İktidarda iken Saddam giriştiği savaşlar için sık sık "harplerin anası" terimini kullanırdı. Bu kez, darağacında meydana gelen "hataların anası", düşmanlarını ne kadar rezil ettiyse, kendisini de o kadar kahramanlaştırdı. Hem de sadece Irak'ta değil, bölge ülkelerinde ve hatta bütün dünyada...İnfazın linç halini alması, o gayri insani ve iğrenç görüntülerin TV ekranlarına ve gazetelere yansıması, gerçekten genel bir infial yarattı. ABD, Irak'ın "egemen" bir ülke olduğunu öne sürerek, idam kararı ve infazla ilgili davranışın sorumluluğunu El Maliki yönetimine yükledi. Oysa Washington'un Irak'ın "egemenliği" ile ilgili argümanı, olayları yakından izleyenlerle adeta alay eden bir saçmalık...El Maliki hükümeti de, benzer bir şaşkınlık içinde, kendisini temize çıkarmaya uğraşıyor ve o "idam orjisi"nin suçlusunu -örneğin gariban gardiyanlar arasında- arıyor! BAYRAM arifesinde idam edilen Saddam Hüseyin, infaz sırasında ve sonrasında olup bitenlere herhalde mezarında gülüyordur... Irak'ta şimdi yönetime "malik" oluveren Şiilerin Saddam'ı (Yargıtayın onayı çıkar çıkmaz) neden idam etmek istedikleri belli. Birinci sebep, intikam almak. İkincisi ise, başkalarının müdahale edip infazı engellemesine meydan vermemek. Üçüncüsü de, "Şii gücü"nü kanıtlayıp Sünni kesime gözdağı vermek...Bu duygular içinde, El Maliki gibi ulusunu birleştirmek ve istikrara kavuşturmak görevini üstlenen bir lider dahi, bunun nasıl gelişebileceğini öngöremedi. "Hataların anası"nın ardından duyulan pişmanlık ise, pek fayda etmeyecek.Nitekim şimdi Irak'ta mezhep çatışmaları daha da kızışıyor, Şii-Sünni uçurumu daha derinleşiyor. Böyle bir ortamda Irak'ta iç savaş sınırlarına dayanmış olan şiddet döngüsünün sona ermesi, çeşitli kesimler arasında bir ulusal uzlaşmaya gidilmesi ve Irak'ın birlik içinde yeniden yapılanması şansları çok daha zayıflıyor.Irak'ta Saddam'ın idam edilmesini (zamanı ve şekli bir yana) onaylayanlar, Şiiler ile Kürtlerdir. İki kesimde de Irak diktatörünün geçmişteki baskılarından ve zulmünden acı çekmiş bir hayli insan var. Ayrıca intikam duygusu şimdi iki unsuru birbirine daha yakınlaştırıyor. Esasen bir süredir siyasette de aynı safta görünüyorlar.Bu durum Sünnileri daha aktif davranmaya ve şiddete başvuran radikal unsurlara destek vermeye itebilir. Yeni cepheler İdamın ve infaz şeklinin yarattığı şok dalgaları, Arap dünyasını da etkileyecek boyuttadır. Sünni Arap ülkelerinde gösterilen sert tepkiler, bölgede de yeni bir Sünni-Şii kamplaşmasının işaretini veriyor.Saddam'ın idamından memnunluk duyan İran, komşusunda "Şii gücü"nün artmasını da kendi stratejik çıkarlarına uygun görüyor. Bu da, tabii (Suudi Arabistan başta olmak üzere) bazı Sünni Arap ülkelerinin kaygılanmasına (ve karşı tedbirler düşünmesine) yol açıyor...Türkiye açısından bütün bu oluşumlar endişe verici. Ankara'nın resmi politikası, Irak'ın toprak bütünlüğünü ve ulusal birliğini koruyarak bir an önce istikrara kavuşmasını amaçlıyor.Oysa hele Saddam'ın idamından sonra, bunun gerçekleşmesi olasılığı daha da zayıflıyor. Yukarıda kısaca çizdiğimiz tablo, ne yazık ki Ankara'nın istek ve beklentileri doğrultusunda değil.Bugün Irak'ta ve bölgede görülen durum, "başkalarının" hatalarının sonucu da olsa, Türkiye'yi de etkiliyor. Bu bakımdan Türk diplomasisi 2007 yılında bu alanda da epey zorlanacak... skohen@milliyet.com.tr Şok dalgaları!
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025