Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nitekim bu konferansa Türkiye dahil, Irakın yakın komşuları, Rusyasından Japonyasına kadar G - 8ler, ayrıca Çin, BM, AB, İKÖ ve Arap Birliği temsilcileri (toplam 20 ülke ve kuruluş) katılıyor. ABDnin şimdiye kadar Irak politikasını, "başkaları"na kulak asmadan bildiği gibi yürütmeyi yeğlediği hatırlanırsa, bu kez öylesine geniş bir platformda yer almaya razı olmasının önemi daha iyi anlaşılır.Ancak bu, ABDnin Irak politikasını ne kadar etkileyecek? Bush yönetimi Şarm el Şeyhten gelecek sese ne kadar kulak verecek?Her ne kadar Başkan Bush izlediği stratejiden şaşmak niyetinde olmadığını söylüyorsa da, bu konferans en azından uluslararası camianın genel eğilimini sergilemesi ve Washington üzerinde belirli bir baskı yapması açısından yararlı bir egzersiz olacaktır.* * *Konferansın sonunda yayımlanacak bildirinin ana hatları şimdiden belli. Bildiri daha çok Iraktaki siyasal geçiş süreci üzerinde duruyor ve bunun başarılı olması için atılması öngörülen adımlara destek veriyor. Seçimler 30 Ocakta yapılacak, yeni hükümet kurulacak, seçilecek meclis anayasaya son şeklini verecek... Bildiri, seçimlerin demokratik olması için katılımın geniş olması (yani çeşitli muhalif grupların da buna dahil olması) gerektiğini savunuyor.Kuşkusuz arzu edilen de budur. Ancak çatışmaların sürdüğü bölgelerde halk sandık başına gidebilecek mi? Sünni liderler seçimleri boykottan vazgeçecek mi? Uluslararası camia seçimlerin gerçekten geniş katılımlı, özgür olması ve meşru sayılabilmesi için ne yapabilir?Bildirinin bir de ABDye seslenen bir bölümü var. O da işgalin süresiyle ilgili: Amerikan askeri varlığının "ucu açık", belirsiz bir süreç olmaması isteniyor. Bu da açıkçası "lastikli" bir ifade. Oysa Fransa baştan ABDnin belirli bir "takvim" açıklamasını istiyordu. Ancak Bush kesin bir çekilme tarihi vermek niyetinde değil.Dolayısıyla bildiride konu "ucu açık" ifadesiyle yer alıyor. Bunun Washingtonun askeri planları üzerinde ne kadar etkili olacağı, sorulmaya değer...* * *Türkiye açısından Şarm el Şeyh konferansının yapılması özel bir anlam taşıyor.Türk diplomasisi henüz ABDnin Iraka karşı saldırısından önce "komşu ülkeleri" bir araya getirmeyi başarmıştı. Amaç, bölgenin ağırlığını Washingtona hissettirmekti. Ne yazık ki uyarmalar işe yaramadı...Savaştan sonra Ankara gene inisiyatifini kullandı ve komşu ülkelerin yeni durum karşısında görüşlerini iletmesini sağladı. Dün akşam üstü Şarm el Şeyhte bir araya gelen komşu ülke dışişleri bakanları ortak kaygılarını ve isteklerini ortaya koymak fırsatını buldular.Türkiye bugünkü genel toplantıda özellikle Kuzey Iraktaki gelişmeler, Türkmenlerin durumu, Kerkük, PKK gibi konulardaki hassasiyetlerini bütün ilgililere duyurmak olanağını bulacaktır. Üst düzey bir Türk yetkilisinin bize dediği gibi, öylesine geniş bir platformda Türkiyenin sesini duyurması önemli bir fırsat... Tabii yeter ki ABD ve Iraklı ilgililer de, stratejilerine yön vermek için bunu fırsat bilsinler... skohen@milliyet.com.tr Mısırın güneşli tatil beldesi Şarm el Şeyhte düzenlenen Irak Konferansının önemli yanı, bu sayede komşu ülkenin geleceğiyle ilgili ilk kez "genişletilmiş" uluslararası bir toplantının gerçekleşmiş olmasıdır.