Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



DÜN akşam Ankara'ya gelen Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin önemli isimlerinden Berham Salih ile yapılacak görüşmeler, özellikle son günlerde Türkiye'de ciddi huzursuzluğa yol açan anlaşmazlıkları giderebilecek mi?
Tam bilemiyoruz, ama umarız bu ziyaret iki taraf arasında yeni bir anlayışın oluşmasına yardımcı olur. Bunun öyle olması herkesin yararına...
Irak'taki Kürt yönetiminin dış ilişkilerini yürüten Berham Salih dahil, genelde Kürt liderlerinin Ankara'da yaptıkları açıklamalar, sanki ortada hiçbir uyuşmazlık yokmuş veya ortak bir anlayış varmış izlenimini verir. Bunun sebebi Kürtlerin Türkiye'ye geldiklerinde, Kuzey Irak'ta veya başka yerlerde yaptıkları sivri ve kışkırtıcı konuşmalardan çok farklı bir dil kullanmaları olsa gerek.
Oysa, son günlerde Ankara'yı ciddi şekilde rahatsız eden ve Başbakan Erdoğan'ın ağzından sert bir uyarıda bulunmaya yol açan neden, bizzat Salih'in ve diğer bazı Kürt liderlerinin "zehir zemberek" beyanlarıdır. Yerel Kürt meclisinin federal (aslında konfederal) anayasa taslağını ortaya koymasının ardından verilen bu demeçlerde, Kuzey Irak'ta geniş bir bölge - yarı bağımsız - Kürdistan olarak gösterilmiş ve "Kürt kenti" olduğu iddiası ile Kerkük de bunun merkezi ilan edilmiştir...
* * *
GERÇEK şudur ki, Irak'ın yeniden şekillendirilmesinde, federal sistemin esas alınmasını isteyenler, sadece Kürtler değil. Şiiler başta olmak üzere, toplumun diğer kesimleri de bir şekilde (ama ülkenin bütünlüğünün ve birliğinin korunması kaydı ile) federal bir temele dayanmasından yana.
Sorun yaratan - ve özellikle Ankara'yı huzursuz eden - konu, Kürtlerin "etnik temel"de bir federasyon (yani pratikte talep ettikler geniş bölgede tamamen Kürt hakimiyetini tesis edecek bir sistem) istemesidir. Buna Türkiye kadar komşu ülkeler (Suriye ve İran), hatta Irak'taki diğer belli başlı unsurlar (Şiiler) de karşıdır.
Nitekim Türk diplomasisi son günlerde böyle bir sisteme - yani Kürt liderlerinin şimdi savundukları politikalara - karşı Suriye'nin, İran'ın ve Iraklı Şiilerinin desteğini sağlamıştır. Başbakan Erdoğan da Kürtlerin ateşle oynadığını söyleyerek, bunun böyle devam etmesi (yani Irak'ın parçalanması halinde) "Türkiye'nin ve komşularının duruma müdahale edeceği" uyarısında bulunmuştur...
* * *
DURUMUN bu noktaya gelmesi doğrusu hiç iyi olmadı. Umarız Berham Salih ile görüşmeler bu konudaki kuşkuların dağılmasına ve bundan sonra daha yapıcı ve sürekli bir diyaloğun kurulmasına yol açar. Aksi halde, gerçekten Ankara ile Iraklı Kürtler arasında ciddi sürtüşmeler ve gerginlikler çıkabilir ve bu durum diğer bölge ülkelerini ve özellikle ABD'yi de işin içine çekebilir.
Artık Kürt liderleri "oldu - bittiler" yaratmayacaklarını ve kışkırtıcı sözler ve davranışlarla bir yere varamayacaklarını anlamalıdır. Ankara da Irak'ın yapılanmasındaki yeni gerçekleri dikkate alıp, bu ülkedeki Kürtleri ve diğer unsurları rakip veya hasım olarak görmemeli, onlarla uzlaşmaya çalışmalıdır...
Ve tabii böyle bir sürtüşmenin çıkmamasında ve ortak bir anlayışın sağlanmasında en büyük sorumluluk, ABD'ye düşüyor. Washington'un bu konudaki tutumunu daha net belirleyip ağırlığını koyması gerekiyor. Başbakan Erdoğan'ın ay sonunda Başkan Bush'a bunu hatırlatması bakalım işe yarayacak mı?