Bu karışıklığın nedeni, Dışişleri Bakanı Yaşar Yakışın ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz ve İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ile görüşmelerinden sonra verdiği demeçtir. Yakışın "gerekli olduğunda Türkiyenin hava sahasını ve tesislerini (ABDnin kullanımına) açabileceğini" söylemesi, dünya basınına Ankaranın bu yöndeki yeni ve kesin bir kararı şeklinde yansıdı. Dışişleri Bakanlığı böyle bir izlenim edinilmiş olduğunu tespit eder etmez, bunu düzeltmek için, bir açıklama yapmak gereğini duydu. Bakanın da onayı ile yapılan bu açıklamada, Türkiyenin böyle bir taahhütte bulunmadığı, görüşmelerde sadece çeşitli seçenekler üzerinde durulduğu belirtildi.Tabii Bakanın demeci ile bakanlığın açıklamasındaki farklı ifadeler, bir dizi soruya yol açtı: Acaba Bakan, kendi kadrosu ile ve güvenlik ile ilgili kurumlarla (özellikle Genelkurmay ile) istişare etmeden mi bu sözleri sarf etti? Bu konuda bir eşgüdüm eksikliği mi oldu? Bu bir acemilik veya dikkatsizlik eseri mi, yoksa bir tutum değişikliği mi?***BÖYLE kritik bir dönemde yanlış anlamalara neden olan çelişkili bir durumun ortaya çıkması, gerçekten talihsizlik. Ancak Bakanın basın toplantısında söylediklerinin sadece bu bir - iki cümlesini alıp - bakanlığın açıklaması ile karşılaştırarak - Ankaranın olası ABD operasyonundaki rolü konusunda çelişki içinde olduğu sonucunu çıkarmak da pek doğru değil.Nitekim Bakan da diğer soruları yanıtlarken, Irak konusunda Türk politikasının bilinen parametrelerini vurguladı. Ancak üsler ile ilgili sözleri, henüz olgunlaşmamış, netleşmemiş bir tavır ile ilgili prematüre bir beyandı.Dün yetkililerden aldığımız bilgilerin ışığında, Türkiyenin bu aşamadaki pozisyonunu şöyle değerlendirebiliriz: Türkiye, Irak için savaş çıkmasını hiç istemiyor. Hele Irakın Güvenlik Konseyinin son kararına uymasından sonra, barışçı çabaların devamını zorunlu görüyor. (Bakan bunu demecinde belirtti)...ABDnin Iraka karşı askeri harekata girişmesi için, bunun meşruiyet temeline iyice oturması, yani Konseyden bir ikinci kararın çıkması gerekir. (Yakış buna da değindi)...Türkiye, ancak bu şartların oluşması halinde, böyle bir müdahaleye destek verebilir. Bu bağlamda, ortak kullanımlı (İncirlik gibi) üslerini ve hava sahasını açabilir. Ne var ki, bu halen müzakere konusudur ve Türkiye bir taahhütte de bulunmuş değildir. (Bakan, dün bunu yeni bir açıklama ile vurgulamak zorunda kaldı)...ABD Türkiyeden bazı yeni taleplerde bulundu: Bazı limanlarının da açılmasını, Amerikan askeri birliklerinin Türkiyede konuşlandırılmasına izin verilmesini istedi. Bunlar Ankarada tartışıldı, ancak herhangi bir karar alınmadı. (Yakış Türkiyenin on binlerce Amerikan askerinin konuşlandırılmasını istemediğini açıkça belirtti)... Ankaradaki yoğun diplomatik trafiğin Irak boyutunda yapılan çeşitli beyanlar ve açıklamalar, kafaları iyice karıştırdı. Öyle ki, şimdi Türkiyenin Iraka karşı olası bir Amerikan askeri müdahalesine aktif katkıda bulunmaya razı olup olmadığı, Ankaranın bu konudaki politikasının değişip değişmediği soruluyor. ANKARAnın bu pozisyonuna dün Wolfowitzin NTVye verdiği demeç de biraz daha ışık tuttu. Onun ifadesine göre, ABD Türkiyenin daha aktif katılımını bekliyor; ama örneğin üsler konusunda henüz somut bir karar veya anlaşma yok. Bu konu ile ilgili planlar tartışılıyor. Detaylar önümüzdeki günlerde daha konuşulacak...Öyle anlaşılıyor ki, Ankara belirli şartların yerine getirilmesi halinde, hava sahasını ve üsleri açabileceği sinyalini verdi. Ama bunun pazarlığı daha devam edecek. Dolayısı ile, "Türkiye buna razı oldu" demek şu anda doğru değil. Üstelik bu Türkiyenin pazarlık gücünü de zayıflatır... skohen@milliyet.com.tr ***
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025