Son günlerde ABD’nin olası Irak harekatı ile ilgili isteklerine Ankara’dan yanıt alamamasından duyduğu rahatsızlıktan ve sabırsızlıktan çok söz edildi. Bu konuda çarşamba günkü "Milliyet"in manşetine taşınan yazımızın ardından, "New York Times" ve "Washington Post" gibi önde gelen Amerikan gazetelerinde de Bush yönetimi çevrelerindeki düş kırıklığını yansıtan haberler çıktı.
Şimdi Amerikan diplomatik çevrelerinde, Türkiye’nin tavrını belirlemekte olduğu yönünde bir izlenim ve hükümetin beklenen kararını vereceği konusunda bir umut oluşuyor gibi...
Bunda Türkiye’deki üslerde ve limanlarda incelemeler yapacak olan 150 kişilik bir Amerikan timinin hukuki statüsü ile ilgili anlaşmanın nihayet dün imzalanmasının önemli payı var. Her ne kadar bu mutabakat "teknik" bir nitelik taşıyorsa da, Türkiye’nin ABD’ye olası bir askeri müdahale halinde bu üs ve limanlardan yararlanmasına izin verebileceğinin de bir işareti sayılıyor...
***
ABD’nin geçen ay Ankara’ya ilettiği isteklerin - asıl önemli olan - ikinci bir boyutu var: O da, Irak’a karşı "kuzeyden ikinci cephe"nin açılmasını sağlamak üzere, sayısı 80 bin olarak bildirilen ABD kara birliklerinin Türkiye’den geçişi ile ilgili. Bu kuvvetlerin "süratle" (iki hafta) içinde Türkiye yolu ile Kuzey Irak’a "intikal" etmesinin yanı sıra, 5 bin personelin de destek görevlerini yerine getirmek üzere Türkiye’de "bir süre" konuşlandırılması söz konusu.
İşte Türk hükümeti, kamuoyunun bu husustaki duyarlılığını da dikkate alarak, şimdiye kadar ABD’ye yanıt vermekten çekinmiştir. Washington’da esas sabırsızlık yaratan husus da budur. Çünkü ABD Irak’a karşı saldırı planlarını tam olarak yapamıyor. Veya durumu net olarak bilmeden alternatif planlar üzerinde çalışmak zorunda kalıyor.
Kuşkusuz "kuzey cephesi" seçeneği, ABD’nin tercihidir. Çünkü savaşı daha çabuk ve daha az zayiat ve zararla bitirmiş olacak. Bu nedenle Bush yönetimi şimdiye kadar Ankara’dan gelecek yanıtı merakla bekleyip durdu. Şimdi de askeri uzmanlar, fazla zaman kalmadığına göre, ABD’nin bu opsiyondan vazgeçebileceğini, başka planlara yönelebileceğini belirtiyorlar. (Bu konuda dün gelen haberlere göre, planlardan biri Kuzey Irak’a, Kıbrıs’taki İngiliz üslerinden kalkacak uçaklarla kuvvet yığmaktır)...
Açıkça anlaşılıyor ki, Bush yönetimi eğer Irak’ı mutlaka vuracaksa, bunu "kuzey opsiyonu" dışındaki planlarla da gerçekleştirecektir. Bu takdirde Türkiye’nin gerek harekat sırasında, gerekse sonraki siyasal süreçte, önemli bir yer alması mümkün olmayacaktır...
***
TÜRK hükümeti, bildiğimiz zorluklardan dolayı, kararını bir türlü veremiyor. Ama Washington da daha fazla vakit kaybetmek istemediğinin sinyallerini gönderiyor.
Bir Amerikan diplomatı dün bize şöyle dedi: "Türkiye’nin yanıtını bildirmesi için herhangi bir ültimatomun verilmesi, veya son bir tarihin (deadline) Ankara’ya iletilmesi söz konusu değil. Ancak giderek karar gününe yaklaşıyoruz."
Peki, hükümetin "siyasi kararı"nı bildirmesi ABD’nin harekat için öngördüğü takvim ile çatışırsa ne olur? "İşte mesele budur. O zaman, gelecek yanıtın da değeri pek kalmaz."
Bunanla beraber gelişmelerin içindeki diplomat, "bu meselenin pek yakında halledileceği konusunda makul umutlar taşıdığını" söylüyor... Herhalde bir bildiği vardır...
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025