Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BARIŞ tamam. Şimdi sıra bağımsızlıkta...
Çeçenistan'daki seçimlerin verdiği mesaj bu.
Gerçekten seçim sonucu, iki yıllık kanlı savaşın ardından kurulan barışı pekiştiriyor. Başkan seçilen Aslan Mashadov, bu barışın baş mimarı. Asker olarak, Rus ordusuna karşı savaşta, ulusunu zafere götüren komutan. Ama aynı zamanda, savaş alanındaki başarıyı müzakere masasına taşıyabilen, nihai hedefe ulaşmak için diplomasiye ihtiyaç olduğuna inanan, gerçekçi bir devlet adamı...
Mashadov, Çeçenistan'ın egemenliği ve bağımsızlığı idealine, seçime katılan diğer adaylar kadar bağlı. Nitekim Başkanlığı kesinleştikten sonra yaptığı ilk konuşmalarında, bunu vurguladı.
Ancak 45 yaşındaki eski komutan, bu hedefe ulaşmak için zorlamalara, şiddete başvurmaya karşı çıkıyor. "Her ne pahasına olursa olsun, Rusya'dan ayrılmak düşüncesinde değilim" diyor. Geçen ağustosta Ruslarla imzaladığı anlaşmayı esas alarak, Çeçenistan'ın siyasal statüsünün önümüzdeki yıllarda (2000 yılına kadar) "müzakere yolu ile" belirlenmesi gerektiğini savunuyor. Ve "Çeçenler savaştan bıktı, yorgun düştü. İnsanlarımız sükunet istiyor; Tacikistan veya Afganistan'da olduğu gibi kargaşaya sürüklenmek istemiyor" diye vurguluyor...
Mashadov'u rakiplerinden - ve diğer bir savaş kahramanı olan Şamil Basayev'den - ayıran hususlardan biri bu yaklaşım farkı. Diğer bir husus da, rejim konusundadır. Mashadov, bazı rakiplerinin aksine, Çeçenistan'ın laik bir ülke olmasında ısrarlı. Savaşta yakılan Çeçenistan'ın gündemindeki önceliğin de, şeriat değil ekonomi olması gerektiğini savunuyor. Çeçen ulusunun ekonomik bakımdan ayakta kalabilecek durumda olmadığı sürece, gerçek anlamda egemen ve bağımsız bir ülke olamayacağını söylüyor ki, bu da pragmatik tavrını ortaya koyuyor...
* * *
MOSKOVA, tahmin edileceği gibi, Çeçenistan'daki seçimlerin sonucundan memnun. Mashadov, Kremlin'in gözünde, oturup konuşulabilecek, birlikte iş yapılabilecek bir lider.
Ruslar Çeçenistan'da savaşı kaybettiklerinin bilincindeler. Fiili durumu, yani resmen ilan edilmemiş bağımsız statüyü de kabulleniyorlar. Ama Moskova'da şu sırada hiçbir yönetici, Çeçenistan'ın Rusya Federasyonu'ndan kopmasına razı değil.
Bunun, çeşitli nedenleri var: 1) Ruslar Çeçenistan'ın bağımsızlığını - yani Federasyon'dan ayrılmasını - kabul ettikleri takdirde, bunun Federasyon içindeki diğer otonom veya yarı bağımsız bölgelere de sirayet edeceğinden korkuyorlar. 2) Çeçenistan petrol boru hattının geçtiği bir ülke. Rusya'nın burada hayati ekonomik çıkarları var. Grozni'nin Moskova'dan tamamen kopması, bu çıkarları tehlikeye düşürür. 3) Moskova, Çeçenistan'ın ilerde şeriatı benimsemesi halinde, bunun da bölgede bir çıbanbaşı oluşturabileceği kaygısını taşıyor...
O halde, Rusya, Çeçenlerin bağımsızlık istemine karşı direnecek mi? İlk bakışta, Çeçenistan'ın niyeti ile Rusya'nın tutumu arasında derin bir ayrılık görünüyor. Ama bu karşıt görüşlerin uzlaştırılması da olanaksız değil. Yeter ki, bu yönde zorlamalara gidilmesin.
Eğer Çeçenler Moskova'ya meydan okuyup "tek taraflı bağımsızlık ilanı"na girişirlerse, Rusya buna karşı direnecek, belki de yeniden uzun bir çatışma dönemine girilecek. Eğer Rusya, Çeçenistan'ın bağımsızlık istemini kesip atar ve uzlaşmaya yanaşmazsa, Çeçenler gene başkaldıracak ve sonuçta barış da yıkılacaktır.
Şu anda umut verici olan husus, Moskova'da da, Grozni'de "barışı korumak ve bağımsızlığı konuşmak" yönünde oldukça güçlü bir eğilimin var olmasıdır. Mashadov'un seçimleri kazanması bu umutları artırmış bulunuyor.
* * *
ULUSLARIN birbirlerine bağımlı oldukları günümüzde, bağımsızlık kavramı da bir transformasyon geçiriyor.
Mashadov'un düşündüğü gibi, küçük Çeçenistan, geçirdiği büyük felaketten sonra, Moskova'dan hemen ve tamamen kopamaz. Kaldı ki, Çeçenistan ekonomik alanda Rusya'ya bağımlıdır. Ama bu, Çeçenistan'ın "kendi kaderini tayin" hakkını kullanmasına, Moskova ile kuracağı yeni "özel bağlar" çerçevesinde iç ve dış politikasında serbestçe hareket etmesine engel değil.
Böyle bir statü, gelişmekte olan "yeni bağımsızlık konsepti"ne de uygundur.
Bunun için, hamasiliği ve popülizmi bir yana itip, sağduyu ve sabırla hareket eden yöneticilere ihtiyaç vardır.
Çeçenistan'daki seçimlerin sonucu, bu yönde bir fırsat - ve bir örnek - oluşturabilir...