Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



BUGÜNLERDE "türban"ı bütün dünya tartışıyor! Türkiye'yi uzun zamandır meşgul eden bu sorun, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın önceki günkü konuşmasından sonra, sadece kendi ülkesinin değil, Avrupa'nın (hatta ABD'nin de) gündemine oturdu...
Mesele "laiklik", "dini özgürlük" ve "toplumsal entegrasyon" gibi temel ilke ve kriterleri kapsadığı için, polemiğe çok müsait. Nitekim Chirac'ın devlet okullarında ve kamu mekanlarında türban, haç ve kipa gibi dinsel simgelerin yasaklanacağına dair açıklaması, sadece siyasi değil, felsefi ve ideolojik tartışmalara yol açmış bulunuyor.
Bu tartışmaların ilginç bir yönü de, bu konuda Fransa ile birçok Avrupa ülkeleri arasında derin farkları yüzeye çıkarmış olmasıdır.
Daha geçen hafta AB zirvesi sırasında, yeni AB anayasası üzerinde Fransa ile İspanya - Polonya "ekseni" arasında çıkan anlaşmazlık, bu konudaki çalışmaların ertelenmesine yol açmıştı. Irak gibi güncel dış politika konularında AB içindeki ve Atlantik'in iki yakası arasındaki sürtüşmeler de malum.
Şimdi bunlara "türban" meselesi etrafındaki görüş ayrılıkları da ekleniyor...
***
CHIRAC konuşmasında, laikliği, "Cumhuriyet'in temel değerleri" çerçevesinde, mantıklı argümanlarla savundu. Fransız lider Cumhuriyet'in temel ilkelerinden biri sayılan laikliği korumak için öngörülen önlemlerin, aslında kadın - erkek eşitsizliğini gidermek, toplumsal entegrasyonu gerçekleştirmek için gerekli olduğunu söylerken de "laiklik müzakere edilmez, okullar laik kalacaktır" gibi kesin bir ifade kullandı...
Fransa Katolik ruhban sınıfının baskılarına karşı devlet ile kiliseyi ayırmaya karar verdiği 18. yüzyılın sonlarından bu yana bu ilkeye çok önem vermiştir. Bu bakımdan Fransa, İngiltere başta olmak üzere diğer birçok Avrupa ülkelerinden (ve hele ABD'den) oldukça farklı bir siyasal ve sosyal yapıya sahiptir.
Dolayısı ile Chirac'ın açıklamasını, öncelikle bu tarihi ve ilkesel çerçeve içinde değerlendirmek lazım.
***
ANCAK, kararın ilanından sonra birçok Fransız politikacısının ve aydınının belirttiği gibi, Cumhurbaşkanı'nın bu tavrı, "siyasal" bir nitelik de taşıyor. Gerçekten Fransa'da yönetimi böyle bir karar almaya iten önemli bir neden de, sayısı 5 milyonu geçen Müslüman toplumu içindeki "köktendinci" akımın - ve bunun bir göstergesi sayılan "türban" ile ilgili "dayatmaların" - uyandırdığı kaygıdır.
"Le Monde" gazetesinin Chirac'ı böyle bir tavır almaya sevk eden nedenleri inceleyen baş yazısına "Korku Politikası" başlığını koyması, anlamlıdır. Gazetenin belirttiği gibi, bu kararın nedeni türbanın, bir "tehdit" olarak algılanmasıdır. "Ne var ki bu kaygı toplumun bir kesimini (yani Müslümanları)" entegrasyondan daha da uzaklaştıracaktır"...
Fransa'da bu polemik kızışadursun, birçok Avrupa ülkesi de "Fransız modeli" laikliği tartışıyor. Gene "Le Monde"un bildirdiğine göre "Londra'da, Berlin'de, Brüksel'de de türbana veya çarşafa hoş bakılmıyor; ama Fransa'nın koyduğu yasak da özgürlük konseptine ters düştüğü için yadırganıyor"... Ayrıca ABD'den gelen tepkiler de bu doğrultuda...
Anlaşılan bu Fransız modeli daha çok tartışılacak...