Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu seyahatin amacı, Güvenlik Konseyi'nin oybirliğiyle aldığı 1701 sayılı kararının hızla yaşama geçirilmesini sağlamaktı.Karar, Lübnan topraklarında İsrail ile Hizbullah arasında 34 gün süren çarpışmaların durdurulmasının yanı sıra, kalıcı bir ateşkesin temini için, bir uluslararası barış gücünün oluşturulmasını -daha doğrusu mevcut UNIFIL'in genişletilmesini- öngörüyor. Aynı karara göre, "mavi bereli" yabancı askerlerin gelmesiyle, İsrail deniz ve hava ablukasına son verecek, Güney Lübnan'dan çekilecek, bölgede Lübnan ordusu konuşlanacak, Lübnan güçleri Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını -UNIFIL'in de desteğiyle- sağlayacak... BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın 11 gün önce AB'nin merkezi Brüksel ile başlayan, Lübnan ve İsrail başta olmak üzere çeşitli Ortadoğu ülkeleriyle devam eden ve Türkiye'yi de kapsayan gezisinin oldukça başarılı geçtiği söylenebilir. Genel Sekreter bu yönde ilk olumlu sonucu Brüksel'de, AB liderleriyle temaslarında elde etti. Avrupalılardan 7 bin kişilik bir kuvvet için söz aldı.Annan'ın dün Ankara'daki basın toplantısında hatırlattığı gibi, Lübnan'a asker gönderilmesini bizzat isteyen Lübnan Başbakanı Sinyora bunun 15 bin kişi olmasında yarar gördüğünü söylemişti. Genel Sekreter bunun yarısını Avrupa'dan temin ettikten sonra, başka ülkelerle de temasa geçti ve gene dün Ankara'dan açıkladığı gibi, Hindistan, Çin, Gana, Endonezya, Malezya ve Katar'dan söz aldı.Genel Sekreter'in Ankara'da söyledikleri, tezkereyle ilgili tartışmalarda ifade edilen bazı kuşku ve kaygılar konusunda da açıklık getirdi. Örneğin kendisi de net bir şekilde Lübnan'a gidecek askerlerin Hizbullah'ı silahsızlandırmak görevini üstlenmeyeceğini belirtti. Aslında bu tezkerede de vurgulandığı gibi, Başbakan böyle bir talep olduğu takdirde Türkiye'nin askerini geri çekeceğini de defalarca söylemiş bulunuyor.Kofi Annan'ın açıklamalarında, bu güvencenin dışında, önemli olan diğer bir husus da, Hizbullah'ın nasıl silahsızlandırılacağı konusundaki ifadeleridir. Lübnan'da devlet dışı milis güçlerinin silahlarını bırakması kararı Taif Anlaşması'nda ve BM'nin 1559 sayılı kararında da yer alıyor. Ama Lübnan'da şimdiye kadar hükümet otoritesini tam kuramadığı için bu bir türlü gerçekleşemedi. Zor misyon Peki bu şimdi nasıl gerçekleşecek? Kofi Annan'a göre, bunu yabancılar yapamaz; Lübnan ordusu da güç kullanarak sağlayamaz. Tek çare, "ulusal uzlaşma"dır... Bu çok doğru; ama böyle bir uzlaşı için ortak bir siyasi irade ve kararlılık gerek. Annan bunun mümkün olabileceğini düşünüyor ve "başka ülkeler bunu başardı" diyerek, İspanya'da ETA'nın hükümetle anlaşıp silahlarını bırakması örneğini veriyor.İsrail'den gelen haberler de, Olmert hükümetinin Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda fazla umutlu olmadığını, şimdi asıl beklentisinin Hizbullah'a dışarıdan silah sevkiyatının engellenmesi olduğunu belirtiyor. İsrail şimdiye kadar bu amaçla Lübnan üzerindeki ablukayı sürdürmüştür. Ancak Annan'ın yoğun baskıları sonunda şimdi ablukayı kaldırmaya razı görünüyor. Nitekim Annan dünkü açıklamasında bunun 48 saat içinde gerçekleşeceği haberini verdi.Diğer önemli bir gelişme de, İsrail'in Güney Lübnan'dan, bölgedeki BM asker sayısı 5 bini bulduğu anda, çekilmeye karar vermesidir. Halen bölgede 3 bin BM askeri var. Annan bunun birkaç gün içinde 5 bini bulacağını umuyor.Bütün bu umutlar gerçekleşirse, Annan en azından kısa vadeli amaçlarına ulaşmış sayılacaktır. skohen@milliyet.com.tr Nasıl olacak?