Bunlardan biri, Brüksel'de bir Komisyon sözcüsünün, Kıbrıs'la ilgili "tavsiyenin" sunulması için 6 Aralık'ı "son tarih" olarak saptadığı haberini yalanlamasıdır. Daha önce dolaşan söylentilere göre, hafta sonu toplanan Dışişleri bakanları böyle bir zaman limiti koymuş. Sözcü "böyle bir şey yok, buna ihtiyaç da duyulmuyor" diye konuştu...Bu açıklamanın ardından AB diplomatik çevrelerinden, daha önemli bir işaret geldi: Komisyon, zirve öncesinde Kıbrıs konusunda liderlere herhangi bir "tavsiye" sunmayabilir de. Çünkü bazı AB üyeleri, şimdiden Kıbrıs'la ilgili krizi önlemenin yolunu araştırıyorlar ve hatta bu konuda bir "taslak" üzerinde de çalışıyorlar. Eğer bu taslak kesinleşir ve bir "plan" şeklini alırsa, zirvede görüşülüp bir karara bağlanacak. AB'nin 14-15 Aralık'ta yapacağı zirve toplantısından bir kriz çıkmaması için, şimdiden bazı ciddi çabaların başladığına ilişkin sinyaller geliyor. İngiltere, İspanya, İtalya ve İsveç'in başını çektiği bu grup, "limanlar" konusunda anlaşmazlığı aşmak için bir formül üretmeye uğraşıyorlar. Buna göre, Türkiye'nin Gümrük Birliği yükümlülüklerinin Güney Kıbrıs'a uygulanması (limanların açılması) meselesine, "tamamen teknik olarak yaklaşılacak", Rum tarafına AB içindeki sorumlulukları hatırlatılacak, Türkiye ile müzakere edilecek başlıklar belirlenecek ve böylece katılım sürecinin aksamaması sağlanacak.Bu bağlamda son günlerde İngiltere'den Belçika'ya, İtalya'dan İspanya'ya kadar birçok ülkenin liderlerinin "müzakerelere ara vermek veya kesmek felaket olur" şeklinde demeçler vermesi de anlamlı. Komisyon yetkililerinin de "Zirvenin bir Türkiye doruğu olmasını istemiyoruz" şeklindeki beyanları da, Kıbrıs'la ilgili engelin 14-15 Aralık'tan önce aşılmasına gayret edildiğini gösteriyor...Temas ettiğimiz diplomatlar, AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu'nda Kıbrıs'la ilgili görüşünü ve tavsiyelerini ifade etmemesinin ve bunu zirve öncesine bırakmasının, krizi önlemek isteyen AB üyelerine bir "manevra kabiliyeti" sağladığını söylüyorlar. Bir diplomatın deyişiyle "çıkış yolunun bizzat üye ülkeler tarafından bulunması, zirvede gereksiz sürtüşmeleri önlemiş olacaktır"... Çıkış yolu aranıyor Dün İstanbul'da İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ile Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK)'nin düzenlediği "İş Dünyası Perspektifinden Türkiye-AB Müzakere Süreci" başlıklı seminerde konuşan AB Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp, AB'nin sırf "iç dayanışma" nedeniyle Kıbrıs Rumlarına destek olup Türkiye'nin limanları açması konusunda ısrarlı davranmasının ne kadar mantıksız ve sakıncalı olduğunu anlattı. Demiralp belki de şimdiye kadar az duyduğumuz, ilginç bir noktaya değindi: Limanların açılması, Kıbrıs Rum tüccarlarının "nakliye masraflarını" azaltmaya yarayacak ve tabii ayrıca taşımacılara gelir sağlayacak. Demiralp şöyle konuştu: "Eğer AB ile müzakereler, Rum tüccarları yüzünden kesintiye uğrarsa, bu AB'nin görüntüsünü zedeleyecektir. AB dayanışmadan söz ediyor. Dayanışmanın adil olması gerekir. AB yetkililerini zirveye kadar bunu iyi değerlendirmeye çağırıyoruz"...Demiralp bu sözleriyle, seminerde konuşan AB Komisyonu'nda Türkiye masası şefi Christian Danielson'un "üyeler arası dayanışma"ya ilişkin görüşüne karşılık verdi. Danielson, İlerleme Raporu'ndaki ifadeleri tekrarlayarak Türkiye'nin limanlar konusundaki yükümlülükleri yerine getirmesi gerektiğini anımsattı; aksi halde müzakerelerin bir şekilde dondurulabileceğinden söz etti.Neyse ki, kararı esas verecek olan üye ülkelerin liderleri, şimdi bu tür lafların ötesinde, krizi önleyecek pratik bir çıkış yolu arayışına girmiş bulunuyorlar... skohen@milliyet.com.tr O kadar basit!
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025