RUSYA Başbakanı Vladimir Putin’in Ankara ziyaretinin daha çok enerji alanındaki sonuçları üzerinde duruldu. Toplam 5 saatlik görüşmelerde ağırlık ekonomiye verilmekle beraber, tabii ki birtakım siyasal -ve daha çok bölgesel- sorunlar da ele alındı.
Ankara’nın ve Moskova’nın Ortadoğu’ya, Kafkasya’ya ve Balkanlar’a bakış açısında genelde epey bir yakınlık var. Bazı spesifik meselelerde pozisyonlar farklı da olsa bu, iki ülkenin ilişkilerini ve işbirliğini etkilemiyor.
Ancak Ankara’daki görüşmelerde ele alınan iki mesele var ki, Türk dış politikası açısından önem taşıyor. Bunlardan biri Kıbrıs, diğeri de Karabağ meselesi...
Putin’in ziyaretinde dikkatler enerji projeleri üzerinde odaklandığı için, bu iki meselede neler konuşulduğu kamu oyuna pek yansımadı. Oysa bu iki konuda, bazı ilginç gelişmeler var.
Kıbrıs: Yeni unsurlar
ASLINDA Putin, basın toplantısında Kıbrıs meselesinde satırlar arasında bazı önemli ipuçları verdi. Rusya’nın “acil bir çözüme destek verdiğini” söylerken BM kararlarının yanı sıra Annan Planı’na da değindi. Daha önemlisi, adada iki taraftan veya bölgeden söz etti ve Moskova’nın Kıbrıs Türkleri “ile de ekonomik ilişkiler” kurmasının çözüme katkıda bulunacağını söyledi.
Bu sözler aşırı alınganlığı malum olan Rum tarafında adeta panik yarattı. Rum gazeteleri Putin’in “iki devlet”ten bahsettiğini, ancak sonra bunun bir tercüme hatası olduğunu, aslında iki taraf veya kesimin kastedildiğini öne sürdüler! Rum politikacılar da bunun üzerine yaygarayı koparınca, Rus makamları bunun doğru olmadığını, yanlış bir çeviri yapıldığını söylediler. Lefkoşa’daki Rus Büyükelçisi V. Shumskiy, Moskova’nın Kıbrıs politikasında herhangi bir değişiklik olmadığını vurgulamak ihtiyacı duydu.
Aslında Rusya’nın Kıbrıs’la ilgili temel politikasında bir değişiklik yok. Ama, Rus lideri Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin ekonomik durumu (yani izolasyon) ile ilgili hassasiyetini anlıyor.
Ankara’da ele alınan enerji projelerinden biri İsrail’e kadar uzanacak olan “Mavi Akım-2” boru hattının Kıbrıs’a ulaşmasını öngörüyor. Bu tabii ki Kuzey’i, yani Türk bölgesini, atlayarak gerçekleşmeyecek...
Putin’in, yeni gerçeklerin ışığında, adadaki iki bölgeden ve Türklerle ekonomik ilişki kurma olasılığından söz etmesi, siyasal bir anlam taşıyor. Diğer bir deyişle, Rusya’nın Kıbrıs politikasında esasta değilse de, nüansta bir yenilik, bir yaklaşım farkı seziliyor...
Kafkasya: İkili oyun
KARABAĞ meselesinde Putin, diplomatik bird dil kullandı, Rusya’nın Kafkasya’da ihtilafların sürmesini istemediğini, bu sorunun çözümüne çalıştığını, ancak dışarıdan müdahale edilmemesi ve sadece tarafların uzlaşmaya teşvik edilmesi gerektiğini savundu.
Moskova, özellikle Gürcistan’daki olaylardan sonra, Kafkasya’daki hâkim durumunu korumak istiyor ve Ermenistan’ı olduğu kadar Azerbaycan’ı da elinin altında tutmaya çalışıyor, Azerbaycan’ın Türkiye’ye karşı -Ermenistan açılımı nedeniyle- aldığı tavır, Moskova’nın işine yaradı. Şimdi Rusya Erivan ile Bakü’yü daha rahat “idare” edebiliyor...
Türkiye’nin beklentisi Rusya’nın, Karabağ meselesinde daha aktif devreye girip Ermenistan üzerinde baskı yapmasıdır. Ankara, Bakü ile Erivan arasındaki anlaşmazlıkların hallinde Rusya’nın herkesten fazla etkili olabileceği kanısındadır.
Ancak Rusya temkinli davranmayı ve acele etmemeyi tercih ediyor. Onun için önemli olan, bölgedeki nüfuzunun devam etmesidir.
Kısacası, Rusya enerji alanında olduğu gibi, dış politikada -ve hele kendi arka bahçesinde- çetin bir satranç oynuyor.
Rusların satrançtaki mahareti de malum!
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025