Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dün "Türk-Amerikan İş Konseyleri"nin yemekli toplantısında konuşan Başbakanın dış ilişkiler danışmanı, AKP Milletvekili Egemen Bağış, Türk-ABD ilişkilerinin şimdiki durumunu bu sözlerle ifade etti. Günlerden beri sık sık tekrarlanan "Amerikan aleyhtarlığı, gerginlik, kriz" gibi terimleri kullanmamayı ve kamuoyu düzeyinde ortaya çıkan rahatsızlığı, "hassasiyet" diye nitelendirmeyi tercih etti.Bağış, konuşmasında, Türkiye ile ABD arasında halen hükümetler düzeyinde bir krizin veya gerginliğin yaşanmadığı ve iki tarafın da diyaloğu sürdürmeye ve ilişkilerini geliştirmeye kararlı olduğu mesajını verdi.Başbakan Erdoğanın dün Ankarada AKP Meclis Grubunda söyledikleri de bu doğrultuda idi...***SON haftalarda Türkiyedeki "Amerikan aleyhtarlığı" konusunda büyüyen tartışmaların gerek Washingtonda, gerekse Ankarada ciddi rahatsızlıklar yarattığı çok açık. Şimdi resmi ağızların bu sıkıntıyı hafifletici sözcükler kullanarak gidermeye çalıştığı görülüyor. Türk-ABD ilişkilerinin önemine ve yararına inanan herkes elbet bu yaklaşımı yerinde bulacaktır.Şu da bir gerçek ki, Türk kamuoyunda son zamanlarda ABDye karşı esen havanın bir çırpıda dağılması mümkün değil. Bu aleyhtarlığın daha önceki yazılarımızda incelediğimiz çeşitli nedenleri var. Ancak ABDye ideolojik saplantıları veya önyargıları nedeniyle düşman gözüyle bakan marjinal çevrelerin dışında, daha geniş kitleler arasında -daha çok Bush yönetiminin politikaları sonunda- yayılan anti-Amerikanizmin giderilmesi de zaman alacaktır.Türk-ABD ilişkilerinin bu duygulardan sıyrılıp rayına oturmasında -iki tarafta da- yöneticilere, politikacılara, sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya büyük görev ve sorumluluk düşüyor.***ANKARAda ve Washingtonda liderlerin ve hükümetlerin bu yönde adım atması nispeten daha kolay. Şimdi resmi düzeyde iki tarafın da böyle bir kararlılık içinde olduğu görülüyor.Egemen Bağışın belirttiği gibi iki tarafın da yapması gereken şeylerden biri, sorumlu mevkilerde bulunanların sözlerine dikkat etmesidir. Açıkçası son dönemde ileri geri laf edenler, sorumsuzca davrananlar oldu. Bundan böyle kışkırtıcı beyanlardan bilhassa kaçınmak, uyuşmazlıkları tribünlere seslenerek değil, normal diplomatik yollara başvurarak halletmek lazım.Kuşkusuz kamuoyunun özellikle Kuzey Irakla ve PKK ile ilgili beklentileri, bunların yerine getirilmemesinden kaynaklanan düş kırıklıkları, hatta öfkesi var. Amerikan aleyhtarlığında (sadece ideolojik saplantılar veya dezenformasyon değil) bu faktörler de büyük rol oynuyor.Ne var ki, bu sorunların halli düşmanlık yaratmakla, ipleri daha germekle hiç olmaz. Tek yol gene serinkanlılıkla ve sağduyu ile hareket edip, çözüm için işbirliğini sürdürmektir... skohen@milliyet.com.tr TÜRKİYE ile ABD arasında, yöneticiler düzeyinde, bir gerginlik yok... Önceki gün Brükselde gerçekleşen Bush-Erdoğan görüşmesinin de ortaya koyduğu gibi, liderler samimi bir diyalog içindeler... Son zamanlarda yaşanan konjonktürel iletişim sorunları abartılmamalı, ilişkiler duygusallığa terk edilmemeli... Mevcut hassasiyetleri çözmeye çalışırken, geriye değil, ileriye bakmalı, ilişkilerin stratejik önemi daima göz önünde bulundurulmalı...