Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Son günlerde Türkiye'de çok tartışılan "Korkut Eken olayı", 1980'lerde ABD'de ortaya çıkan "İran - Contra" skandalını çağrıştırıyor.
İlk bakışta bazı benzerlikler saptamak mümkün.
Aslında zaman zaman birçok ülkede, özellikle güvenlik veya ulusal çıkarlar nedeni ile "örtülü operasyonlar"ın yapıldığı bir gerçek. Ama günümüzde bu tür eylemlerin gizliliği pek uzun ömürlü olmuyor. Bir şekilde (çoğu zaman medya aracılığı ile) "ifşa" ediliyor. O andan itibaren örtülü operasyonların amacı ve yöntemi kadar, bunu gerçekleştirenlerin misyonları dışında, kendi çıkarları için yasal olmayan faaliyetlere girişip girişmedikleri büyüteç altına alınıyor.
Bu açıdan bakıldığında, "Eken olayı" ile "İran - Contra" skandalı arasında, bazı benzerliklerin yanında birçok farklılıklar da göze çarpıyor...
* * *
ABD'deki olayı hatırlatalım.
1980'lerin başında ABD'nin Humeyni yönetimindeki İran ile ilişkileri gergindi. 1985'te, Lübnan'da 3 Amerikalının İran destekli bir örgüt tarafından kaçırılması, gerilimi daha da artırdı. Ama o sırada İran, Irak'la savaşıyordu ve silaha çok ihtiyacı vardı.
1985'te Başkan Reagan, "silaha karşılık rehinelerin serbest bırakılması"nı sağlayacak bir süreç başlattı. Pazarlıklar yapıldı ve silahlar İsrail kanalı ile İran'a ulaştırıldı; sonunda rehineler serbest bırakıldı.
Bu "örtülü operasyonu" başarı ile yürüten ekibin başında, emekli Yarbay Oliver North bulunuyordu. Kendisi CIA ile sıkı temastaydı.
O dönemde CIA, Nikaragua'daki komünist (Sandinista) rejimini devirmek için "contra"ları (yani gerillaları) destekliyordu. North bu aşamada devreye girerek İran operasyonundan temin edilen paralarla "contra"lara yardım etmeye başladı. Tabii bu arada (örneğin Lübnan kökenli Albert Hakim gibi) "aracılar" kullanıldı, büyük komisyonlar ödendi.
Bu gizli operasyonlarla ilgili ilk bilgiler ABD basınında "ifşa" edilince, skandal patlak verdi. Kongre işe el koydu. Ardından adli makamlar soruşturma açtı. Oliver North ve adamları adalete teslim edildi ve cezalandırıldı.
* * *
BAŞKAN Reagan İran konusunda "gizli emir" verdiğini inkar etmedi. Ama Yarbay North'un "contra"larla ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Soruşturma sırasında, North ile birlikte çalışan John Poindexter, ifadelerinde "ulusal çıkarlar için gayenin vasıtayı meşru kıldığı" tezini savundu. O dönemde yönetimdeki "şahinler" de bunu destekledi.
Yalnız Yarbay North'un, kişisel çıkarları için örneğin para babaları veya organize suç örgütleri ile herhangi bir ilişkisi saptanmadı. O dönemde aldığı bir - iki "hediye"nin dışında "görevi suiistimal" sayılacak bir suç emaresi de görülmedi.
Bugün ABD kamuoyu, "İran - Contra" olayını ve Yarbay North'u unutmuş bulunuyor. Gerçekleri ortaya çıkaran tahkikatın 250 bin sayfa tutan dosyaları, arşivlerde tozlanıyor.
O dönemde Yarbay North ile birlikte çalışan bazı "ünlüler"e gelince: Onlar yavaş yavaş tekrar "göreve çağrılıyorlar". Örneğin John Poindexter, 11 Eylül olayından sonra Pentagon'da bir istihbarat biriminin başına getirildi. Elliot Abrams, şimdi Başkan Bush'un kadrosunda yer alıyor. Hem de "insan hakları ve demokrasi bölümü"nden sorumlu olarak...