Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinin Türkiye'nin siyasal yaşamında ve Ankara'nın uluslararası ilişkilerinde yol açabileceği sonuçları, yabancı çevrelerde bu olayın yarattığı yeni beklentileri bundan sonraki yazılarımızda değerlendireceğiz.Bugün eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in vefatı üzerinde durmak istiyoruz.Önce kişisel bir anı ile başlayayım.Cem ile 1963'te "Milliyet"in eski binasında tanıştım. O tarihte Lozan Üniversitesi'nden mezun olmuş, Türkiye'ye yeni dönmüştü. Gazeteci olmak istiyordu. Bunu gerçekleştirmek için de, yakın akrabası Abdi İpekçi'ye başvurmuştu.Ben o sırada "Milliyet"in Dış Haberler Servisi'ni yönetiyordum. Bir gün Abdi İpekçi odasına çağırdı ve bana genç (o zaman 23 yaşındaydı) Cem'i tanıştırdı. "Cem iki yabancı dil biliyor, dünya meseleleriyle ilgileniyor. Düşündüm, bir süre senin yanında çalışıp yetişsin" dedi...Cem bilgisi, çalışkanlığı, zekâsıyla işi kısa zamanda benimsedi, birkaç ay sonra da ilk imzalı yazılar yazacak duruma geldi. Hafta içinde bir dış seyahat sırasında aldığımız iki kara haberin yankıları, yurt içinde ve dışında yayılmaya devam ediyor. İsmail Cem Dışişleri Bakanı olduğu 1997 yılında, İstanbul'da düzenlediği ilk basın toplantısında, benim ilk sırada oturmamı istedi. Sözlerine başladığında kendisini her zaman gazeteci saydığını ve bu nedenle meslektaşlarıyla bir arada olmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Ardından gazeteciliğe nasıl başladığını da anlatarak bu satırların yazarı için "Benim ilk gazetecilik hocam" diyerek iltifatta bulundu...Bu jest dahi, İsmail Cem'in ne kadar efendi, alçakgönüllü ve ince bir insan olduğunu gösteriyor.Cem yaşamı boyunca kendisini öncelikle gazeteci ve yazar saymış, meslektaşları da siyasetçi, hatta bakan sıfatıyla onunla birlikte oldukları hallerde kendisini "bizden biri" olarak görmüştür.Cem gazeteci ve yazar olarak değindiği konulara, daima analitik bir yaklaşımla ve eğitici, yol gösterici bir anlayışla eğilmiştir.Gazetelerde yıllar boyunca yayımlanan yazıları da hep bu yapıcı ve uzlaşıcı yaklaşımını yansıtır. Görüş ayrılıklarını dahi kendisine özgü ılımlı üslubuyla ifade etmesini bilmiştir. "Bizden biri".... Aynı nitelikleri siyasete de yansımıştır. Cem Türk siyasi hayatında az rastlanan bir efendilikle, ileri demokrasilerde görülen standartları uygulamıştır. Yersiz kavgalardan uzak durmuş, uzlaşıcı davranmıştır.Çok yönlü nitelikleri arasında İsmail Cem'in Dışişleri Bakanı olarak çok başarılı bir performans gösterdiğini herkes (yabancılar dahil) biliyor. Yunanistan'la yakınlaşmada üstlendiği rol, bu başarıların başında geliyor. Dış politikada ülke çıkarlarını korurken, aynı ılımlı ve pragmatik davranışı göstermesi başarılarının başlıca sırrıdır.Ne yazık ki onu erken kaybettik. Bununla beraber geriye ister politikada, ister diplomaside, ister yayın hayatında olsun, şimdiki ve bundan sonraki kuşakların örnek alacağı çok şey bırakmış bulunuyor."Veda" adlı şiirindeki şu mısra, onun vasiyeti olsun:"Ben elimden geleni yaptım,Gerisini siz tamamlayın"... skohen@milliyet.com.tr "Veda"daki vasiyet
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025