Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye açısından her şey fevkalade iyi geçti. İKÖ - AB Ortak Forumu herhalde Türk diplomasisinin son yıllarda gerçekleştirdiği en başarılı girişim olarak anımsanacak. Fikir kadar, zamanlama, organizasyon, katılım oranı, toplantıların entelektüel düzeyi, ev sahibi olarak Türkiye'nin oynadığı rol... hepsi mükemmel... On üzerinden on!
Ya sonuç?
Tabii amacın daha başta nasıl belirlendiğini anımsamak gerek. Amaç, konferansın sonunda yayımlanan basın bildirisinde de belirtildiği gibi, farklı uygarlıklara sahip ülkeler arasında - diğer bir deyişle İslam dünyası ile Batı arasında - karşılıklı anlayış, uyum, hoşgörü sağlamak ve bir diyalog ortamı yaratmaktı. Bunlar gerçekleşti. Hatta bu diyaloğun devamı bağlamında, İKÖ ile AB'nin "troika"larının Katar'da yılın ikinci yarısında bir araya gelmesine de karar verildi. Böylece "İstanbul ruhu"nun canlı tutulmasına çalışılacak...
* * *
FORUMDA özellikle İslam dünyasının karşılaştığı çeşitli siyasal sorunlar tartışılmadı (yeri değildi çünkü); ama özellikle bazı Arap ülkelerinin ısrarı üzerine, bildiriye "Ortadoğu meselesi" ile ilgili bir paragraf kondu.
Uzun tartışmalardan sonra "yuvarlak ifadeler" ile değinilen sorun, - bu isim kullanılmamakla beraber - Filistin meselesidir. Forum, bu sorunun uluslararası yasalar ve Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde adil biçimde çözümlenmesi gerektiğini belirtti. Bu çerçevede, AB'nin benimsediği ve Arap ülkelerinin de desteklediği "iki devlet" çözüm şeklinin (yani Filistin devletinin ilanını öngören formülün) barışa hizmet edeceğini bildirdi.
Aslında Araplar, bildiriye İsrail'i suçlayan daha net ifadeler konmasını istiyorlardı. Ama bu şekli ile dahi, forumdan böyle bir paragraf içeren bir belge çıkması, Araplar ve İKÖ için bir başarı sayılır.
Bu arada, "iki devlet" formülüne de değinilmesi anlam taşıyor. Böylece AB, son olarak ortaya attığı bu çözüm formülünü uluslararası platforma taşımak ve inisiyatifine (ABD karşısında da) güç katmak olanağını bulmuş oldu...
* * *
BU tür geniş konferanslarda "esas iş" koridorlarda veya küçük toplantı salonlarında yapılır. Forum sırasında pek çok "ikili temas" oldu. Türkiye'yi yakından ilgilendiren iki konuda da önemli görüşmeler gerçekleşti.
IRAK konusunda konuk Dışişleri Bakanı Naci Sabri önceki gün Başbakan Ecevit, dün de Dışişleri Bakanı Cem ile görüştü. Başbakan dünkü demecinde Irak pozisyonunda bazı olumlu adımlar gözlediğini söylerken, Cem "fazla bir değişiklik görmediğini" belirtti. Belli ki, Bağdat BM denetimcileri sorununu yeni bir pazarlık konusu yapmaya niyetli. Her halükarda, Ankara Irak'la diyaloğu sürdürüp zemin yoklamaya devam etmek eğilimde...
EGE
konusunda Cem - Papandreu görüşmesi, beklenen somut sonucu verdi: Türk ve Yunan Dışişleri müsteşarları yakında bir araya gelip Ege sorunlarını tartışmaya başlayacak. Tam olarak neler görüşüleceği hususunda bir açıklık yok. Yunan tarafı kıta sahanlığını tek konuşulacak sorun olarak gösteriyor. Ama bu tartışılırken, karasuları ve hava sahası gibi anlaşmazlıklar da kendiliğinden masaya gelecek. Sonradan bu görüşmeler nasıl gelişir? Bunu göreceğiz. Ama önemli olan, iki tarafın da Ege için çıkar yol olarak diyaloğu seçmiş olmasıdır.
Forumun diğer uyuşmazlıklar için öngördüğü gibi...