Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İLK bakışta ABD’de sağlık hizmetlerini geliştirecek olan bir reform programına karşı on binlerce kişinin sokaklara dökülmesi garip görünebilir.
Bir başka gariplik de, dünyanın en zengin ülkesi olan, yeryüzündeki en büyük hastanelere ve en ileri tıp teknolojisine sahip bulunan ABD’nin bizdeki sosyal sigortalar benzeri bir kamusal sağlık sisteminden yoksun olmasıdır.
ABD’nin bu tarafını bilmeyenler şaşıracak ama, ABD’de hiç sigortası olmayan insanların sayısı 46 milyonu buluyor. Bu, hastalanan Amerikalıların pahalı sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için, kendi ceplerinden büyük paralar harcaması, eğer yeterli parası yoksa iflas etmesi veya ölüm tehlikesiyle karşılaşması demektir!
Devletin bıraktığı boşluğu, özel sigorta şirketleri dolduruyor tabii. Bunların primleri ise bir hayli yüksek. Bazı iş yerlerinde çalışanlar, maaşlarına mahsuben sigortalanıyor.
Bunun dışında, sadece yaşı 65’i geçenlerle çocukları kapsayan bir sosyal sigorta (“Medicare”) sistemi var.
Oysa ABD, birçok alanda olduğu gibi, sağlık sektöründe de, dünyanın en büyük harcamalarını yapan ülkedir. Yıllık tutar, 2,2 trilyon dolar! Yani milli gelirin yüzde 16’sı. Ama buna rağmen, Amerikalıların çoğu, sosyal sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor...

Değişim sözü
BAŞKAN Barack Obama, adaylığını koyduğu andan itibaren, vaat ettiği “değişim” programının başında “sağlık reformu” maddesini koşmuştu. Nitekim seçilir seçilmez, ilk yaptığı işlerden biri de, bu konuda bir reform tasarısı hazırlamak ve bunu Kongreye sunmak oldu.
Yaklaşık 900 milyon dolara mal olacak olan bu plana göre, tüm Amerikan vatandaşları, ya özel veya kamusal sosyal sigorta olanaklarından yararlanacak. Bunun seçimi kedilerine bırakılıyor. Ancak herkes sigortalanmış olacak.
Bu programa göre, sağlık hizmetlerindeki israf önlenecek, masraflar kısılacak, ama asıl kaynak olarak da, yüksek gelirlilerden (yılda 350 bin doların üstü)s sağlık hizmetleri için ek vergi alınacak. İşverenlerin sağladığı özel sigortalar için de yeni bir vergi konacak.

Kim, neden karşı?
ABD’de ulusal çapta bir sağlık sigortası sisteminin kurulması gerçekten önemli bir “değişim”.
Ama Amerikan toplumunda böyle köklü bir değişikliğe karşı çıkanlar, hatta direnenler var. Önceki gün Washington’da Beyaz Saray ile Kongre arasındaki yollarda toplanan on binlerce kişi, işte toplumun bu tutucu veya sağcı kesimine mensup kimseler. Tabii onları harekete geçiren güçlü çıkar çevreleri ve lobiler var.
Özel sigorta şirketleri ve varlıklı kimseler, daha çok ekonomik nedenlerden (ve konacak yeni vergilerden) dolayı bu reforma karşı çıkıyorlar. Sağcı çevreler ise, reformu devletin müdahalesi ve ekonomik serbestinin kısıtlanması şeklinde gördükleri için bu değişikliğe karşı direniyorlar. Hatta bazısı bunu Obama’nın ülkeyi “sosyalizme sürüklemesi” olarak yorumluyorlar.
Aslında bu olay, Amerikan toplumunun sosyal devlet anlayışı üzerinde bölündüğünü, Obama’nın yenilikçi görüşlerinin de tutucu çevrelerden tepki görmeye başladığını gösteriyor.
Obama’nın mali krize karşı uyguladığı politikalar da bu tartışmaların ve ayrılıkların göbeğinde yer alıyor.
Genç Başkan bu nedenle Amerikan halkının bir kesimini artık açıkça karşısına almış durumda. Bu eski popülaritesinin gerilemekte olduğu anlamını taşıyor.
Bu durum Obama’yı yıldırır mı? Son konuşması, bu mücadeleyi cesaretle sürdüreceğini gösteriyor, Siyasi kaderi de bu konuda göstereceği başarıya bağlı...