Bütün dünyayı etkileyen iklim değişikliğine veya daha bilimsel deyimiyle, "küresel ısınma" olayına değineceğiz.Bu konu, son yayımlanan iki raporla, dünyanın gündemine oturmuş bulunuyor.Bu raporlardan biri, ünlü İngiliz ekonomisti Sir Nicholas Stern tarafından hazırlandı. Diğer rapor ise Birleşmiş Milletler'e ait.Mori kamuoyu araştırma kurumunun düzenlediği bir ankete göre, İngilizler küresel ısınmayı bir numaralı tehdit olarak görüyorlar. Ülkeyi hedef alan terörizm bile, onların gözünde, ikinci planda kalıyor. BİR sürü "ciddi sorun" varken, "hava"dan söz edilir mi? Biz burada erken gelen soğuktan, yağmurdan, selden bahsetmeyeceğiz tabii. Sir Nicholas'ın hazırladığı 700 sayfalık rapor, küresel ısınmanın nasıl artmakta olduğunu ayrıntılı olarak inceledikten sonra, şu uyarıda bulunuyor: Eğer, dünyayı saran iklim değişikliği hızla frenlenmezse, insanlık önümüzdeki yıllarda büyük bir felaketle karşılaşacak.Yerküresi üretim ve tüketimde salınan karbondioksit nedeniyle, giderek ısınıyor. Özellikle sanayiden ve trafikten kaynaklanan bu gaz emisyonları yüzünden kutup bölgesinde dahi buzullar erimeye başladı.Biz geçenlerde yaptığımız Alaska gezisinde son yarım yüzyıl içinde buzullar diyarında 4 derecelik bir ısınma sonunda yer yer karların eridiğini, bunun da canlı hayat üzerinde değişikliklere yol açtığını gözlemiştik...Stern raporuna göre, dünyada önümüzdeki yıllarda 4-5 derecelik bir ısınma olursa, Akdeniz'in yarısı yok olacak, Kuzey Kutbu'nun bitki örtüsü ortadan kalkacak, Londra, New York gibi büyük kentler deniz seviyesinin yükselmesi tehlikesiyle karşılaşacaktır.Rapor, iklim değişikliğinin birçok bölgede su baskınları, kuraklık, açlık, hastalık, birçok hayvan türünün yok olması, büyük çapta ekonomik krizler ve göçler gibi vahim sonuçlara yol açacağını da belirtiyor...Sir Nicholas buna karşı alınması gereken önlemleri de sıralıyor. Örneğin, karbondioksit salımlarının frenlenmesi için enerjide alternatif kaynakların kullanılmasını, üretimde yeni yöntemlere başvurulmasını, tüketimin kısılmasını öneriyor. Felakete doğru... BM İklim Değişikliği Sekretaryası'nın yayımladığı raporda karbondioksit salımları bağlamında Türkiye'ye direkt bir atıf var. Kırk ülkenin incelendiği raporda, Türkiye 1990-2004 yılları arasında emisyonlarda "en hızlı artış kaydedilen ülke" olarak yer alıyor. Türkiye'nin 2004'te atmosfere saldığı karbondioksit 294 milyon tonu buluyor...Türkiye'nin çevre konusundaki duyarsızlığını hepimiz (özellikle büyük kentlerde yaşayanlarımız) günlük yaşamda kolaylıkla fark ediyoruz. Maalesef bu konuda alınan -ve uygulanan- önlemler yetersiz. Halk bu konuda henüz pek bilinçli değil. Üretimden veya taşımacılıktan kaynaklanan emisyonların bırakın küresel ısınmaya, günlük hayata, sağlığa yansımaları da ciddiye alınmıyor.Çevreci sivil toplum kuruluşu TEMA'nın kurucusu Nihat Gökyiğit'e göre "Türkiye'nin üretim ve tüketim biçiminde değişiklik yapmaya ihtiyacı var... Bu, eski alışkanlıklara, bu arada tüketim çılgınlığına son vermeyi gerektirir."Türkiye'nin bu konuda yapması gereken çok şey var. Ama her şeyden önce, çevresel sorunların önemini ve ciddiyeti konusunda bilinçlenmeyi ülke çapında hızla sağlamak lazım... skohen@milliyet.com.tr Türkiye'nin "rekoru"!
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025