ABD'nin, Afganistan'ndaki çarpışmalar sırasında yakaladığı birkaç yüz Taliban ve El Kaide mensubunu enterne etmek ve yargılamak üzere, ta Küba'ya - düşman saydığı bu ülkedeki egemen Guantanamo Üssü'ne - nakledeceği kimin aklına gelirdi?
Bu tutsakların ya Afganistan'da kurulacak mahkemelerin veya en azılı olanların Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nın önüne çıkarılması, başta daha mantıklı görünüyordu. Yahut en azından Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in "kanunsuz savaşçılar" diye tanımladığı bu esirlerin - "Amerikalı Taliban" John Walker Lindh gibi - ABD'ye nakledilip oradaki bir askeri mahkemede yargılanması da mümkündü.
Ama Washington, kendi düşüncesine göre, başka bir opsiyonu yeğledi ve Afganistan'da yakalanan savaşçıların, şu anda dünyanın en sıkı korunan üssü olan Guantanamo'ya sevkine ve orada özel koşullarda yargılanmasına karar verdi.
* * *
BU karar günlerden beri özellikle Batı ülkelerinde ve hatta ABD'de tartışılıyor ve sert tepkilere yol açıyor.
Kimse Amerikalıların ele geçirdiği El Kaide ve Taliban militanlarının "azami güvenlik" içinde enterne edilmesine ve işledikleri ağır suçlar nedeni ile yargılanmasına karşı değil.
Washington'a karşı gösterilen tepkilerin nedenleri başka:
* Birincisi, tutsakların Guantanamo'ya nakledilme ve "Camp X - Ray"de enterne edilme şekli, hem uluslararası sözleşmelere (özellikle savaş esirlerine ilişkin Cenevre andlaşmasına) aykırı, hem de insanlık dışı sayılıyor. Gerçekten medyaya yansıyan resimlerde de görüldüğü gibi, tutsaklar zincirlenerek, gözleri bağlanarak, uzun bir hava yolculuğundan sonra kampa getirildiler ve 1.8 x 2.4 metre çapındaki kafeslere kondular. Bu görüntüler, dünya kamuoyunda şok yarattığı gibi çeşitli ulusal ve uluslararası kuruluşların da sert protestolarına yol açtı.
* İkincisi, tutsakların tam olarak ne ile suçlanacağı, hangi yasalara göre yargılanacağı belli değil. ABD usulleri kendi belirliyor. Örneğin mahkemeye çıkacak olanların avukatı, tanıkları, temyiz hakkı olmayacak. "New York Times"ın belirttiği gibi, ABD kendi kurallarını kendi koyacak ve uygulayacak. Yani bir nevi "alakart adalet" uygulaması bu...
* * *
ABD'nin 11 Eylül saldırısı ile direkt ilgili gördüğü bazı kişiler gibi, terörizmi desteklemekle suçladığı bu tutsakları, daha adil ve insani biçimde adalete teslim etmesi beklenirdi.
Ancak, Bush yönetiminin argümanı şu: Afganistan'da yakalananlar, son derece saldırgan ve tehlikeli kişilerdir. Bunları normal hapishanelerde tutmak mümkün değil. Guantanamo Üssü, güvenlik nedeni ile bu işe uygun görüldü... Bunlar normal savaş esiri değil. İnsanlık suçu işleyen caniler. Bu yüzden normal mahkemelerde, normal yasalara göre yargılanamaz...
Gerekçesi ne olursa olsun, ABD'nin bu olayda sergilediği tutum, ne hukuk, ne insanlık anlayışına uyuyor. Evet, söz konusu olan tutsaklar (ve mensup oldukları örgütler) bu değerleri hiçe sayıyor, giriştikleri veya planladıkları vahşi eylemlerle dünyayı cehenneme çevirmeye kalkışıyor.
Ancak, "Economist" dergisinin de yazdığı gibi, terörizme karşı savunulan üstün değerlerin bir avuç tutsak karşısında terk edilmesi, davaya olan inancı da sarsar.
Pratikte bu tavrın en olumsuz yönü, manevi değerlere, adalet anlayışına olan inanç ile birlikte, ABD'ye karşı güvenin ve saygınlığın da zedelenmesidir. Oysa terörizme karşı savaşta, bu güven ve desteğin tam olması çok önemlidir.