Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hemen belirtelim ki, Dink suikastının dış dünyada yarattığı şok, başta Türkiye'den gelen bazı olumlu sinyaller üzerine umut yarattı. Türk halkının tepkisi, hükümetin hassasiyeti, katilin ve diğer zanlıların hızla yakalanması, cenazeye Ermenistan'dan ve diasporadan önemli kişilerin katılması ve hatta bir Ermenistan yetkilisiyle görüşmenin yapılması, dış çevrelerde şaşkınlık ve sempati yarattı.O kadar ki bazı Avrupa gazeteleri, bu trajik olayın "Türkler ile Ermeniler arasında buzların erimesi" ve soykırımla ilgili tartışmaların da bir gerginlik kaynağı olmaktan çıkması için bir "fırsat" olabileceğini öne sürdüler...Bir bakıma bu menfur saldırının akisleri, 1999 Marmara depreminin Türkiye ile Yunanistan arasında yol açtığı yakınlaşmayı anımsattı. İki olay birbirinden çok farklı tabii; ama en azından benzer tarafı, sivil toplumun, halk yığınlarının anında ve içten tepki göstererek karşılıklı anlayış ve sempati yönünde bir adım atmasıdır. Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinin yarattığı hava Türkiye'nin Ermeni sorunu bağlamında dış ilişkilerini nasıl etkiler? Bu olay Ankara ile Erivan ve de Ermeni diasporası arasında bir yakınlaşmaya yol açabilir mi? Bunun bazı ülkelerde parlamentoların Ermeni yanlısı kararlar çıkarma eğilimine yansıması nasıl olur?.. Türk-Yunan yakınlaşmasında temel düşünce şuydu: İki tarafın liderleri, aralarındaki sorunların kolayca, hızla halledilemeyeceğinin bilincindeydiler. Ama iki komşu ülkenin barış içinde yaşaması için mutlaka diyalog kurmaları gerektiği kanısındaydılar.Nitekim bu politika sayesinde sivil toplumun önayak olduğu yumuşama havası hâkim oldu. Aslında siyasi anlaşmazlıklar giderilemedi, ama iki taraf da "sorunlarla beraber yaşamayı" öğrendi...Böyle bir "model" Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin "normalleştirilmesi"nde uygulanabilir mi?İki komşu ülke arasında diplomatik ilişkiler kesik. Sınır kapalı. Resmi temas yok.Ankara normal ilişkilerin kurulması için bazı önşartlar koşuyor. Örneğin Ermenistan'ın Karabağ'daki işgaline son vermesi ve Azerbaycan'la uzlaşması gibi. Türkiye soykırım iddialarını incelemek için ortak bir komisyon kurulmasını istiyor.Dink'in cenaze töreni için İstanbul'a gelen Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Arman Kirakosyan, "şartsız olarak ilişkilerin kurulması"nı önerdi. Ama anlaşılan bu görüşmede iki taraf da bilinen pozisyonlarını tekrarlamakla yetindi. "Ege modeli" Ankara ile Erivan arasında ilişkilerin normalleştirilmesi aslında göründüğü kadar basit bir olay değil. İki taraf için de birtakım komplikasyonlar var.Ama (Türk-Yunan ilişkilerinde olduğu gibi) siyasi irade ve cesaretle bu zorlukların üstesinden gelinebilir. Gelinmeli de...Ankara'nın Erivan ile ilişki kurması, diasporayla da daha iyi bir anlayışın sağlanması, hatta birtakım ülkelerin jenosit iddiaları lehinde tavır almasının önlenmesi imkânını yaratabilir.Böyle bir açılımın, örneğin Ermeni tasarısının ABD Kongresi'nden geçmesini engelleyeceği veya diasporadaki militanların giriştiği kampanyaları durduracağı garantisi yoktur tabii. Ama şimdiye kadar izlenen politika da bu olumsuzlukları önleyememiş, üstelik Türkiye'nin birçok ülkeyle ilişkileri de bu yüzden zedelenmiştir.Dink cinayetinin ardından oluşan hava, yeni stratejiler denemek için bir fırsat oluşturabilir. Şimdi iki taraf için de bu yönde ortak adımlar atmanın zamanıdır. skohen@milliyet.com.tr Açılım fırsatı