Dün yayımlanan bu raporun özü şu: Kerkük, her an patlamaya hazır bir barut fıçısı durumunda... Eğer Kürtler seçimlerden sonra Kerkük bölgesini kendi hâkimiyetleri altına almaya kalkışırlarsa, ciddi etnik çatışmalar çıkabilir, bu da Irakın ve bölgenin geleceğini tehdit edebilir...Böyle bir durumda, Türkiyenin müdahalesinin söz konusu olabileceğine işaret edilen raporda, bütün bu olumsuzlukların önlenmesi için, BMnin ve ABDnin daha aktif olarak devreye girmesi, hatta Genel Sekreter Kofi Annanın Iraka bu amaçla özel bir temsilci göndermesi çağrısı da yapılıyor...***RAPORDAKİ tespitler ve tavsiyeler, Türkiyenin haftalardan beri giriştiği diplomatik çabalar ve yaptığı uyarılar doğrultusundadır. Son olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün BM Genel Sekreterine benzer bir çağrıda bulunması, ayrıca Ankaranın ABD, İngiltere ve diğer ilgili ülkeler nezdinde temaslar yapması da bunu gösteriyor...Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Başbuğun dünkü basın brifinginde söylediklerini de bu çerçevede değerlendirmek lazım. Org. Başbuğ, Kürtlerin Kerkükün nüfus yapısını değiştirmeye ve seçim sonuçlarını kendi emelleri doğrultusunda etkilemeye yönelik çabalarının yarattığı potansiyel tehlikeleri net olarak belirtti. Onun deyişiyle bu durum, seçim sonuçlarını tartışmalı hale getireceği gibi, Kerkük sorununun çözümünü de imkânsızlaştıracak, ayrıca Irakta ve bölge ülkelerinde ciddi güvenlik sorunları yaratacaktır...***KERKÜKte gerilimi böyle tehlikeli bir noktaya getiren olay, son aylarda kentin nüfus yapısının Kürtlerin lehinde değişmesine göz yumulmasıdır.Bu konuda çeşitli kaynaklar tarafından verilen rakamlar (350 bin kişiden dahi söz ediliyor) farklı ve hatta abartılı da olsa, gerçek şudur ki, Kerkükte büyük bir Kürt çoğunluğunun oluşması için her şey yapılmıştır. Kürt siyasi liderlerini gönlünde neyin yattığı dikkate alınırsa, bundan esas güdülen hedefin de ne olduğu kolayca sezilebilir.Türkiyenin bu konudaki kaygısı seçimler yolu ile gerçekleştirilmek istenen "statü değişikliği"nin bölgedeki hassas dengeleri altüst edeceği, hatta etnik çatışmalara yol açabileceğidir.Daha açık bir ifade ile Kerkükteki bir oldubitti karşısında, Türkmenler ve Araplar ile Kürtler birbirine girecek, Irak genelinde de bu savaş yayılarak Irakın birliğini, toprak bütünlüğünü tehdit edecektir. Bu da Türkiye başta olmak üzere, Irakın komşu ülkelerini de bir şekilde bu sürtüşmelerin içine çekme tehlikesini yaratacaktır.Yukarıda sözünü ettiğimiz Uluslararası Kriz Grubunun raporunun bu tehlikeye parmak basması, artık "yabancılar"ın da Türk siyasi ve askeri yetkililerinin haftalardır yaptığı uyarıları haklı çıkarıyor... Umarız Iraklı Kürtler, Bağdattaki geçici hükümet ve ABD başta olmak üzere diğer ilgili ülkeler de, bu seslere kulak verir... skohen@milliyet.com.tr ULUSLARARASI Kriz Grubu, güncel dünya sorunları ile yakından ilgilenen ve anlaşmazlıkların çözümüne katkıda bulunmayı amaçlayan bağımsız bir sivil toplum kuruluşudur. Örgütün başkanı, Hollandalı Joos Hiltermann, Irakın geleceği konusunda -Türkiye dahil- bölgede yaptığı incelemelerin sonunda, özellikle Kerkük üzerinde odaklanan bir rapor hazırladı.