Bu çokuluslu gücün misyonu, Somali'de patlak veren iç savaşı durdurmak ve ülkeyi istikrara kavuşturmaktı.Ne var ki, ABD'nin müdahalesi sonucunda çatışmalar daha da şiddetlendi ve BM askerleri de ülkeden ayrılmak zorunda kaldı.O günden sonra sadece Türkiye'de değil, genel olarak dünyada Somali'nin lafı pek edilmez oldu. Oysa ülke için için kaynamaya devam etti. "Savaş lordları" ve İslami radikal gruplar arasında çatışmalar giderek şiddetlendi.Bu yılın ilk yarısında "İslami Mahkemeler Birliği" savaşçıları, ülkenin birçok bölgesine ve başkent Mogadişu'ya hâkim oldular. Meşru sayılan geçici hükümet ise, kontrolü kaybetmeye başlayınca, komşusu Etiyopya'dan destek istedi. O da, Somali hükümetine askeri yardım sağlamakta gecikmedi. Bu hafta daha da ileriye giderek Somali içindeki İslamcı güçleri havadan ve karadan vurmaya başladı.İşte böylece yeni bir savaşa sahne olan "Afrika Boynuzu", dünyanın dikkatlerini çekti... Somali'nin adını, Türkiye'de çoğumuz belki de ilk kez, Org. Çevik Bir'in BM Barış Gücü'nün komutanı olarak bu Afrika ülkesinde görev yaptığı 1993'te duymuştuk. Bu savaşın gerçek nedenleri nedir ve sonuçları -sadece o bölge için değil bütün dünya için de- ne olabilir?Etiyopya'da 1997-2000 yılları arasında büyükelçi olarak görev yapan eski diplomatlarımızdan -ve halen Kültür Üniversitesi öğretim üyelerinden- Murat Bilhan'ın deyişiyle, Etiyopya'nın müdahalesinin esas nedeni, komşusunda olup bitenleri kendisi için "hayati bir tehdit" olarak görmesidir.Etiyopya'nın 75 milyon nüfusunun çoğunluğu (yaklaşık yüzde 60'ı) Hıristiyan. Müslümanların büyük kısmı ise, ülkenin doğusundaki Ogadan bölgesinde yaşıyor. Bu, Murat Bilhan'ın ifadesiyle, Etiyopya'nın "hassas" bölgesi. Burada yaşayan Müslümanlar arasında "ayrılıkçı" unsurlar var. Bunlar kendilerini Somali'ye (ki 7 milyon nüfusunun çoğunluğu Müslümandır) daha yakın hissederler. Somali'deki radikal dinci ve milliyetçi unsurlar da, Ogadanlıları kışkırtmaktan geri kalmıyorlar.Etiyopya hükümeti öteden beri Mogadişu'daki "İslami oluşum"dan ve bunun körükleyebileceği "bölücü" hareketlerden rahatsız ve kaygılı. Bu, Meles Zanavi hükümetinin Somali'ye karşı askeri harekâta geçmesinin nedenini daha açık ortaya koyuyor. Bölünme korkusu Olayın bir de Etiyopya - Somali sınırlarını aşan boyutları var. Nitekim ABD de bu işin içinde.Washington Somali'deki gelişmeleri ve özellikle radikal İslami grupların faaliyetlerini "11 Eylül sendromu" ile değerlendiriyor. Aslında son zamanlarda Somali'ye -yerel savaşçılara destek için- Afrika'dan, Asya'dan pek çok militanın akın ettiği, hatta El Kaide'nin de "İslami Mahkemeler Birliği" içinde yer aldığı haberleri geliyor. Bu da Bush yönetiminin olaya "terörle mücadele" açısından bakması için bir neden oluyor.Sonuç olarak diyebiliriz ki, Somali'deki iç çatışmalar, Somali ile Etiyopya arasındaki savaş ve dış müdahaleler, sadece bölge için değil, dünya için de yeni bir tehlike kaynağı oluşturuyor.Afrika Boynuzu eski literatürde kara Afrika'dan Hint Yarımadası'na kadar uzanan coğrafyada "medeniyetlerin bir kavşağı olarak nitelendiriliyordu. Ne yazık ki şimdi olanlar, bu bölgeyi de "medeniyetlerin çatıştığı" noktalardan biri haline getirme tehlikesini taşıyor... skohen@milliyet.com.tr Çatışma tehlikesi
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025