Taraftarın kendi takımını bu kadar olumlu yönde etkilediğini, rakibi de aksine bu kadar olumsuz etkilediğini hiç görmedim. Fenerbahçe’nin maç öncesi favori gösterilmesinin iki sebebi vardı; birincisi taraftarı, ikincisi oyuncularının Galatasaray’a göre maç konsantrasyonları. Hafta içinde Galatasaraylı oyuncuların röportajlarında "Bu maç da nereden çıktı" tarzındaki sözlerine ve bir puana razı görüntülerine tanık olduk. Sarı - Lacivertli oyuncuların hırsı, savunmanın en arkasında oynayan Ümit Özat’ın "İki gol atacağım" sözlerinin altında gizliydi. Bu iki takımın maça bakış açılarının da göstergesiydi.
Hiç kimse bu maçın 6 - 0 biteceğini biliyordum diyemez. Maça gelince, Galatasaray orta sahayı kalabalık tuttu. Fenerbahçe ise mümkün olduğu kadar bol ofansif oyuncuyla maça başladı. Lorant, maçın başında erken skor üstünlüğünü yakalamak için çok riskli kadroyla sahaya çıktı. Hesabı da tuttu. Çok erken öne geçtiler. Galatasaray deplasmana gelen Anadolu takımı görüntüsündeydi. Golü yedikten sonra bu kez Fenerbahçe kendi savunmasına çekildi, oyunun hakimi karşı tarafa geçti. Fenerbahçe, tek silahı olarak kontratağı düşünüyordu. Ve çok kritik bir dakikada, devrenin sonuna doğru, organize bir hücumla ikinci golü buldular.
İkinci devrede Fatih Terim, sezon başından beri Galatasaray’ın skor olarak geriye düştüğü dönemlerdeki oyuncu değişikliğini gerçekleştirdi. Ayhan’ı çıkarıp, orta sahadan bir oyuncu feda ederek, Arif’i sürdü. Böylece forvet hattı Christian, Pinto, Arif ve Hasan Şaş’la kuruldu. Ve on dakikada da Arif ile iki yüzde yüz pozisyon buldular. Tam oyun Galatasaray lehine dönüştüğü dönemde, Fenerbahçe’nin imdadına Ortega’nın kırmızı kartı yetişti. Aslında Ortega iyi oynadı. Ancak top rakipteyken Ortega, Washington ve Serhat üçlüsü ilerde kaldığı için oyunun hakimi Galatasaray’dı. Ortega atılınca, Lorant devre arasında yapması gereken değişikliği Washington’un yerine bir orta saha oyuncusu olarak gerçekleştirdi. Ceyhun’un girişiyle tek forvet ve bol orta sahaya dönüldü. Ve film koptu. Belki 11’e 10 oynanıyor ama, Fenerbahçe tek forvet ve bol orta sahayla vites artırıp, Galatasaray’ın hızını kesti. Sık sık kontratakla pozisyon yakaladı. Hatırlarsak, Brugge maçında da Galatasaray, aynı değişikliklerden sonra kalesinde pozisyonlar görmüştü. Ama o gün Mondragon iyi oynamıştı. Dün Fenerbahçe, girdiği her pozisyonu gole çevirdi.
Maçın başında golün olması, hakem Mustafa Çulcu’yu da çok rahatlattı. Ortega’nın ve Emre’nin atılışı da doğruydu. Fenerbahçe’nin inanılmaz mücadelesine bol alkış. Lorant’ın oyuncu değişikliğine bol alkış. İki takım futbolcularının saha dışı gerginliği rağmen, kırmızı kartlara rağmen birbirlerine karşı son derece centilmence hareketlerine bol alkış. Herkes büyük antrenör olabilir. Büyük insan ve adam olmak zordur. Fatih Terim, maç sonrası kulübeden kalkıp, soyunma odasına kadar giderken Lorant, Oğuz, Ceyhun’u tebrik etti. Karşılaşma sonrası açıklamalarıyla da ne kadar zor Fatih Terim olunabileceğini gösterdi. Alkışlar hocam.