Fatih Terim maçtan bir gün önce çok önemli bir basın toplantısı yaptı. Bugüne kadar oynanan futbolu analiz etti, hedeflerini açıkladı. Arada da taraftarı tribüne çağırdı, Trabzonspor maçının önemini hatırlattı. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla misali hem seyirciyi stada çekti, hem de oyunculara mesaj gönderdi. Dolayısıyla çok mücadele etmeleri gerektiğini hissettirdi. Bu açıklamalardan sonra kadrolar elimize gelince Fatih hocanın kendi antrenörlük kariyerinde çok ama çok nadir gördüğümüz üçlü savunmaya dönüşüne şahit olduk. Arkada üçlü savunma, orta sahada dört oyuncu önde de üç forvet. Bu değişiklik Galatasaray için risk de sayılabilirdi. Zaten maçın başında da adam paylaşım hatalarından gol yediler. Ama oyun disiplininden kopmadılar.
Maçın ilk yarısı bu yıl Türkiye liglerinde gördüğümüz en tempolu oyundu. Trabzonspor da açık futbolu tercih edince karşılaşma güzelleşti. İlk yarıda özellikle Galatasaray çok gol pozisyonu buldu. Sadece arkada görev alan savunmacılar paylaşım hatası yaptılar. Bunun sonucunda gol yediler, Bülent ve Almaguer de sarı kart gördü. Oyun 1-1 giderken 22. dakikada Mehmet Polat bir hamle hatası ile bir de penaltıya sebeb oldu. Fatih, İstanbulspor maçında penaltı kaçıran Aurelio’ya ben atarım dedi ve aynı vuruşla o da penaltıdan yararlanamadı.
Fatih Terim, ikinci yarıda aksayan Almaguer’i çıkarıp Vedat’ı aldı. O da çok iyi oynadı. İyi pozisyon aldığı ve sisteme alışık olduğu için takım zaman zaman dörtlü savunmayı da uyguladı. İkinci yarı tempolu başlamadı. Ancak hakem Selçuk Dereli birkaç enteresan kararla maçın temposunu artırdı. İlk 10 dakikada orta saha mücadelesi şeklinde geçerken ceza yayı yakınlarında ters bir düdük çaldı, hem seyirciyi heyecanlandırdı, hem de oyuncuları. Ayhan’ı dün seyrederken büyük keyif aldık. Orta sahada görev alan bir futbolcunun yapması gereken herşeyi yaptı. Sadece Galatasaray’ın değil sahanın de en iyi oyuncusuydu. Trabzonspor canlı bir takım. Ama defansları çok hata yapıyor. Kalecilerini çok merak ediyordum. Herkes methediyordu. Ancak maçın genelinde kötü oynadığı gibi yediği iki golde de hata yaptı.
Sonuçta, Galatasaray seyircisi ile barışmak için ilk yarı çok iyi oynadı, müthiş bir savaş verdi. İkinci yarıdaki futbol iyi değildi ama mücadele yine üst düzeydeydi. Uzun süredir görmediğimiz bu mücadele özlenen tabloydu. Fatih hoca, geçen haftalarda alınan kötü sonuçların sistemden kaynaklandığını gördü. Dörtlü savunma anlayışından çabuk döndü.
