Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Savaşa birkaç gün kala dünya ABD’nin Irak’a karşı askeri harekata geçmesinin özellikle hukuki ve ahlaki yönünü hararetle tartışıyor...
Savaş başlayınca, cepheden gelecek haberlere göre, işin askeri ve insani yönleri konuşulacak...
Savaştan sonra ise, Irak’ın ve bölgenin geleceği konusu - yani siyasi ve ekonomik boyutu - görüşmelere hakim olacak...
Şu sırada Irak krizi akademik veya insancıl açıdan (ve de idealist bir yaklaşımla) ele alınırken, savaş ve hele savaş sonrası dönemde, daha pragmatik biçimde değerlendirilecek. Büyük olasılıkla halen savaşa karşı çıkan birçok ülke, o aşamada kendi ulusal çıkarlarının da öne çıkması ile, Irak’ta ve bölgede yeni düzenin oluşması sürecine katılmak isteyecek.
Özellikle bölgede çıkarları olan Fransa, Almanya, Rusya gibi ülkeler, Irak’a karşı savaşı neredeyse tek başına yürütecek olan ABD’yi, Saddam sonrası dönemde, kendi başına bırakmamak için devreye girmekte tereddüt etmeyecekler...
***
ABD’nin Irak’ı vurmak üzere olduğu şu sırada, birçok kavramlar tartışılıyor: Yasallık, meşruiyet, tek yanlılık, önleyici müdahale gibi...
Bush yönetiminin BM Güvenlik Konseyi’nden yeni bir karar çıkartmadan Irak’a karşı güç kullanması "legal" ve "meşru" bir hareket midir? ABD’nin şimdi Bush doktrini adı altında "tek yanlılık" ve "önleyicilik" ("unilateralism" ve "pre - emtiveness") esaslarını öne sürerek böyle bir eyleme geçmesi kabul edilebilir mi?
İşte fevkalade hararetli bir tartışma konusu! Genelde Amerikan ile Avrupalı fikir adamları (ve tabii politikacıları) birbirine zıt görüşler öne sürüyorlar.
Birincilere göre, ABD’nin Irak’ı Güvenlik Konseyi’nden yeni bir karar çıkartmadan vurması, "legal" olmasa da, "meşru" sayılır. 1999’da ABD Kosova’ya aynen benzer şartlarda (Güvenlik Konseyi kararı olmadan) müdahale etmişti. Fransa ve diğer ülkelerin de geçmişte, kendi çıkarlarını, "meşruiyet"in önüne koyup harekete geçtikleri görülmüştür...
İkinci görüşü savunanlara göre ise, ABD’nin Güvenlik Konseyi’ni ve uluslararası kamuoyunu hiçe sayıp tek yanlı müdahaleyi göze alması, hukuki ve etik bakımdan yanlış, siyasi bakımdan da BM’yi sarsacağı, Batı içindeki dayanışmayı yok edeceği için, zararlıdır...
Bu tartışmalar devam ede dursun, Washington "might is right" (güç haklıdır) düşüncesi ile Bush doktrinini uygulamaya koyuyor...
***
HALEN dünyanın karşılaştığı manzara, aslında tarih boyunca süregelen durumdan farklı değildir...
Eskiden olduğu gibi bugün de güçlü ülkeler moral değerleri bir yana bırakıp kendi iradelerini (hangi gerekçe veya bahane ile olursa olsun) kabul ettirmek peşindedir... Bir de genelde büyük veya küçük tüm ülkelerin politikalarını belirleyen de, kendi çıkarlarıdır.
Bunlar hoşa gitmeyen ve bazen de çok pahalıya mal olan uygulamalardır. Ama ne yazık ki, realite de budur. Bu realitenin diğer bir yönü de, sık sık lafı edilen "çifte standart" ile ilgilidir. Bundan şikayet edenler de doğrusu çıkarları bunu gerektirdiğinde, aynı şekilde hareket etmekten geri kalmıyorlar...