Bu fikrin esasen Türkiye'nin AB üyeliğine kuşkuyla yaklaşan Mümtaz Soysal ve Şükrü Sina Gürel tarafından savunulması doğal da, buna farklı bir üslup içinde de olsa, İlter Türkmen, Emre Gönensay, Murat Karayalçın ve Mesut Yılmaz'ın da katılması, bir sürpriz oldu.Nitekim konuşmaların böyle bir noktaya geleceğini beklemeyen Can Dündar da, bakanların bir "konsensüs içinde" olduklarını, böyle bir şeyin 5 yıl önce söz konusu dahi olamayacağını söyledi. Can Dündar bu mutabakatın ana hatlarını özetlerken de, bakanların AB ile son zamanlarda yaşanan bıkkınlık nedeniyle ilişkilerde bir "soluklanma"ya ihtiyaç duyduklarını, bunun için müzakere sürecine örneğin "bir yıllık ara" verilmesinde yarar gördüklerini ve bu yönde Türkiye'nin inisiyatifini kullanmasından yana olduklarını belirtti.Eski bakanlar arasında ortaya çıkan bu konsensüs, programın başında konuşan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün söylediklerine ters düşüyor tabii. Gül, hükümetin AB ile müzakere sürecini aksatmamak konusundaki kararlılığını vurgularken, "Türkiye'nin hedefi belli; yola devam edilecektir" şeklinde konuştu... CAN Dündar'ın önceki akşam NTV'deki programında konuşan 6 eski Dışişleri Bakanı'nın, AB ile müzakere sürecine bir "time-out", yani "ara" verilmesi konusunda mutabık olması, gerçekten ilginç bir olay. Eski bakanların hemen hemen hepsi, Avrupalı politikacıların popülist söylemlerinden ve AB'nin önyargılı davranışlarından duydukları "bıkkınlığı" ve "yorgunluğu" dile getirdi.Özellikle Kıbrıs konusundaki çifte standarda ve dayatmalara tepki gösteren bakanlar, artık böyle devam edilemeyeceğini belirttiler. Böylece konuşmaların sonunda, "Artık yeter, biz müzakerelerden çekilelim" mesajı çıktı...Bunun AB ile bağların kopması anlamına gelip gelmeyeceği görüşülürken de ilginç görüşler ifade edildi. Mümtaz Soysal, Türkiye'nin AB'siz de reformları sürdürebileceğini, "bölge merkezli" bir dış politika izleyebileceğini söyledi... Şükrü Sina Gürel, AB'nin Türkiye'yi oyalamanın ötesinde, aldattığını ve devlet yapısının direklerini ortadan kaldırmak istediğini öne sürdü... Karayalçın, Türkiye'nin AB'den vazgeçmesinin dünyanın sonu olmayacağını ifade etti. Gönensay, Türkiye'nin tek alternatifinin gene kendisi olduğunu belirtti. Mesut Yılmaz bir ara verilmesinin Türkiye'ye kaybedilen "momentumu" yeniden kazanma fırsatını vereceğini söyledi. İlter Türkmen ise, müzakerelere ara verilmesinin süreci tamamen sona erdirmesi tehlikesini yaratabileceğine işaret etti... AB yorgunluğu... Son çeyrek yüzyılda Türk dış politikasına yön vermiş olan bu eski bakanların Türk kamuoyunun AB'den neredeyse umudu kestiği bir ortamda AB ile ilgili tepkilerinde birleşmeleri ve hatta bir "time-out"tan söz etmeleri oldukça anlamlı.Ama gene de AB ile sürecin, üstelik Türkiye'nin inisiyatifiyle "inkıta"ya uğramasının sonuçlarını iyi düşünmek lazım. "Geçici" ara verildiği takdirde bu sürecin bir daha başlamaması riski büyüktür. Türkiye'yi bu noktaya getirmek isteyen AB ülkeleri (Kıbrıs Rumlarından Fransa'ya kadar) zaten bunu bekliyor."İlişkiler koparsa kopsun" denebilir. Ama şu sırada, müzakere sürecini kendi inisiyatifimizle kesmenin veya bir "time-out" vermenin ne zamanıdır, ne de pratikte bir yararı vardır. skohen@milliyet.com.tr Geçici sürekli olursa...
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025