Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İSTANBUL, dün başlayan 4 günlük önemli bir uluslararası konferansa ev sahipliği yapıyor. Bu kez konuklar, NATO Parlamenterler Asamblesi’nin mensupları. Ancak NATO derken, bugün artık sadece ona dahil olan 19 ülke kast edilmiyor. Buna ayrıca 17 "ortak üye" ile 11 "gözlemci ülke"yi de eklemek lazım. Nitekim İstanbul’daki toplantıya bütün bu ülkelerden toplam 350 parlamenter - milletvekili ve senatör - katılıyor.
Bu vesile ile açılış konuşmasını yapmak üzere İstanbul’a gelen NATO Genel Sekreteri Lord George Robertson’ı dün Harp Akademileri Komutanlığı’nda dinlemek olanağını bulduk. Genel Sekreter’in komutanlığın öğrenci, subay ve müdavimler için düzenlediği konferans kapsamında dün yapılan toplantıda söyledikleri halen NATO’nun gündemindeki - ve Türkiye’yi de yakından ilgilendiren - konulara ışık tuttu.
Bu konular, NATO parlamenterlerinin İstanbul’daki toplantılarında da tartışılacak. Bunların arasında terörizmle mücadele, kitle imha silahlarına karşı savunma, yeni NATO stratejik konsepti de yer alıyor. Parlamenterler bu konudaki görüşlerini yayımlayacakları deklarasyonla önümüzdeki hafta (21 - 22 Kasım’da) Prag’da yapılacak NATO zirvesine sunacaklar.
***
LORD Robertson dünkü sunuşunda, NATO’nun halen karşılaştığı güvenlik ve savunma sorunlarını üç grupta topladı: "Terörizm", "kitle imha silahları" ve "organize suçlar". Ayrıca buna müttefikleri yakından ilgilendiren "bölgesel çatışmalar" da ekleniyor.
Soğuk Savaş döneminde belirli saldırı tehlikesine karşı kendisini büyük başarı ile koruyan ve karşı tarafı caydıran NATO, bugün yeni tehditlere karşı ne kadar hazır durumda?
Lord Robertson örneğin terörizmle mücadelede ve kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesinde uluslararası dayanışma ve işbirliğinin gereğini vurguladı. Bu konuda kendisinin de önayak olduğu "NATO yeteneklerinin geliştirilmesi" üzerinde çalışıldığını belirtti. Ve birkaç kez, NATO’nun "transformasyon"undan söz etti.
Gerçekten NATO halen bir transformasyon süreci içinde. Genel Sekreter ve genelde NATO’nun resmi ağızları henüz bu sürecin başında bulunulduğunu düşünüyorlar ve ilerisi için iyimser beyanlarda bulunuyorlar.
***
NATO kendisini epey zorlayarak Balkanlar’da barışı sağlamakta ve korumakta aktif bir rol oynayabildi. NATO başka bölgelerdeki çatışmalara ve hele Transatlantik camiasının güvenliğini sarsabilecek terörizm ve kitle imha silahları tehditlerine karşı da etkin olabilecek mi?
Örneğin Afganistan olayında, ABD kendi kurduğu bir "koalisyon" ile kendi başına (NATO dışında) hareket etti. Lord Robertson dün bir soruyu yanıtlarken, bunun ABD’nin kendi tercihi olduğunu ve daha çok Pakistan ve Asya ülkelerini kapsayan bir ittifak kurmayı yeğlediğini belirtti.
Bu, ileride Irak’a karşı bir müdahalenin de aynı şekilde (yani gene NATO dışında) gerçekleştirilmesi olasılığını akla getiriyor. Lord Robertson ile bunu tartışmak fırsatını bulamadık; ama belli ki bu müdahaleyi de ABD, NATO dışında yürütecek. Aslında bunun nedeni de bizzat NATO’nun bunun dışında kalmayı yeğlemesidir. Çoğu NATO ülkesinin (başta Almanya’nın) bu konudaki tavrı ortada...
NATO’nun kendisine yeni bir misyon ve kimlik vermesi (ve ona göre yeniden örgütlenmesi) herhalde daha zaman alacak...