımının en büyük problemi Deivid’in kaybettiği toplardı. Maldonado, takımı ya öne götürür, ya arkaya yaslar. Oyun galibiyetle devam ederken Edu ve Lugano’nun içine dalıyor, öne geçmek için
Galatasaray uzun süredir ilk kez iyiye yakın oynadı. Sezon başında oyunun büyük bölümünde uyguladığı pres ve öndeki baskıyı bu maçta bölüm bölüm de olsa yaptılar. Ve çok da pozisyon buldular.
Savunma ile Hakan Şükür arasında uzun süredir ilk kez bu kadar mesafe daralmıştı. Bu yüzden de Trabzonspor etkili olamadı. İlk yarım saatlik bölümde Galatasaray öne geçecek pozisyonları fazlasıyla buldu ama netice alamadı. Bu kez ikinci yarıya baskılı başladı ve golü çabuk buldu.
Skor avantajından sonra top Trabzonspor’a geçtiğinde kendi sahasına çekildi, kazandığı toplarla çabuk çıkmaya çalıştı. Çıktığında da pozisyonları buldu. Hatta bir pozisyonda sol bek Volkan ve Servet aynı anda gole gidiyorlardı. Ancak son paslardaki isabetsizlik farkın büyümesini engelledi.
Trabzonspor takımı ligde sadece prestij mücadelesi yapıyor. Kadrolarının yetersiz oluşu oyun içinde çok net bir şekilde gözüktü. İyi niyetleriyle oynasalar da rakip Galatasaray’a göre zayıf kaldılar.
Galata
Süper Lig’de zirve yarışı kadar, düşme hattı da belirsizliğini koruyor. Beşiktaş, seyircisiz oynayacağı karşılaşmada Gençlerbirliği Oftaş’ı yener. Son hafta aldığı yenilgiyle birincilik için şansı azalan moralsiz Sivas’ın Kayseri deplasmanında işi zor. Ev sahibi sahadan en az bir puanla ayrılacaktır. Ligde kalmak için son kozlarını oynayan takımlardan Kasımpaşa saha avantajıyla Çaykur Rize’nin bir adım önüne geçiyor. Aldığı başarısız sonuçlarla düşme hattına biraz daha yaklaşan Gençlerbirliği, Gaziantep karşısında kazanarak moral bulur.
Bank Asya 1. Lig’de düşme potasında bulunan Elazığ, Bolu karşısında galibiyet özlemine son verir. İyi bir çıkış yakalayan Giresun da İstanbul engelini zorlanmadan geçer. Liderlik yarışından daha fazla uzaklaşmak istemeyen Eskişehirspor ise galip gelecektir.
İspanya’da Real Betis sahasında ligin dibine demir atan Levante karşısında favorim. İtalya’da Roma, Udinese deplasmanında üç puana ulaşan taraf olacaktır. İngiltere’de ise galibiyete yakın gördüğüm tek takım Chelsea.
Chelsea erken bulduğu golle oyun stratejisini değiştirmek zorunda kaldı. Doğal olarak kontrollü oyunu tercih etti. Kuralar çekildiğinden bu yana ısrarla altını çiziyorum iki takım arasında sistem açısından bir fark yok. İkisi de ayağa pas yaparak, rakibin gücünü azaltan, yoran bir oyun anlayışına sahip. Ayrıca Fenerbahçe rakip kim olursa olsun asla mahkum oynamıyor. Dün gece yine böyle oldu.
Chelsea’nin en büyük özelliği öne geçtiği zaman bunu korumasını çok iyi biliyor. Sevilla’dan farkı da bu. Sevilla’ya karşı 2-0’dan bile olsa maçı çevirebilseniz bile onlara karşı bu çok zor. Skorun üstüne yatmasını beceren bir takım. Belki eski gücünde değil ama yine de Fenerbahçe takımına ceza alanı içinde pozisyon vermedi. 1-0’lık skor onları tedirgin ettiği için de kendi sahasında oyunu bir şekilde kabul ettiler. Kontratak yapamadılar. Aslında beklediğim bir maç oldu. Fenerbahçe rakibine ezilmedi ancak Chelsea de fazla şans tanımadı.
Son bölümlerde doğal olarak Zico risk alınca