Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



KKTC'de Meclis'e 25 - 25 olarak yansıyan seçim sonucunun kilitlediği siyasetin anahtarı şimdi kimde? Bu kilidi açmak mümkün mü? Nasıl?..
Aslında bir değil, üç anahtar sahibi var: Rauf Denktaş... Serdar Denktaş... Ankara...
Bunlardan her birinin, kolaylıkla bir siyasal krize dönüşebilecek olan seçim sonrası tıkanıklığı giderebilecek belirli gücü ve etkinliği var. Ancak üçü birlikte hareket edebilirse, gerek yeni bir hükümetin kurulması, gerekse çözüm için yapıcı bir inisiyatifin başlatılması sağlanabilir.
Zor, ama imkansız değil...
* * *
PAZAR günkü seçimlerden kimse bir "zafer" kazanmadı. Mehmet Ali Talat'ın CTP'si, önemli bir oy patlaması ile, birinciliğe yükselen "en başarılı" parti oldu. Güç birliği yaptığı Mustafa Akıncı'nın BDH'si ile birlikte, "Annan planı temelinde çözüm ve AB üyeliği" görüşünü savunan bu blok, oyların yüzde 51'ini kazanarak, önemli bir mesaj verdi. Bu mesaj (az farkla da olsa) çoğunluğun böyle bir çözümden yana olduğudur.
Buna karşılık Derviş Eroğlu'nun UBP'si ve onunla iktidarı paylaşan Serdar Denktaş'ın DP'si, oy kaybına uğradılar. Bunda doğal olarak "iktidar yıpranması"nın payı var; ama özellikle UBP'nin çözümle ilgili "statüko"cu tavrı pek çok oyun karşı bloka kaymasına yol açtı.
Sandıktan çıkan sonucu işte bu gerçeklerin ışığında değerlendirmek gerekiyor. Başka türlü algılamalar, bundan sonra izlenecek politikalarda temel hatalar yapılmasına neden olabilir...
* * *
BU sonucun diğer bir boyutu da, Rauf Denktaş ile ilgili. Aslında Denktaş'ın politikalarını destekleyen partiler kan kaybettiler, ama Denktaş'ın kendisi gene de güçlü çıktı. Eğer muhalefet ezici bir çoğunluk kazansaydı, durum farklı olurdu; ancak şimdi Meclis'teki hassas durumla, Cumhurbaşkanı'na önemli bir rol düşüyor. Diğer bir deyişle Denktaş uzlaşıcı bir tavır takınırsa, CTP'nin önderliğinde daha geniş tabanlı bir hükümetin kurulmasına önayak olabilir. Gene benzer bir tavırla Ankara ile daha uyumlu biçimde yeni bir çözüm girişimini başlatabilir.
Her ne kadar dünkü basın toplantısında Rauf Denktaş, çözümle ilgili görüşlerini aynı katılık dozajında tuttuğunu göstermişse de, onun daha esnek bir tavır takınması mümkün. Bu da iki faktöre bağlı: Birincisi hükümetin kurulması konusunda, oğlu Serdar'ın duruşu; ikincisi de, çözüm konusunda, Ankara'nın tutumu...
Serdar Denktaş, Talat'ın başkanlığındaki bir üçlü koalisyona "evet" derse, yeni hükümet Meclis'ten rahatlıkla 32 oy alabilir.
* * *
ANKARA'nın rolüne gelince, eğer AKP hükümeti, çözüm konusunda son zamanlarda çizdiği zikzakları geride bırakıp Kıbrıs politikasını netleştirirse ve Rauf Denktaş ile bir görüş birliği sağlayabilirse, bu yol da açılabilir.
Aslında Rauf Denktaş'ı kendi görüşlerinin dışındaki bir çizgide "ikna" etmek çok zor. Ama bir başka zorluk da, "Ankara"nın kendi politikasını net biçimde belirlemesidir.
Ne var ki seçim sonucunda Kıbrıs'ta durum kilitlenmiştir. Anahtar "baba" Denktaş'ta, "oğul" Denktaş'ta ve de Ankara'dadır. Yolu açmak görevi ve sorumluluğu şimdi onlarda...