KAFKASYA'nın önemi, istikrarı bozacak olaylar çıktığı zaman, daha iyi anlaşılıyor. Tıpkı bugünlerde olduğu gibi...
Türkiye açısından stratejik, siyasal ve ekonomik değeri Ortadoğu'dakinden daha düşük olmayan bu bölgede barış ve sükunetin bozulması, ciddi tehlikeler yaratabilir.
Kafkasya'nın Türkiye için güvenlik bakımından büyük önemi vardır. Zengin petrol ve doğalgaz havzası ve - Türkiye'ye kadar uzanan - "enerji koridoru" olarak da bölge, çok zengin bir potansiyel oluşturuyor. Ayrıca Kafkasya Türkiye'nin Orta Asya'ya açılan kapısı durumundadır.
Türk diplomasisi bu nedenle Kafkasya'ya - bölge ülkelerinin SSCB'den ayrılıp bağımsızlığa kavuştukları günden itibaren - özel bir yer vermiş, bölgesel işbirliğini en üst düzeye çıkarmaya çalışmıştır.
Bölgede istikrarın bozulması başta ABD ve Rusya olmak üzere "ilgili" ülkelerin, mevcut dengeleri altüst edecek hareketlere girişmesine yol açabilir. Bu tür dış müdahaleler sonunda Kafkasya giderek "Balkanlaşabilir" veya "Ortadoğulaşabilir"... Bu da tabii Ankara'nın hiç arzulamadığı bir durumdur...
* * *
BÖLGEDE son yapılan iki seçim, istikrarsızlık kaygısını yarattı.
Geçen ay Azerbaycan'da yapılan başkanlık seçimlerinden sonra görülen siyasal kaynaşma neyse ki pek sürmedi ve yönetimde Haydar Aliyev'den oğlu İlham Aliyev'e "yumuşak geçiş" sağlanmış oldu. Şimdi genç Başkan'ın demokratik süreci aksatmadan, öncelikle ülkenin siyasal, ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm bulmak gibi zor ve hassas bir görevi var...
Bölgede asıl kaygı yaratan olay, Gürcistan'da seçimlerden sonra ortaya çıkan kritik durumdur. Seçimlere hile ve yolsuzlukların karışması ve Başkan Edvard Şevardnadze'nin ülkedeki ağır sorunlar nedeni ile eski popülaritesini yitirmiş olması, giderek güçlenen muhalefetin sokaklara dökülmesine yol açtı.
Tiflis günlerden beri gösterilere ve şiddet olaylarına sahne oluyor. Seçimlerin sonucu henüz kesinleşmedi ama, Şevardnadze yanlısı iktidar blokunun, çeşitli muhalefet partilerinin toplam oylarının gerisinde kaldığı anlaşılıyor. Başta Ulusal Birlik lideri Mihail Saakaşvili olmak üzere, muhalifler şimdiden Şevardnadze'nin istifa etmesini istiyorlar, aksi halde halkın ayaklanacağını ileri sürüyorlar.
* * *
ŞU anda kimse Gürcistan'da olayların nasıl gelişeceğini kestiremiyor. Bir uzlaşmaya varılacak ve sükunet sağlanabilecek mi? Yoksa olaylar büyüyüp ülke kaosa mı sürüklenecek?
Bu ikinci olasılık, gerçekten kaygı vergici. Unutmamalı ki, 5 milyon nüfuslu Gürcistan'da, merkezi otorite - Şevardnadze tarafından - zaten zor sağlandı. Halen Abhazya ve Güney Osetya bölgeleri Tiflis'in kontrolünden çıkmış durumda. Yeni siyasal çalkantılar, içteki dengeleri altüst edebilir ve Gürcistan, Yugoslavya gibi dağılabilir. "Nüfuz yarışı" içinde olan ABD ile Rusya böyle bir durumda karşı karşıya gelebilir...
Türkiye Azerbaycan ile olduğu gibi Gürcistan ile de "stratejik ilişkiler" kurmuş durumda. Ancak bu ilişkilerin devamı, bölgedeki istikrara bağlı.
Ortadoğu'nun yanı sıra şimdi Kafkasya'nın karışması, Türkiye için yeni tehlikeler yaratıyor. AB ile ilişkiler, Kıbrıs sorunu, Kuzey Irak'taki durum gibi "sıcak" gelişmeler, yanıbaşımızdaki bu tehlikeleri görmemize ve dikkatle izlememize engel olmamalı...