Kuzey Kıbrısta Türk işadamları ile görüşmeler yapacak olan ABD heyetinde, büyük Amerikan şirketlerinin temsilcileri ve resmi sıfatı bulunan bir görevli (Ankaradaki ABD Elçiliği ticari müşaviri) bulunacak.Bu ziyaretin bu yoldan gerçekleşen bir "ilk" olması, siyasal bir anlam taşıyor. Yıllardır Kıbrıs Türklerine karşı uygulanan "izolasyon" politikası, böylece deliniyor. Ve bu şekilde, Papadopulos yönetimine önemli bir mesaj da veriliyor.* * *KKTC Ticaret Odası Başkanı Ali Erelin dün bize dediği gibi, "Kıbrıs Türklerinin izolasyonuna son verilmekte olduğu mesajı Rumları sarsacak ve onlara da çözüme ihtiyaçları olduğu gerçeğini hatırlatacaktır... Rum yöneticilerin Türk kesiminin dünyaya açılıp kendi ayakları üstünde duracak duruma gelmekte olduğunu nihayet fark etmeleri gerekir"...ABDden ilk kez bir delegasyonun direkt olarak KKTCye gelmesinin Rum hükümetini çileden çıkardığı her hali ile o kadar belli ki, buna misilleme olarak Papadopulos yönetiminin ABDnin -İran ve Suriye gibi- bölgedeki düşmanlarıyla işbirliği kuracağından bile söz ediliyor.Bu tehditlerin bir işe yarayacağı çok şüpheli. Washingtonda ABD yetkilileri, bu ziyaretin Türk kesiminin izolasyonunun sona erdirilmesi vaadi ile tutarlı olduğunu söylüyorlar ve bu politikanın sürdürüleceği sinyalini veriyorlar.Kuşkusuz ABDnin bu tavrında sıkı durması ve pratikte Amerikan şirketlerinin KKTC ile iş yapması, Washingtonun söz verdiği mali yardımda bulunması çok önemli. Böyle bir kararlılık herhalde diğer ülkelerin de benzer şekilde davranmasını kolaylaştıracak.* * *ŞİMDİLİK açıkçası ABden böyle bir hareket görülmüyor. KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat her ne kadar önceki gün Brükselde görüştüğü AB Komisyonu Başkanı Barrosodan izolasyona son verilmesi konusunda destek gördüğünü söylediyse de, pratikte henüz mevcut engeller aşılmış değil. "Yeşil Hat tüzüğü" hâlâ "onay bekliyor". "Direkt ticaret" ile "mali yardım" tüzüklerinde ise tam bir kilitlenme var.Talatın bizzat belirttiği gibi, Komisyon "elinden geleni" yapıyor; ancak Konseyden "beklenenleri alamadık"... Bunun nedeni Komisyonun bürokratlardan, Konseyin ise 25 üye ülkenin bakanlarından oluşmasıdır. Bunlar arasında Kıbrıs Rum tarafı ve de Yunanistan var.Bir Avrupalı diplomatın bize itiraf ettiği gibi, "ABnin yapısı, ABDnin yaptığı gibi tek başına KKTC ile direkt ilişkiye girmeye müsait değil..."* * *PAPADOPULOS yönetiminin uzlaşmaz politikasında ısrar etmesinin, BM Genel Sekreteri Kofi Annanın müzakere yolunu tekrar açabilecek son çağrısında "ohi" demesinin, ABnin de Kıbrıs Türklerini rahatlatacak girişimlerini bloke etmesinin başlıca nedeni, işte ABnin bu tutumudur.Bu durumda Rum tarafının KKTCdeki Meclis ve başkanlık seçimlerinden sonra dahi çözüm için yeni inisiyatiflere itibar etmesi şansı da oldukça zayıf görünüyor. Velev ki, Papadopulos bu politikasını değiştirmek zorunluğunu hissetsin. Bunun bir yolu da, ABDnin şimdi yaptığı gibi, Kıbrıs Türklerine destek olunması ve KKTC realitesinin öne çıkarılmasıdır... skohen@milliyet.com.tr BUGÜN, Kıbrıs Türklerinin çoktan beri beklediği bir olay gerçekleşiyor: İstanbuldan kalkacak Kıbrıs Türk Havayollarının bir uçağı, KKTCnin Ercan Havaalanına, bir Amerikan ticaret heyetini getirecek.