Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



BAŞLIKTAKİ soruyu biraz daha açalım: Saddam Hüseyin'in yakalanması, Irak'ta demokrasi ve istikrarın kurulmasını, şiddetin sona ermesini ve hayatın normale dönmesini kolaylaştıracak mı?
Irak diktatörünün ele geçirilmesinden sonra, Irak halkı kadar dünyayı ilgilendiren esas soru bu.
ABD'nin Irak'a karşı (kitle imha silahları gibi gerekçeleri öne sürerek) giriştiği askeri harekatın hedefi, Bağdat'taki rejimi devirmek ve bunun başındaki Saddam'ı ortadan kaldırmak veya saf dışı etmekti.
Hızla gerçekleşen işgal, rejimin sonunu getirdi. Dokuz ay sonra da, sıra bizzat Saddam'a geldi. Mağrur "reis", saklandığı delikte, ekranlara yansıyan o perişan ve zavallı hali ile, direnmeden veya hayatına kastetmeden, teslim oldu. Saddam'ın bu dramatik "son"u ile, 35 yıllık bir dönem de noktalanmış oldu...
***
SADDAM ve rejimini hedef alan Bush yönetimi için bu sonuç, bir zafer sayılıyor. Ne var ki, bu başarı ABD'nin genel amaçları ile ilgili beklentilerini garantilemiyor. Başkan Bush'un bizzat dediği gibi, Irak'ta şiddet ve huzursuzluk devam edebilir.
Irak'ta, özellikle "Sünni üçgeni" içinde başta Amerikalılara ve yabancı askerlere, son günlerde de Iraklılara karşı girişilen saldırıların ne ölçüde Saddam ile ilintili olduğu şimdi daha iyi anlaşılacak. Bunda Saddam'a sadık eski Baasçıların ve subayların payı olabilir. Ama direnişin çeşitli eğilimli (milliyetçi, dinci, fırsatçı, yabancı, vs.) gruplardan kaynaklandığı da biliniyor. Saddam'ın tutuklu olması, herhalde "işgale karşı direniş" amacı etrafında birleşen çeşitli gerilla faaliyetini birdenbire kesecek değil...
***
SADDAM Hüseyin'in sağ olarak ele geçirilip mahkemeye sevk edilmesi, Irak'ın hassas geçiş sürecini etkileyecektir.
Daha şimdiden bu yargılamanın nasıl olması gerektiği tartışmaları başladı. Bunun "Irak'ta, Iraklılar tarafından" gerçekleştirilmesi söz konusu. Ama Irak'ta doğru dürüst bir adalet mekanizmasının bulunmadığını, böyle bir davanın uluslararası bir mahkemede (Miloşeviç için yapıldığı gibi) görülmesi gerektiğini savunanlar var.
Eğer Saddam Irak'ta yargılanacaksa, mahkemede yabancı hukuk uzmanlarının yer alması, BM ve/veya uluslararası bir kuruma denetim yetkisinin verilmesi iyi olur. Aksi halde, yargılama şaibeli bir hal alacak, bu da Saddam'a (ve yanlılarına) siyasal bir şov sahneleme fırsatını verecektir.
***
BÜTÜN bu olumsuz olasılıkların önlenmesi, Irak'ta Saddam sonrası normalleşme sürecinin hızlandırılması ile mümkündür. Bunda en büyük sorumluluk tabii ki ABD'ye ve kurduğu geçici yönetime düşüyor.
Irak'ta hala günlük yaşam rayına oturmamıştır. Halkın sıkıntıları devam etmektedir. Güvenlik sağlanamamıştır. Bunlar öncelikle koalisyon güçlerinin hızla tamamlaması gereken işlerdir.
Şimdiki Iraklı yöneticiler de, Saddam döneminin bıraktığı siyasi - ideolojik boşluğu, yeni bir vizyon ve yeni bir Irak kimliği ile doldurmak durumundadır. "Saddam'ı aratmamak", öncelikle onlara düşüyor...