Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Moskova’daki Çeçen eylemini izleyen gelişmeler Türk - Rus ilişkilerini nasıl etkileyecek?
Bu soru, Rusya’nın Ankara’ya bir nota göndermesi üzerine, gündeme gelmiş bulunuyor.
Rus hükümeti bu notada Çeçen teröristlerinin Türkiye’deki bazı Çeçen grupları ile bağlantıları olduğunu, Moskova’daki son baskının ışığında bu konuda bazı kanıtlar bulunduğunu öne sürüyor. Notada ayrıca Rusya’nın illegal saydığı Çeçenistan devletinin İstanbul’da temsilciliğinin faaliyetine son verilmesi isteniyor.
Türk yetkililer "Çeçenistan temsilciliği" konusunda Rusya’nın Ankara’ya ilettiği iddiayı kabul etmiyor. Yani Türkiye’de böyle bir temsilciliğin bulunmadığını belirtiyor.
Görüştüğümüz bir yetkilinin verdiği izahat şöyle: "Birileri Türkiye’de böyle bir iddia ile ortaya çıksa dahi, bu böyle bir temsilciliğin var olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki, Türkiye’de bu isim altında bir temsilciliğin faaliyette bulunduğu doğru değil... Gerçi bazı Kafkas dernekleri var. Ama Rusya’nın kastettiği herhalde bu gruplar olmasa gerek...
***
BİR başka Türk yetkilisinin deyişi ile, Türkiye Moskova’daki son olayın iki ülke arasındaki ilişkileri bozmaması için büyük gayret içinde. "İlişkilerimizin bundan etkilenmesi için neden yok" diye konuşan yetkiliye göre, her iki tarafta da bu yönde "güçlü bir siyasi irade var."
Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye’nin Rus notasına vereceği yanıt da bu çerçevede olacak. Bunun Rusları ne kadar tatmin edeceğini göreceğiz.
Gerçek şudur ki, Rusya uzunca bir süredir Türkiye’deki bazı Çeçen yanlısı grupların faaliyetinden rahatsız. Bu rahatsızlık, Çeçen militanlarının Türkiye’de giriştiği eylemler sırasında da açıkça belirtilmişti. Moskova’daki son olayla ilgili olarak "işbirlikçi Çeçenlerin bulunduğu dış ülkeler" arasında Türkiye’nin sayılması ve bu konuda kanıtlardan söz edilmesi, ciddi bir iddiadır...
***
TÜRK diplomatları son olayın Ankara’yı güç duruma düşürdüğünü kabul ediyorlar.
Zorluk sadece olumlu biçimde gelişen Türk - Rus ilişkilerini - Çeçen eyleminden etkilenmeden - sürdürme arzusundan kaynaklanmıyor. Buna bir de, Türkiye’nin temel politikalarındaki parametreleri eklemek gerek.
Türkiye’nin öteden beri hassasiyetle savunduğu iki kıstas Türk - Rus temaslarında sık sık ön plana çıkıyor. Bunlardan biri, terörizme karşı mücadele, diğeri ise toprak bütünlüğü ile ilgili.
Türk devlet adamları Rus meslektaşları ile görüşmelerinde hep bu ölçütlere değinmişlerdir. PKK’nin faal olduğu dönemde Ankara aynı çerçevede Rusya’nın işbirliğini istemiştir...
Türkiye’nin nedeni ne olursa olsun teröre karşı tavrı ve aynı zamanda toprak bütünlüğünün korunması konusundaki duyarlılığı, Çeçen militanlarının her eyleminde Ankara’yı sıkıntıya sokuyor. Bir yandan bu kıstaslar, diğer yandan da Türkiye’de Çeçen davasına duyulan sempati ve Kafkas kökenli vatandaşların yükselen sesi... Türk diplomasisi bu farklı faktörleri dikkate almak durumunda.
***
BU kez bu zorluğu artıran bir olay daha var: O da, Rusların Moskova’daki rehineleri kurtarmak için kullandığı yöntemler... Buna bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kamuoyu isyan etmiş durumda.
Şimdi olayın odak noktası artık Çeçenlerin eylemi değil, Rus güvenlik güçlerinin (ve dolayısı ile Putin’in) bu trajedideki büyük sorumluluğudur. Oysa Kremlin’in halen tutumunu daha da sertleştirmekte ve dış ülkeleri de hedef alabilecek yeni bir "güvenlik doktrini" geliştirmekte olduğunu görüyoruz. Bunun Türk - Rus ilişkilerini nasıl etkileyebileceğini de başka bir yazımızda ele alacağız...