Geçen cumartesi günü bir grup Türk gazetecisi ve akademisyeni ile dört Arap ülkesinin Türkiye'deki büyükelçileri bir araya geldi. Güncel konularda periyodik toplantılar düzenleyen "Analiz - Türk" grubunun girişimi ile ilk kez gerçekleşen bu buluşma, Arap diplomatları ile Türk aydınlar arasında serbestçe fikir alışverişinin yapılmasına olanak sağladı.
Toplantıda başta Suriye, Libya, Filistin, Umman büyükelçilikleri ülkeleri ile Türkiye arasındaki ilişkiler üzerinde bilgi verdiler. Bu konuşmalardan çıkan sonuç, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerde özellikle son iki - üç yılda, hissedilir bir gelişme kaydedildiğidir.
Özellikle Suriye Büyükelçisi Said Al Bunni'nin izahatı iki komşu ülke arasında yeni bir işbirliği dönemine girilmekte olduğunu gösteriyor. Örneğin iki yıl önce 300 milyon dolar civarında olan karşılıklı ticaretin bu yıl 1.5 milyar doları bulması bekleniyor. Ekonomik işbirliği alanında yakın gelecekte yaşama geçirilmesi planlanan birçok proje var. "Apo - PKK sorunu"nun hallinden sonra, şimdi Ankara ile Şam arasındaki ilişkiler düzlüğe kavuşmuş görünüyor...
* * *
BÜYÜKELÇİLERİN hepsi sunuş konuşmalarında Türk - Arap ilişkilerinin geçmişteki inişli - çıkışlı seyrinden sonra, yeni bir sayfa açmak gereğini savundular. "Tarih bir yük olmamalı, geçmişi bırakıp, geleceğe bakalım" dediler.
Bu noktada şu soruyu ortaya attık: Şimdiye kadar ilişkilerin istenilen düzeye ulaşmamasının sebebi nedir? İkili anlaşmazlıklar veya sorunlar mı? Güven eksikliği mi? İlgisizlik mi? Bunun analizi iyi yapılırsa engelleyici faktörlerin bertaraf edilmesi şansı da artar...
Suriye büyükelçisi, şimdiye kadar taraflar arasında ilişkileri ileriye götürmek konusunda yeterli siyasi irade olmadığını hatırlattıktan sonra, şu görüşü ifade etti: "Arabayı atların önüne koymaya gerek yok. İşbirliği kurarak ilerleyelim. Sorunlar varsa bu süreç içinde daha kolay halledilebilecektir..."
* * *
BÖLGEDEKİ ve dünyadaki yeni konjonktür Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, hatta geliştirilmesi için bugün daha elverişli bir ortam oluşturuyor.
Türk diplomasisi Batı ile (ve bu arada AB ile) bağlarını güçlendirmeyi hedeflerken, şimdi bölge ile daha yakından ilgileniyor ve dış ilişkilerinin bu boyutuna önem veriyor. Birçok Arap ülkesi için de Türkiye ile daha iyi ilişkiler kurmak, dış politikalarının hedefleri arasında yer alıyor.
Yani bugün "siyasi irade" var artık. Geçmişteki ilgisizliğin ve güven eksikliğinin giderilmesi, bu ilişkilerde yeni bir sayfanın açılmasında başlıca etken olacaktır.
Bu yönde gelişmeyi kolaylaştıracak bir dizi adıma ihtiyaç var. Toplantıda da belirtildiği gibi, örneğin çeşitli alanlarda karşılıklı temasların, ziyaretlerin başlatılması gibi.
Bir başka önemli nokta da şudur: İlişkilerin gelişmesini tarafların kendi ulusal davalarına (Türkiye için Kıbrıs ve Araplar için Filistin gibi) "tam destek şartı"na bağlamamak lazım. Diğer bir deyişle ikili ilişkileri, üçüncü konulara endekslemekten kaçınmak ve önceliği işbirliğine vermek daha doğru olacaktır...