İntifadanın tırmanarak sürdüğü bir buçuk yıl boyunca, şu soru hep soruldu: Böyle giderse, İsrail ile Filistin arasındaki çatışma, diğer Ortadoğu ülkelerini de içine alacak şekilde, bölgesel bir savaşa yol açabilir mi?
Şimdiye kadar buna verilen yanıt, çatışmaların İsrail - Gazze - Batı Şeria üçgeni içinde kalacağı, yani bölgeye yayılmayacağı yönünde idi.
Ancak son günlerde İsrail ile İran ve Irak arasında başlayan "söz savaşı", bölgesel çatışma tehlikesinin ciddiye alınacak boyutlar aldığını gösteriyor.
Başkan Bush'un "şer ekseni"ne dahil ettiği Irak ve İran üzerinde kara bulutlar toplanmışken, şimdi buna bir de İsrail tarafında esen gerginlik rüzgarları ekleniyor...
* * *
ABD, Irak'ı vurabileceği konusunda ilk işaretleri vermeye başladığı zaman, İsrail yetkilileri böyle bir müdahale sırasında Saddam'ın - Körfez Savaşı'nda yaptığı gibi - İsrail'i hedef alabileceğini beyan ettiler. İsrail'e göre, Bağdat böyle bir durumda, elindeki "dehşet silahları"nı bu ülkeye karşı yöneltebilir. Bu ise, İsrail'i de böyle bir savaşın içine itmiş olur...
İsrailliler, bu görüşlerini ve kaygılarını her vesile ile ABD'ye iletiyorlar. İsrail Başbakanı Şaron'un bugün Washington'da Başkan Bush ve diğer yöneticilerle yapacağı görüşmelerde bu mesajı tekrarlaması bekleniyor.
Son günlerde İsrail, Irak'ın yanı sıra İran'ı da potansiyel bir tehlike olarak öne çıkarmış bulunuyor. Dışişleri Bakanı Şimon Peres, İsrail'in Lübnan'a 10 bin Katyuşa roketi ve Devrim Muhafızları sevk ettiğini öne sürdü. İsrail daha önce, ele geçirdiği bir gemideki 50 ton silahın İran tarafından Filistin'e gönderilmek istendiğini iddia etmiş, ABD de bunu doğrulamıştı.
Bu haberleri yalanlayan İran, İsrail'i kışkırtıcılıkla suçluyor. İran Savunma Bakanı Ali Şahmani, "Eğer İsrail İran'a (nükleer reaktöre) saldırmaya kalkışırsa, tahmin edemeyeceği bir karşılık alacaktır" şeklinde konuşuyor. Buna İsrail Genelkurmay Başkanı Şaul Mofaz da "Böyle bir İran saldırısına karşılık verecek başka yeteneklerimiz de var" diyor...
* * *
GÖRÜLDÜĞÜ gibi, bölgedeki sürtüşme "intifada"nın veya İsrail - Filistin çatışmalarının ötesinde, bölge için yeni bir tehdit oluşturuyor.
Mesele, karşılıklı suçlamaların sadece "söz savaşı"ndan mı ibaret kalacağı, yoksa bir güç denemesine mi gidileceğidir.
Şimdiye kadar Filistin'de olanlara seyirci kalmayı yeğleyen - Mısır, Ürdün, Suriye gibi - Arap ülkeleri, gene de böyle bir çatışmanın dışında kalabilir. Ancak, ABD'nin tehdit olarak gösterdiği Irak ve İran için durum farklı olabilir...
Aslında bu durum ABD'yi de güç duruma düşürecek niteliktedir. Başkan Bush eğer Irak'a karşı "bir şeyler" yapmayı düşünüyorsa, herhalde İsrail - Filistin çatışmalarının daha da tırmanması ve genişlemesi, bölgede ABD aleyhtarlığını artıracak ve Washington'un planlarını olumsuz şekilde etkileyecektir.
Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların bir an önce durması ve barış sürecine dönülmesi şarttır. Bu sağlanmadıkça, şimdiye kadar "yerel" kalabilen İsrail - Filistin çatışmasının bölgeyi içine alacak topyekün bir savaşa dönüşmesi tehlikesi de her geçen gün artacaktır...